The Dark Pictures Anthology: Little Hope İnceleme
The Dark Picture Anhology: Little Hope, daha önce Until Dawn ile beğeni toplayan Supermassive Games’in Man of Medan ile başladığı üçlemenin ikinci oyunu The Dark Picture Anhology: Little Hope ilk oyunun üzerine çıkabilen bir oyun mu olmuş yoksa sadece hikayeyi değiştirip tekrar önümüze mi sunmuşlar, gelin birlikte inceleyelim.
The Dark Pictures Anthology: Little Hope İnceleme
Oyunun en başında bir ailenin trajik hikayesini gördüğümüz küçük bir alıştırma bölümü oynuyoruz. Ardından asıl hikayeye bir okul otobüsü içerisinde başlıyoruz. Bir kaza yüzünden ana yoldan çıkıp Little Hope adındaki kasabanın içinden geçmek zorunda kalan otobüs, yola atlayan küçük bir kız yüzünden yoldan çıkıyor ve kahramanlarımız ile tanışıyoruz.
Yola Atlayan Küçük Çocuklara Dikkat Edin
Dört kolej öğrencisi ve onları tura çıkartan öğretmenleri kazadan büyük bir yara almadan kurtulmuş durumda. Bir miktar sarsılmış olsa da iyi durumda olan grup, otobüs şöförü kayıp ve telefonları çalışmadığı için yakınlardaki Little Hope kasabasına gidip yardım istemeye karar veriyor. Bir süre sonra çevredeki garip sisin kendilerini belli bir noktaya yönlendirdiğini farkeden grup, Little Hope kasabasının gizemli geçmişini ve bu geçmişin onlara etkisini öğrenmeye başlıyor. Bu sırada karşılaştıkları garip yaratıklardan kurtulup, kayıp olan otobüs şöförünü de bularak kasabadan kurtulmaya çalışıyorlar.
Hikaye hakkında daha fazla bilgi vermek isterdim ama spoiler vermeden anlatılabilecek çok fazla şey yok. Kasabanın geçmişinde gerçekleşen cadı avının kurbanları ile ana karakterlerimiz arasındaki benzerlikler ve sürekli ortaya çıkan küçük kızın hikayesini ilgi çekici buldum. Man of Medan’ın hikayesine göre biraz daha iyi bir iş çıkarılmış. Ayrıca ilk oyunda başımıza gelen, yanlış bir karakter öldüğünde hikayenin anlaşılamaz hale gelmesi sorunu (bunu spoiler vermeden nasıl açıklayabilirim bilmiyorum) bu oyunda yok. Bazı olayların gizemini çözmek için doğru şeyleri yapmanız gerekiyor ama ne olursa olsun oyunun sonu bir şekilde bağlanıyor.
Karakterlerin her biri ayrı bir kişiliğe sahip ve oyun boyunca verdiğiniz kararların da etkisiyle gelişme gösteriyorlar, ya da tam bir pislik olup çıkıyorlar. Birbirleri ile olan ilişkileri ve yapacağınız tercihler sonucu açılan özellikler, oyunun kilit noktalarında verecekleri kararları etkiliyor. Güzel bir iş çıkarmışlar ama derinlemesine ele alınmış karakterler beklemeyin. Özellikle en başlarda bazı karakterlerin en ufak takırtıda kendilerini çukura atmaları, kedi görüp ölümüne kaçmaları gibi garip sahneler var ki, aynı karakterin iki dakika önce sergilediği karaktere hiç uymuyor.
Kedidir Kedi
Hikayeye kısaca değindik, bakalım Supermassive Games oynanış konusunda ne gibi yenilikler yapmış. Daha önce Until Dawn ve Man of Medan oynadıysanız, oynanış konusunda sıkıntı yaşamayacağınızı belirtmem gerek. Bu tamamen iyi bir şey değil tabi. Önceki oyunların üzerine büyük bir yenilik gelmemiş. Serbest dolaşım modunda çevreyi geziyor, etrafa gizlenmiş ipuçlarını da toplayarak ilerliyorsunuz. Çeşitli diyaloglarda karakteriniz adına kararlar alıp, aksiyon sahnelerinde Quick Time Event etkinliklerine giriyorsunuz. Bir de sessiz olmanız gereken anlarda doğru kısımda tuşa basmanız gereken bir etkinlik var ki ben hiç başarılı bir şekilde tamamlayamadım.
Oyunda bulunan birçok önemli olay, QTE etkinliklerinde ne kadar başarılı olduğunuza göre belirleniyor. Yapımcılar Little Hope ile birlikte QTE sisteminde ufak ama faydalı bir değişiklik yapmış. Artık gerçekleştireceğiniz eylemin ne olduğunu birkaç saniye önce görüp, ona göre kendinizi hazırlayabiliyorsunuz. Tuşa basmadan kısa bir süre önce basmanız gereken tuşun bulunduğu yere yakın olarak çıkan ikon, bir sonraki hareketin zıplama, kaçma ya da saldırı gibi hareketlerden hangisi olacağını gösteriyor. Örneğin Xbox kumandası ile oynarken sol köşede gördüğüm zıplama ikonu bana biraz sonra karakterin zıplayacağını ve basmam gereken tuşun “X” olduğunu belirtiyor. QTE gibi hikaye açısından önemli ve çok kullanılan sistemin, sorun yaşayan oyuncular için bu tür bir gelişim göstermesi oldukça güzel.
