Oyun Ön İncelemeleri

The Last of Us

Naughty Dog bizleri yıllarca Uncharted oyunu ile eğlendirdikten sonra bu sene farklı bir tür ile karşılıyor. Aslında farklı demek bir derece yanlış olur. Uncharted bir nevi puzzle-aksiyon oyunu ise Last of Us da survival-aksiyon oyunu, lakin farklı kısmı aksiyonun biraz daha kısık olması.

Bizlere gönderilen preview modunda oyunun Lincoln ve Pittsburg adlı iki bölümü bulunuyordu. Bunlardan bir tanesi survival için hazırlamışken bir diğer daha çok aksiyona yöneliyor.


Bu benim dünyam değil

İnsanların üzerinden zihinsel ve fiziksel değişimler yaratan salgın bir hastalığın her tarafı kırıp geçirmesinden yaklaşık 20 sene sonrasında, şimdikinden çok daha tehlikeli ancak çok daha boş bir dünyada geçen Last of Us, Joel ve Ellie adlı iki karakterin hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.

Aslında iki bölüm de daha önceleri videolarda gördüğünüz bölümler. Dolayısı ile görsel olarak yeni bir şeyle karşılaşmadık. Lincoln bölümünde videolarda gördüğümüz agresif tombul arkadaşımız Bill’i arıyor ve ondan bir araç almaya çalışıyoruz. Bu bölümün amacı demin de bahsettiğim gibi oyunun survival tarafını tanıtmak.

Last of Us genel anlamda klasik bir survival oyununun tadına sahip. Oynadınığımız preview versiyonu bizlere oyunun özelliklerinden ne kadarını gösterdi bilemiyoruz ancak öğrendiğimiz kısımlardan bir tanesi crafting sistemi. Çoğu survival oyununda olduğu gibi burada da en büyük dostumuz etrafta bulunan çer-çöp. Bir demir boru, bir makas ve birkaç bant ile kendinize güzel ve ölümcül yakın dövüş silahı hazırlayabiliyorsunuz. Seçenekler belki Dead Rising kadar uçuk olmasa da oldukça işe yarıyor. Lakin yaptığınız her yakın dövüş silahının bir dayanıklılık durumu söz konusu. Misal bahsettiğim makaslı demir boru bir iki vuruşun ardından özelliğini yitiriyor ve tekrardan onu “upgrade” etmeniz gerekiyor.

Bunun yanında workshop tarzında masalar yardımı ile daha da üstün geliştirmeler yapabiliyorsunuz. Misal ateşli silahlarınızın şarjör kapasitesini arttırabiliyor veya bir tabanca kılıfı yapıp ikinci silahınızı da yanında taşıyarak daha hızlı çekme imkanı buluyorsunuz. Lakin bu tür yükseltmeler için ekstradan alet edavat gerekiyor ki yine bunları etraftan topluyorsunuz.

Çirkin dünyanın güzel yüzü

Grafik ve ses açısından Last of Us cidden Playstation 3’ten beklenebilecek sağlam grafiklere sahip. Bazı noktalarda aksamalar olsa da gözünüzü kesinlikle rahatsız etmiyor. Öte yandan bunun sadece preview versiyonu olduğunu düşünrüseniz son bir cilanın da geleceğini söyleyebiliriz.

Özellikle ışıklandırmalar gerçekten çok güzel yapılmış. Daha ana menüde bile camdan giren güneş ışığı ile bunu hissediyorsunuz. Gerek açık alan gerek kapalı alandaki ışıklandırmalar ve detaylar oldukça iyi hazırlanmış. Fenerin ışığının karanlık ortamlarda aydınlatma derecesi, güneş ışığının ağaçların dalları arasından süzülmesi, vs. göz alıcı.

Sesler için de aynı durum geçerli. Joel ve Ellie’nin diyalogları, Bill’in hararetli tartışması ve diğer diyaloglar ton ve kalite açısından gayet güzel durumdayken silah sesleri ve çevre sesleri de aşağı kalmıyor. Kısacası daha önce Last of Us videolarında gördüğünüz oyun içi görüntüler oyunun teknik özelliklerini bire bir yansıtıyor.

Atmosfer konusunda ise oyun bana doğrudan I am Legend filmini hatırlattı. Zaten benzer bir konusu olduğunu da düşününce çok da garip olmadığına katılacaksınızdır. Şehirlerdeki yalnızlık hissi, yaratıkların ani çıkışları veya uzaktan duyurduğu tedirginlik yaratan sesler ile sürekli bir diken üstünde duruyorsunuz.

Arada bir Ellie ve Joel’un muhabbetleri ortama biraz dostane hava katsa da etrafınızdaki tehdidi devamlı olarak yaşıyorsunuz. Onun haricinde Last of Us bize anlatmak istediği alt hikayeyi de etkili bir şekilde iletiyor. İnsanlığın büyük bir facia karşısında ne derece kötülükler yapabileceği, kendi canı uğruna neleri sonlandıracağı veya kendi canı pahasına neleri kurtaracağını Last of Us bizlere etkili ve dramatik bir şekilde anlatıyor.

Küçük insanlar ve büyük kahramanlar

Karakterlerin yaşadıkları onca şeyden sonra bozulan ruh yapıları ve bunun diyaloglarına, tavırlarına, kişiliklerine yansıması senarist ekibin cidden sağlam bir iş çıkarttığını gösteriyor. Hatta Last of Us’un bu yönden bir diğer PS3 oyunu olan Beyond ile kapışabileceği ihtimali olduğunu düşünüyorum ancak bu kadar kısa oynanış ile tam olarak kestirmek imkansız elbette. (Bu arada Beyond’un hala favori olduğunun farkındayım merak etmeyin)

Mekanikler kısmında ise oyunu en zorlayıcı yanının nişan alma olduğunu söylemem gerekir. Gerek yay, tuğla fırlatma, molotof kokteyli gerekse ateşli silahlarda olsun nişan alma sistemi ciddi anlamda zorlayıcı. Her şeyden önce kapıştığımız şeyler zombi değil, enfeksiyona uğramış insanlar. Dolayısı ile sürüne sürüne yürümüyorlar aksine “yeni moda” zombiler gibi fıldır fıldır koşuyorlar. Bunun yanında henüz fiziki mutasyona uğramasa da tamamen delirmiş olan “insan”lar da bulunuyor ki onlar daha da hızlı koşuyor.

İnsanlarla yaratıkların arasındaki en büyük fark ise insanlarda ikinci bir şans bulmanız. Size aniden saldıran bir yaratık size yapıştı mı illa ki sonunuzu getiriyor ancak bu bir insan olursa “quick time event” ile (kare tuşuna basarak) onları savuşturup terkrardan saldırabiliyorsunuz.

Savaş mekanikleri Uncharted ile birebir diyebilirim. Her ne kadar Uncharted 3’teki gibi sürekli olarak farklı “quick time event”ler olmasa da oyun zaman zaman bunlara başvuruyor. Vuruş hissiyatı ve dövüşler arasındaki sinematikler ile de Naughty Dog yine bizleri zevkli, heyecanlı ve zorlayıcı aksiyon sahnelerine davet edecek.

Lafı çok uzatmak istemiyorum nitekim yazı boyunca dediğim gibi bu yazdıklarım Last of Us’ın preview versiyonunda gördüklerim ve bize verilen iki bölüm rush bir oynanış ile toplamda yarım saat sürecek uzunluktaydı. Sadece birkaç farklı özelliğin tanıtıldığı bir survival ve bir aksiyon bölümü net olarak bu oyunu anlatmaya yetmez lakin şimdilik bile şunu söyleyebilirim ki; çoğu kişiye “Playstation 3 aldırabilecek bir oyuna hazır olun”.

İnceleme yazısında görüşmek üzere.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu