Remigiusz Michalski’den Bir Oyun
İntihar… Bu berbat dünyadan bir kaçış. Evrendeki sayısız galaksiden birindeki milyarlarca gezegenden birinde, milyarlarca canlıdan sadece biri; değersiz, küçük bir insan kendini öldürecek. Kimse üzülmeyecek, kimse özlemeyecek. Benim için en iyisi bu, neden her geçen gün artan kaos ortamında, delilik dolu bu dünyada kalmak isteyeyim ki? Öte yandan insanoğlunun en çok merak ettiği sorulardan birine de bizzat cevap bulacağım: Ölüm sonrası hayat var mı? Sanırım çok uzattım, artık zaman kavramından kurtulma vaktim geldi.
Psikolojik korku ögeleriyle dolu sürrealist indie adventure oyunu The Cat Lady’nin teması bu: intihar. Ana karakter Susan Ashworth, kedileriyle yaşayan dul bir kadındır. Depresif, hayattan zevk almayan bir insan olduğu için intihar eder. Ancak Ölüm (aslında kendisine Kurtçukların Kraliçesi diyor) ölmesine izin vermez, bunun yerine Susan’a bir görev verir: Susan, dünyaya dönüp ve beş adet ‘’paraziti’’ öldürmelidir. Bunu başarana kadar da ölümsüz kalacaktır. Susan, gözlerini açtığında hastanededir.
Konuyu aşırı kabaca anlattım. Çünkü oyunun senaryosu gerçekten tecrübe edilmesi gereken türden. Bir de yaptığınız seçimlere göre şekillendiği için göreceli bir ilerleyişi var. Sürrealist bir anlatıma sahip olduğu için de arada ‘’Ne oldu şimdi?’’ diyebilirsiniz, pek rahatsız edici bir ayrıntı değil. İşin psikolojik korku kısmında oyun şaka yapmıyor. Hassas bünyelerin kaldıramayacağı ‘’manyakça’’ olaylar var. Yani gerçek hayattan çok farklı değil.
Ve karakterler… Psikopatlar, intihara meyilli insanlar, kanser hastası bir arkadaş, işinden nefret edenler, şikayetçi komşu… Hepsi o kadar gerçek ki grafik konusunda aşmış çoğu oyun karakterlere ruh kazandırma konusunda bu kadar başarılı değil. Bu arada bir internet troll’ü de var ve oyun bu konuyu muazzam şekilde eleştirmiş.
Filmi Çekilse de İzlesek
The Cat Lady oynanış olarak epey basit. Zaten oyunun asıl amacı bir hikaye anlatmak, fazlasını beklemek oyuna haksızlık olur. Adventure tarzının klasik formülü kullanılıyor: bulmaca + diyalog. Bulmacalar tam kıvamında, ortalamanın üstünde bir zorluk seviyesinde. Diyalog kısımlar bazen çok uzun sürebiliyor. Burada sıkıntı yok ama konuşma sırasında oyunu durduramamak bir eksi. Aynı durum sinematikler için de geçerli. Bu kısımlarda kapı da çaldı, telefon da çaldı ve dikkatim epey dağıldı.
Çoğu indie oyun gibi The Cat Lady de grafiksel anlamda pek bir şey sunmuyor. Yine de atmosferinin kuvvetli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kullanılan renk paleti ve çevre dizaynı oyunun karamsar havasını kuvvetlendiriyor. Müzikler ve şarkılar ise takdire şayan. Hatta bazen sanki bir müzik klibini izliyormuş hissine kapılabilirsiniz. Keşke seslendirmelere de gerekli özen gösterilseymiş. Kimi seslendirmeler kulak tırmalayıcı cinsten. Zaman zaman seslendirmelerin üstüne binen müzikler de can sıkıcı.
Tedirgin edici bir oyun olan The Cat Lady; bir adventure tutkunuysanız, sürrealist tarzdan hoşlanıyorsanız ve grafik takıntınız yoksa kesinlikle oynamanız gereken bir oyun. Yedi bölümden oluşuyor ve her bölüm ortalama bir saatte bitiyor. Evet oyunun süresi kısa, evet seslendirmeler daha iyi olmalıydı. Bir Indie yapım olduğunu göz önünde bulundurursanız verdiğiniz paraya değeceğini size garanti edebilirim.
Yapımcı: Harvester Games
Yayıncı: Screen 7
Çıkış Yılı: 2012
Puanım: 83
Metacritic Puanı: 81
Artılar:
Karamsar ve rahatsız edici atmosfer
Gerçekçi yaratılan karakterler
Senaryo
Müzikler
Eksiler:
Konuşma sırasında oyunun durdurulamaması
Seslendirmeler
Bazen kafa karıştıran sürrealite