Dar koridorları olan bir gemiden, açık alanları olan bir kasabaya geçiyoruz ve kamera açıları da bu değişimden nasibini alıyor. Hala daha sinematik kamera açısı kullanılıyor olsa da oyuncunun kamera kontrolünde biraz söz sahibi olmasına izin verilmiş. Bu sayede açık alanlarda etrafı ve karakterleri daha rahat inceleyebiliyoruz. Kapalı alanlarda ve bazı noktalarda ise sabit kamera açıları devam ediyor. Zaman zaman çalıların arasından bizi izleyen birinin gözünden karakterlerimizi görüyormuşuz gibi hissettiren noktalar bulunuyor.
Oyunu tek başımıza ya da arkadaşlarımızla oynayabiliyoruz. Tek kişilik hikaye oyunun neredeyse bütün önemli kısımlarını gösteriyor. Oynadığımız bölüme göre bir karakterin kontrolünü alıyor ve kasabadan kurtulmak için gizemleri çözmeye çalışıyoruz. Yine de oyunun tamamını görmek için çok oyunculu modu denemeniz gerek. Beş karakteri de ayrı bir arkadaşınız kontrol edebileceği çoklu oyuncu modu ise hikayenin küçük ayrıntılarına şahit olmanızı sağlıyor. Asıl eğlencesi arkadaşlarla aynı evde toplanıp oynamak fakat içinde bulunduğumuz dönem sebebiyle bunu deneyemedim. Man of Medan’ı bu şekilde oynarken çok eğlenmiştik, Little Hope’da ise yalnızca online deneyebildim ve fena olmadığını söyleyebilirim.
Son olarak sisli havada dışarıda dolaştığımız bölümler bana Silent Hill 2 oynadığım zamanları hatırlattı. Tabi ki birebir aynı tecrübeyi yaşamıyoruz ama gizli nesneleri ararken “şuradan bir şey atlar mı acaba?” diye gerildiğim noktalar ve sürekli etrafı saran sis içerisinde harap haldeki kasabayı gezmek güzel hatırlarımı canlandırdı.
Cadı Avına Çıkıyoruz
PC üzerinden oynadığım The Dark Pictures Anthology: Little Hope, Man of Medan’a göre çok daha iyi optimize edilmiş. Yükleme süreleri yeterince kısa, grafikler çok güzel gözüküyor ve performans olarak sorunsuz. Genellikle gamepad ile oynadım ama klavye-fare ile kontrolü de rahat gözüküyor. PC sürümünde en büyük şikayetim fare işaretçisinin sürekli sol üst köşede ortaya çıkması oldu. Oyunu gamepad ile oynamama rağmen en ufak bir harekette ortaya çıkan fare işaretçisi siz el atmadıkça kaybolmuyor. Benim gibi ekrandaki en küçük noktaya bile takılıyorsanız her defasında oturduğunuz yerden kalkıp düzeltmek zorundasınız.
Hikayenin bitişi konusunda bazı rahatsız olduğum noktalar olsa da, ilginç ve sürükleyici olduğu için “kötü değil” diyerek kapatacağım. Man of Medan’ın olayları bağladığı sonucu daha çok sevmiştim ama yapacak bir şey yok. Spoiler vermemek adına üzerinde çok fazla duramıyorum. Bir de oyunda çok fazla jumpscare var. Bir gün içerisinde birbirine benzer çok fazla jumpscare anına maruz kalınca evinizdeki kedi bile gerilim unsuru haline geliyor. Gece vakti kucağıma atlayan hayvana bile tepki vermeye başladım. Kötü tarafı ise oyundaki jumpscarelerin bir süre sonra etkisini kaybedip “Aa yine biri bağırdı” tepkileriyle karşılanacak kadar sıradanlaşması oldu.
Oyunun sırf tek başıma oynuyorum diye beni bazı ufak detaylardan mahrum bırakması, karakterlerin kişilikleri hakkında fikir veren bazı ufak detayları göstermemesi üzücü. Çok büyük bir kaybınız yok, ana hikayeyi derinden etkileyen şeyler kaçırmıyorsunuz ama tek başınıza oynadığınızın yüzünüze vurulması hoş değil.
Sonuç
Yardım arayan beş karakterin başından geçen garip olayları konu alan The Dark Pictures Anthology: Little Hope, genel olarak güzel bir oyun olmuş. Eskiden popüler olan korku gerilim türü filmlerden birini oynuyormuş gibi hissediyorsunuz. Kritik kararların ardından ortaya çıkan ve yaptıklarım hakkında yorumlar yapan The Curator karakteri oyuna hoş bir hava katıyor.
Tıpkı Until Dawn ve Man of Medan’ın yaptığı gibi, bu oyun da türün severleri için keyifli bir tecrübe sunuyor. İlla karşılaştırmak gerekirse Man of Medan’dan daha iyi ama Until Dawn’ın biraz daha gerisinde kalıyor. Eğer yürüme simülatörlerinden sıkıldıysanız ve QTE sistemi sinirinizi bozmuyorsa bu oyuna bir şans verebilirsiniz. Önceki oyunları sevdiyseniz zaten bu oyunu beğeneceksiniz demektir. Hele arkadaşlarınız ile birlikte oynama fırsatı bulursanız, çok eğlenceli zamanlara hazır olun.