Oyun İncelemeleri

The Amazing Spider-Man 2

Örümcek Adam veya nam-ı diğer Peter Parker. Kendisi çok farklı bir kahraman. Çünkü birçoğumuz onunla neredeyse yaşıt. Aynı gençlik sorunlarını, benzer bir hayatı paylaşıyoruz. Tek bir farkla. O bizim hayallerimizi yaşayabilen bir genç. Belki de bu yüzden Örümcek Adam, diğer süper kahramanların arasında, genç okurları için çok özel bir yere sahip.

Birçoğunuzun bildiği gibi Örümcek Adam, beyazperdeyle doğru düzgün ilk buluşmasını 2002 yılında, Sam Raimi yönetmenliğinde ve Tobey Maguire’ın canlandırmasıyla yaşamıştı. Her ne kadar bu ilk Örümcek Adam, genel olarak sevilmiş olsa da, serinin sıkı takipçileri tarafından başarısız bulunmuştu. 2007 yılına kadar süren bu seri, üç filmle tamamlanmıştı. Sonrasında ise bu seri tamamen iptal edildi. 5 yıl sonra ise serinin sıkı hayranlarını mutlu eden haber geldi. Seri tamamen baştan ve “Amazing Spider-Man” çizgi roman serisine uygun olarak çekilecekti. The Social Network’ten tanıdığımız Andrew Garfield ise yeni Örümcek Adam olarak sunuldu. İlk film bir klasik olmamasına rağmen, belki de çekilen en “doğru” Örümcek Adam filmi oldu. Geçtiğimiz günlerde ise bu serinin ikinci filmi The Amazing Spider-Man 2 vizyona girdi.

Minareden at beni

Lafı neden bu kadar uzattığımı anladığınızı düşünüyorum. Bu güzel konuyu böyle bir oyun incelemesiyle harcamak istemezdim, ancak sonuçta bu da bir oyun ve incelememiz gerekiyor. The Amazing Spider-Man 2, açıkça söylemek gerekirse yine bir “film oyunu”. Bu demek değil ki filmin hikâyesini ve görselliğini birebir alıyor. Zaten oyunu kurtaran da bu yönü.


“Bu yaz günü kar maskesi takılır mı?! Çabuk söyle! – İyi de abi sen ful giyiniksin!?”

Hikâyemiz her ne kadar ilk filmle alakalı da olsa Ben Amca’nın ölümü ve Peter Parker’ın onu öldüren adamın peşinden koşmasını konu alıyor. Bu kısımlar oldukça hızlı ve özensiz geçilmiş. Belki de ikinci oyun olmasının etkisi nedeniyle. Ancak daha ilk sahnenin sonunda karşımıza çıkan ve “Abi şimdi sinematik çıkacak ya!” nidaları attığımız sahnede bize bir slayt gösterisi sunuyor olması, oyun hakkında “Belki de ilk defa film oyunu güzel çıkar” düşüncemizi aklımızdan silmemizi sağlıyor.

Oyunu geliştiren Beenox’u daha önceki Spider-Man: Shattered Dimensions, Spider-Man: Edge of Time ve The Amazing Spider-Man gibi oyunlardan tanıyoruz. Yani genel olarak geliştirici firma, Örümcek Adam dinamiklerine alışkın. The Amazing Spider-Man 2, açık dünya olarak modellenmiş bir Manhattan da geçiyor. Genel olarak şehirde dolaşıyor ve bize verilen görevleri halletmeye çalışıyoruz. Bu görevler arasında araba hırsızlarını dövmek, arabayla kaçırılan rehineleri kurtarmak, yangında mahsur kalanları kurtarmak gibi farklı dinamiklere sahip olanlar bulunuyor. Bu görevlerin sonrasında ise ana hikâyeyi ilerleten ve sonunda boss’la karşılaştığımız olanlar çıkıyor. Yan görevler sizin halk tarafından sevilmenizi sağlarken, bu görevleri bırakıp etrafta ekstra toplamanız, halkın sizden nefret etmesine neden oluyor. Ayrıca görev sonlarında özel yeteneklerinizi de edindiğiniz puanlar doğrultusunda geliştirebiliyorsunuz. Genel olarak oyunun ilerleyişi bu yönde. The Amazing Spider-Man 2’yi farklı kılan, oyun içi ekstra içerikler. Henüz oyunun başında Comic Stan(d) isimli bir çizgi roman dükkânında, Örümcek Adamı yaratan isim Stan Lee’yle karşılaşmak (dükkânın tabelasında yanmayan D harfinden anlamalıydık), bu dükkânda sergilenen ve oyun içerisinde topladığımız çizgi roman sayfalarıyla okuyabileceğimiz çizgi roman kısımları, toplanabilen heykeller, sanat çalışmaları ve dahası. Tüm bunlar, oyunu oynamak için belki de tek neden.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Ağ fırlat tut beni

Beenox nihayet şu ağ atma işine ciddi bir önem vermiş. Artık Spidey’nin attığı ağlar bulutlara değil de sadece binalara yapışabiliyor. Böylelikle daha gerçekçi bir Örümcek Adam’a sahip oluyoruz. Sol Shift tuşuna basarken farenin sol ve sağ tuşlarına basarak aynı yöne ağ atıp savrulabiliyoruz. Bununla birlikte belli bir mesafedeki binaları hedef alarak E tuşuyla hedefteki yere zıplama ve ağ atmayla birlikte ulaşmamız mümkün. Kısacası Manhattın’da gezmek hem daha kolay, hem de oldukça gerçekçi.


