The Conduit
Ajan Micheal Ford, ıssız bir metroda uyanır. Yaşadıklarının kabus olduğunu
düşünmektedir, hatta delirmek bile şu anda içinde bulunduğu kaderden iyidir.
Dünya, uzaylı Drudge’lar tarafında işgale uğramıştır ve savaş yeraltına
çekilmiştir. Ford aslında, gizemli organizasyon Trust’ın önemli bir üyesidir.
İşgal başlamadan beş gün önce, şirket patronu John Adams güçlü bir silahın,
teröristlerin eline geçtiğini söyleyip yardım istemiştir; ama bu bir ihanettir.
Diğer Trust ajanları Ford’un aleyhine dönmüşlerdir. Ford, üstün becerileriyle
hepsiyle başa çıkmış, fakat büyük bir sürprizle karşılaşmıştır.
Silaha dair hiçbir iz yoktur. Ford, All-Seeing Eye denilen aksesuarı elde eder.
Adams, olaylarla kendisinin hiçbir iddiası olmadığını ifade eder ve Prometheus
isimli teröristi yok etmesini ister. Ajan, Micheal Ford hiçbir şeyin göründüğü
gibi olmadığını yakında anlayacaktır. İnanılmaz olan sa; kimsenin hatta
kendisinin bile göründüğü kişiler olmadığı ve yalnızca dünyanın değil, tüm
evrenin kaderinin söz konusu olduğudur.
“Grafikler, hiç tartışmasız şekilde oyunun en güçlü noktası. Wii’ye özel yaratılmış Quantum3 motoru bunu sağlamaya yarıyor.”
Karanlık gelecek
The Conduit’in yapımına 2007 yılında başlandı. High Voltage Software ve Nintendo,
Wii kontrolleri ile çok olumlu eleştiriler alan Medal of Honor benzeri bir ürün
yaratmaya karar verdiler. Oyun, Quantum3 motorunu kullanacaktı ve grafikleri
PS3-X360 ikilisi ile yarışacak kadar kaliteli olacaktı. Grafikleri bu duruma
getirmek inanılmaz bir başarıydı, çünkü Nintendo Wii, güç itibari ile iki büyük
rakibi kadar güçlü değildi.
Tüm olanlar binlerce yıllık antik ve sapık ruhlu bir uzaylı ırkının işgali ile
başladı. Üstün yetenekli ajan Micheal Ford, teröristlerle uğraşacağını sanırken,
kendisini bu sapık uzaylıların karşısında bulmuştu.
The Conduit, 9 ana görevden oluşan bir tekli oyuncu desteğine sahip. Tarihsel
mekanlardan, uzay gemilerine kadar oldukça geniş bir çevreniz olacağını
söyleyebilirim. Drudge denilen ana düşmanlar, akrebe benzer iğrenç yaratıklar.
Prometheus denilen adama kafalarını fena halde takmışlar. Druge’ların elbette
pek çok formu var. Uçabilenler, savaşçı karıncalar(!), güçlü zırhlar ve dev
silahlarla donatılmış Droid gibi olanlar… Bu türlerden hiçbirini sakın ola
küçümsemeyin, çünkü kolektifler ve sanal karakterlerden beklenmeyecek yapay
zekaya sahipler.Multiplayer desteği
Çoklu oyuncu desteği ise gerçekten geniş ve başarılı. Free For All, dost düşman
tanımayacağınız, önünüze geleni öldüreceğiniz zevkli bir mod. Marathon’da belli
bir zamanda öldürebileceğiniz kadar düşmanı öldürüyorsunuz. Bounty Hunter’da
belli bir düşmanı öldürmek mecburiyetindesiniz. Bunları yaparken “Wii Speak”
aksesuarı ile dostlarınızla eş zamanlı olarak konuşabiliyorsunuz.
Grafikler, hiç tartışmasız şekilde oyunun en güçlü noktası. Wii’ye özel
yaratılmış Quantum3 motoru bunu sağlamaya yarıyor. Grafik efektleri, pikseller
en az diğer konsollardaki kadar iyi gözüküyorlar. Gölgelendirme ve ışıklandırma
becerileri de bir o kadar başarılı. Quantum3’ün diğer becerisi, yapay zekaya
olanak sağlayan bir motor oluşu. Düşmanlar, şu ana kadar karşılaştığınız çoğu
yapımdaki rakiplerden açık ara daha zekiler ve insan gibi davranabiliyorlar.
Kahramanınızın aldığı yaralar çok iyi yansıtılıyor ve gerçekçi görünüyorlar.
“Düşmanlar, şu ana kadar karşılaştığınız çoğu yapımdaki rakiplerden açık ara daha zekiler ve insan gibi davranabiliyorlar.”
Aynı yorumu sesler için de söylemek isterdim, lakin bu pek mümkün değil. İyi bir
ekip tarafından (Prometheus’u, ülkemizde de yayınlanan Hercules’u oynayan Kevin
Sorbo seslendirmiş) seslendirilmesine rağmen, bir şekilde ruh eksikliği
hissediliyor. Müziklerin de ortama uyum sağladığını veya sizi coşturduğunu
söylemem imkansız.
Sona doğru…
Konu birkaç sürpriz hariç biraz klişe. Genelde; düşmanı öldür ve vur-kaç
yapmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Buradaki açığı All-Seeing Eye ile çözdüğümüz
bazı bulmacalar kapatıyor. Ara videolar da yeterince etkileyici değil. Belki de,
The Conduit’in en kötü özelliklerinden biri fazla uzun olmaması. Daha uzun
olmasını ve bu keyfi daha fazla yaşamayı dilerdim. Wii’nin kontrolleri insana
farklı bir zevk veriyor.
The Conduit’in muhteşem, olağanüstü veya kusursuz bir yapım olduğunu
söylemeyeceğim, çünkü değil. Lakin sahip olduğu özellikler büyük haz duymanızı
sağlıyor. IGN gibi önemli oyun sitelerinden de muazzam puanlar almış ve ödüller
kazanmış olsa da; son sözüm daha iyisinin yapılabileceği şeklinde olacak.