The Chronicles of Riddick: Assault on Dark Athena
Takvimler 2004’ü gösterdiğinde büyük bir sürprizle karşılaştık. Bu sürprizin adı Chronicles Of Riddick: Escape from Butcher Bay’di. En iyi olmayı bırakın, çizgi roman veya film uyarlamaları nadiren vasatı aşabilirlerdi. Escape from Butcher Bay önyargıları müthiş atmosferi, harika sesleri ve başlı başına sanat eseri sayılabilecek modellemeleri ile parçalayıp geçti. O artık FPS türünün parlayan yıldızıydı. 2009 olduğunda anti-kahraman Riddick geri döndü. Dark Athena, Butcher Bay’in devamı olacaktı. Peki eski oyunun başarısını tekrarlayabilecek mi, yoksa gölgesinde mi kalacak?
“Hadi gitsene yahu işine, bende yukarı çıkayım! Saklanacağım diye kollarım ağrımaya başladı.”
Butcher Bay, grafiklerinden çok gerilim dolu atmosferi ve karanlık mekanıyla dikkat çekip, oyun severleri adeta başına çivilemişti. Ne yazık ki Dark Athena biraz daha farklı bir yol izliyor. Devam oyunu, muhteşem atasıyla karşılaştırıldığında daha monoton bir ortam ve atmosfer sunuyor. Escape From Butcher Bay’in teknik özellikleri tazelenmiş. Hatta Dark Athena, HD’ye bile uyum sağlayabilir. Ancak motor biraz olsun yaşını gösteriyor. Karakter modellemeleri biraz fazla sert. Zaman zaman düşük kaliteli kaplamalar da ortaya çıkabiliyor. Buna karşın ışıklandırma ve gölgelendirme efektleri son derece kaliteli. Piyasaya çıkışının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen, pek az oyun Escape From Butcher Bay’in atmosferine yaklaşabilir. Dark Athena bunu tam olarak sunamamasına rağmen FPS’ler içinde iyi olanlardan biri sayılabilir.
Buraya gelenler umudu arkanızda bırakın
Butcher Bay hapishanesi bir çeşit galaksiler arası Alcatraz. Affetmez, merhamet göstermez, umutları yok eder ve karanlığa boğar. Fakat Dark Athena’da yöneteceğiniz karakterin Richard B. Riddick olduğunu kesinlikle unutmayın. Irkının sonuncusu, evrende çok az varlığın karşısına çıkmayı göze alabileceği bir karakter. Karanlık onun saatidir. Vazgeçmez, umut veya umutsuzluk belirtileri göstermez ve geceden hiç mi hiç korkmaz. Riddick, Butcher Bay gibi bir hapishaneden kaçmanın nasıl olacağının farkında. Bu Dark Athena’da her şeyiyle hissediliyor. Pek çok yeteneğini uyum içerisinde ve akıllıca kullanmak zorunda. Oyuna sadece yumruklarınızla başlıyorsunuz, ama kısa bir süre içerisinde bıçaklar, tüfekler, pompalılar ve hatta topuzlarla dolu dev bir silah deposuna kavuşuyorsunuz. Riddick her şarta uyum sağlayabilmesine rağmen, karanlık ortamlarında evinde gibi hissediyor. Gölgelerde süzülmek, suikastçı taktikleriyle adam öldürmek onun işi.
“Düşmanlarımıza arkadan yaklaşıp, onları gafil bir biçimde haklayabiliriz.”
Pek az oyun Escape From Butcher Bay’in dengi olmasa da, Dark Athena’daki gibi bir mekan atmosferi sunabilir. Yapım boyunca ilerledikçe adeta Butcher Bay’in kendi canı olduğunu hissediyorsunuz. Yanınızda yolculuk eden mahkumlara emirler ve görevler verebiliyorsunuz. Seslendirmelerin muhteşemliği tüm oyun karakterlerini gerçeğe taşıyor. Duvarların ardından gelen çığlıklar bile umutsuzluğu ifade ediyor. Dark Athena’nın tansiyonu oyunda ilerledikçe artıyor.Dark Athena yeni bir hikaye akışı içeriyor ve Escape From The Butcher Bay’den hemen sonraki zaman geçiyor. Bazı konularda atasının en güçlü yönlerini ortaya koyuyor. Hatta kimi gelişmeler bile sunmayı başarıyor. Elbette fantastik ışık ve gölge efektleri sunmayı ihmal etmiyor. Karakter modellemeleri de eskisine göre çok daha gerçekçi. Riddick’i, Vin Diesel’in seslendirmiş olması da ayrı bir avantaj unsuru oluşturmuş. Vin Diesel’in kalın ve karizmatik sesi oyunu renklendiriyor. Herhangi bir mahkumdan, kaptan Revas’a kadar seslendirmelerden profesyonellik akıyor.
“Adam gibi saklan demedim mi sana ha? Bak buldum işte seni, kaç kaçabilirsen şimdi.”
Eskinin atmosferi aranıyor
Ne yazık ki oynanabilirlik Escape from Butcher Bay ile karşılaştırılamaz bile… Konuşmalar çok uzun ve sıkıcı. Bilmeceler zaman zaman monoton ve abartılı ölçüde karmaşık oluyor.
Neyse ki, oyunun temeli Butcher Bay ile aynı kalmış. Karanlık yerlerde gözlerinizin parlayıp görüşünüzü artırması, karanlık köşelerde yattığınız pusular, arı kovanı zihniyeti ile ortalıkta dolanıp duran sinir bozucu Droid’ler var.
Yapay zeka konusunda çok fazla şey beklememek lazım. Düşmanlarınız inanılmayacak bir ahmaklıkla öyle bariz yerlerde saklanıyorlar ki, acımamak mümkün değil. İnsan en azından en aydınlık yerde durmasınlar bari diyor. Savaşlar sırasında kullanabileceğiniz 3 farklı mod var; gizlilik, çabuk dövüş ve uzaktan atış. Fakat yapay zeka eksikliği savaşların sonunu kolayca tahmin etmenizi sağlıyor ve bu da biraz sıkıcı oluyor.
Yine de ürüne çeşitlilik katan bazı düşmanların hakkını yememek lazım. Örnek vermek gerekirse bazı Mech’lerin ardı ardına saldırıları eğlence vaat ediyor. Yapımın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan örümcek Droid’ler ise oyun severlere sinir krizleri geçirtebiliyor.
“Alooo kimse var mı orada? Abi şimdi kamera kayıtta mı? Televizyona çıkacağım, ünlü olacağım demek.”
Son saatler, son düşmanlar…
Sinir bozucu demişken dev robotları es geçmemek lazım. Oyunun son saatlerinde ortaya çıkan dev android’ler epey zorlu olabiliyorlar. Sizi yerden yere fırlatmaları, hem de bunu devamlı yapmaları monitörü paramparça etmek istemenizi sağlıyor. İşte bu noktada Dark Athena’nın en büyük eksikliği göze çarpıyor, “Hayal gücü eksikliği”. Rakiplerin daha yaratıcı olması beklerdik. Düşmanları bir kere çözünce sonu çok daha kolay geliyor.Dark Athena muhteşem bir oyun olmamasına rağmen, heyecan konusunda ilham verici olabiliyor. Yapım çoklu oyuncu desteği ve 6 adet mod sunmayı ihmal etmiyor. Klasik olarak Deathmatch, Capture the Flag, Team Deathmatch var. En ilgi çekicisi Pitch Black modu, Riddick’in tüm becerilerini ortaya koymasıyla tercih edilebilir bir mod oluyor. Butcher Bay Riot Pitts ise 3 takımın aynı Counter Strike’taki gibi birbiriyle savaşmasına olanak sağlıyor. Pek çok arkadaşınız ile aynı anda oynarsanız büyük eğlence vaat ediyor.
“Karanlık oyun içinde bizim en yakın dostumuz ve müttefikimiz.”
Chronicles Of Riddick: Assault of Dark Athena çekici bir filmin, çekici bir oyunu. Eskisi ile karşılaştırıldığında biraz hayal kırıklığı içeriyor, ama online modu eğlenceli. Eğer Butcher Bay’i oynamadıysanız düşünmeden alın oynayın, eğer oynadıysanız biraz hayal kırıklığına hazır olun. Son söz olarak şunu söyleyebilirim ki, tüm eksikliklerine rağmen kesinlikle tavsiye ederim.
RIDDICK SERİSİ
Tehlikeli suçlu Richard B.Riddick, sinema tarihinin en sevilen anti-kahramanlardan biri. Riddick çok zeki, zaman zaman sosyopat eğilimler gösteren bir karakter. Diğer özelliği de hayatta kalan son Furyan olması. Süper manyak Lord Marshall, Riddick’in türünden geriye bir şey bırakmadığında, en büyük düşmanı olan Riddick’i yaratmış oldu. |
Pitch Black
Pitch Black, Riddick serisinin ilk filmiydi. Bu filmde Riddick bir kargo gemisindeki mahkumdu. Uzay gemisi hasar alıp, bir çöl gezegenine düştüğünde Riddick’te yapay komadan uyandı. Uçan avcı yaratıklar saldırdığında, Riddick kendisinden beklenmeyecek şekilde sağ kalanları organize edip, liderliklerini yaptı. Etrafları avcı yaratıklar tarafından sarıldığında Caroline Fry kendini feda etti. Fry’ın fedakarlığına kayıtsız kalamayan Riddick müthiş gücünü kullanıp yaratıkları yok etti. Sağ kalan üç kişi (Jack, Riddick ve Imam) gezegenden kaçtılar. Jack, Riddick için kanun güçlerine yalan söyleyip Riddick’in kurtulmasını sağladı. |
Dark Fury
Kısa metrajlı bir animasyon filmiydi. Sağ kalan üç kişinin Pitch Black’ten sonraki maceralarını anlatıyordu. Deli bir savaş gemisi kaptanı tarafından; soyu tükenmiş yaratıkların olduğu bir hayvanat bahçesine konulmak istenen Riddick’in cevabı pek de hoş olmuyordu. |
The Chronicles Of Riddick
Dark Fury’nin beş yıl sonrasında geçiyordu. Jack, Imam ve Riddick efsanevi kötüler Necromonger’lara karşı bir savaş başlatıyordu. Süper manyak Lord Marshall’ın güçleri Riddick için bile çok fazlaydı. Riddick’in eski dostu Aereon araya girip Lord Marshall’ın dikkatini dağıtıp, Riddick’in hayatını kurtarmış, ancak o da ölümcül bir yara almıştı. Riddick fırsattan istifade Marshall’ı öldürdü, ama Aereon, Riddick’in kollarında öldü. Son sahnede Riddick, Necromonger’ların tahtını imparatoru öldürdüğü için ele geçiriyordu. |