“Gelecek elektrik faturasının haddi hesabı yok…”

“Peki ya dövüşler?” diyeceksiniz. Rocksteady’nin Arkham serisini bilenler, bu oyundaki dövüşlerin de neredeyse aynı olduğunu fark edecekler. Yakın dövüş alabildiğine sıkıcı oluyor bir yerden sonra. Ancak Spidey’nin animasyonları ve konuşmaları bu konuda çok başarılı olmuş.

Zaten oyunda genel olarak bir çizgi roman havası hâkim. Yani filmdeki Örümcek Adam’ı bir kenara bırakmalısınız. Buradaki Örümcek Adam, aynı çizgi romandaki gibi daha atletik ve ince görünen bir vücuda sahip. Aynı zamanda konuşmaları ve esprileri de çizgi romana daha yakın. Kısacası bu Spidey, gördüklerimiz arasındaki en hakiki Spidey olmuş.

Bir ağ attım havaya

Oyun hakkında buraya kadar söylediklerim, sanki bir “Bu oyun muhteşem, kesinlikle alın!” havası yaratmış olabilir. Ancak şimdi asıl belirtmemiz gerekenlere gelelim. İlk olarak oyun tamamen konsollardan portlanmış havası taşıyor. PC’de optimizasyon çok kötü. Kontrollerin de konsolda daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.


“Ay ayağım kaydı”

Görsellik çok değişken özelliklere sahip. Manhattan çok detaylı işlenmemiş. Sadece belli başlı bazı binaları tanıyabiliyorsunuz. Bunun dışında her şey birbirinin klonu halinde. Karakterlerde de aynı durum mevcut. Spider-Man çok iyi modellenmiş görünüyorken, dövdüğümüz araba hırsızları adeta kardeş halinde bu işi yapıyor gibi görünüyor. Aynı durum animasyon konusunda da kendini belli ediyor. Spidey olabildiğince gerçekçi yürürken, neredeyse diğer herkes kutu gibi ilerliyor.  Kısaca belirtmek gerekirse, görsel bir bütünlük yok ve oyunun genel olarak grafik kalitesi başarısız.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Düşmanlarımızın yapay zekası oldukça başarısız. Yakın dövüşlerde bu açıkça belliyken, elinde silah olan arkadaşlar da ateş edip duruyor ve kaçıp saklanmıyorlar bile. Boss dövüşleri için zaten denecek bir şey yok. Atari döneminden kalma boss dövüşleriyle artık bir yere gidemeyeceğimizi Beenox’un bilmesi gerekiyordu.

Hikâyenin filmle küçük bağlantılar dışında alakalı olmaması güzel. Ancak düzgün işlenmemiş bir hikaye bulunduğu için bu konuda da başarısız bir yapım The Amazing Spider-Man 2.


Yapıştı ilerdeki apartmana

The Amazing Spider-Man 2, maalesef filme yetiştirilmek için yarım bırakılmış gibi görünüyor. Keşke Beenox’a bu konuda esnek davranıp oyunu farklı bir başlıkla, biraz daha geç, ama tamamlanmış şekilde piyasaya sürme imkanı sunsalarmış. Çünkü geliştirici ekibin doğru yaptığı birkaç nokta var. Özellikle ağ atma dinamiğinde bu göz önünde bulunuyor. Ancak geri kalan kısımlardaki eksikler, maalesef bu oyunu kurtarmaya yetmiyor.

PC, PS4 ve Xbox One’da oyun görsel olarak üst düzeyde çalışmasına rağmen (iyi görünüyor demiyorum), optimizasyon sorunları yaşıyor. Bu nedenle The Amazing Spider-Man 2, PS3, Xbox 360 ve Wii U’da daha stabil ve rahat oynanıyor.

Kısacası The Amazing Spider-Man 2, yine mucizeyi bir başka bahara bırakıyor. Sıkı Spider-Man hayranları ve “oynamadan geçmeyeyim” diyenler oyunu edinebilirler. Ancak daha fazla beklentisi olanlara şunu söylemeliyim: “Bu o beklediğiniz Spider-Man oyunu değil.”

Oyunu Playstore’dan satın alabileceğinizi de belirterek sağlı sollu ağ ata ata uzaklaşıyorum sevgili okurlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu