Yıllardır korku oyunlarını takip edenler bilirler; Silent Hill, Doom, Resident Evil, Amnesia, Fatal Frame gibi birçok korku oyununu dünyamıza soktuk. Daha adını sayamadığım yığınla korku oyunu, arşivlerimizde yer aldı. Peki korku oyunundan kastımız, sadece vur ve kaç mı olmalı? Yoksa amacımız Clock Tower’daki gibi, sadece hayatta kalmak mı olmalı? İnsan düşünmeden edemiyor.
Kimimiz korku oyunlarının, aksiyonla bütünleşmesini istiyoruz. Kimimiz ise gerilimin ve müziğin yanında, hikayenin derinliğini seviyoruz. “Ben alırım testerimi, çekerim zombileri kendime, sonra kol ve bacak keserim!” diyorsanız, sizin korku anlayışınız biraz hack and slash’e kayıyor demektir. Herkesin eğlence ve korku anlayışı farklıdır tabii ki. Neyse konumuzu dağıtmadan sizlere yeni korku oyunumuz, The Evil Within hakkında son detayları verelim.
The Evil Within, bizlere korkuyu sunmaya geliyor ancak nasıl? Elimizde birkaç tahmin olmasına rağmen, hikayenin gidişatı hakkında soru işaretleri çoğalmaya devam ediyor. Elimizde önemli bir dedektif var, onun işi gizemli cinayetleri çözmek. Polis arkadaşları da cinayetleri araştırırken ölünce, işi daha da ciddiye alıyor ve olaylar korkulu dakikalarla birleşiyor. Başarılı dedektifimiz Sebastian Castellanos, bir olay sırasında başından aldığı darbeyle bayılıyor ve kendine geldiğinde, hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Etrafı korkunç canavarlarla çevrili olan dedektifimizin tek amacı, hayatta kalmak.
The Evil Within’in ilk oyun içi görüntüleri yayımlandığında, işin grafik kısmını ister istemez, yorumlamaya kalkıyorsunuz. Amacımız, oyun boyunca sadece kurtulmak olmayacak veya yaratıkların nasıl oluştuğunu öğrenmeyeceğiz. Onların arkasındaki gizem dolu hikaye, bizi kendisine çeken kısım olacak. Kendi adıma, gerilim dolu müziklerle süslenmiş, yaratıkların nereden çıkacağı belli olmayan, gerçekten doyabileceğim bir hikayeyle dolu korku oyunlarını severim. Mesela Fatal Frame’deki tek silahımız, bir fotoğraf makinesiydi. Silent Hill deseniz, ona oyun değil, bir baş yapıt diyorum ben. Resident Evil ise, kendi içerisinde bambaşka ve özel bir oyun. Daha sayamayacağım kadar çok fazla, başarılı korku hikayeleri var. The Evil Within’in, kendi içerisinde farklı olmasını umuyorum ve öyle de olacak gibi duruyor.
Paslanmış demirden duvarlar, kan içerisinde yüzen yataklar, bunlar size çok da uzak tanımlar değiller. The Evil Within içerisinde, bol bol kan göreceğiz. Ayrıca dedektif olmamızın etkilerini de yaşacağız. Çözülmesi gereken bir bulmaca olduğunda, oyun bize önemli ipuçları verecek. The Evil Within, tuzakların da dolu olduğu bir oyun olacak, amacımızın hayatta kalmak olduğunu birkaç kere belirtmiştim. Sessiz olmak ve çok dikkatli hareket etmek zorunda kalacağız. Yapacağımız en ufak bir yanlış, bizi ölüme sürükleyecek. Koridorda sessizce yürürken, alarm çalabilecek ve elinde kocaman bir testere ile iğrenç bir yaratık, peşimizden koşabilecek ve doğal olarak birkaç parçaya bölünmüş bir şekilde, kan gölündeki yerimizi alacağız.
The Evil Within, PC, PS3, PS4, Xbox 360 ve One platformlarında piyasaya çıkacak. 2014 yılında bizlerle buluşacak olan korku oyunumuz, kontrol bakımından çok da zor olmayacak gibi duruyor. Söz konusu Bethesda olunca, beklentilerimiz en tepede oluyor. Özellikle TPS türünde gelecek olan The Evil Within, başarısız olduğumuz her görevde bizi daha da zorlayacak. Kontroller kolay olsa bile, oyunun kendisinin bizi zorlayacağı kesin.
Başladığımız bir görevde, öldüğümüzde yani başarısız olduğumuzda, en baştan başlayacağız. Üstelik aynı görev, farklı bulmacalarla veya farklı yaratıklarla devam edebilecek. The Evil Within bu konuda bildiğiniz, saç baş yoldurtabilir. Çünkü sadece bulmacalarla değil, oyunun bizlere sunacağı kaynaklar da sınırlı olacak. Aşmamız gereken sekiz yaratık varken, elimizde sadece üç kurşun olacak. Böyle bir durumda, ya kaçmamaız gerekecek ya da farklı kaynaklar kullanarak, onları bir şekilde öldürmemiz gerekecek.
Elimizde savunmasız bir dedektif ve kurtulmaya odaklanmış bir adam var. The Evil Within’de bol bol sürpriz bizleri bekliyor olabilir ancak bunların tatlı sürprizler olacağını hiç sanmıyorum. Bethesda yine coşturacak gibi duruyor.
