Oyun Ön İncelemeleri

The Order: 1886

E3 2014’ü geride bıraktık… Beklentilerimizi karşılayan duyurular da oldu; saatlerce bekleyip, bilgi alamadığımız oyunlar da oldu. Genel olarak etkinliğin tamamını gözden geçirdiğimizde, aklımızdan “ne de güzel oyunlar geliyor” düşüncesini geçirdik. Hele ki şu yeni nesil jenerasyonların içimizde yarattığı heyecanı dindirmek, neredeyse imkansız.

Oyuncu insanının halinden, oyuncu anlıyor arkadaş! Su gibi akıp giden grafikler, sorunsuz kaplamalar, insanı derinden etkileyen bir senaryo ve daha sayamayacağım kadar çok özel detay. Video oyunları, hayatımızın bir parçası haline geldiğinden beri, ne kadar farklı noktalara ilerlediğimizin farkındasınız değil mi? Eski zamanlardan farklı olarak, çeşitlilik ciddi anlamda arttı ve bazı durumlarda “bizim zamanımızda” tabirini kullanmaya başladık. Evet, ben bu kalıbı kimi zaman kullanıyorum ve “benim zamanımda” şimdiki grafikleri bırakın görmeyi, hayal bile edemezdik. Piksel piksel giden adamlar, bizlere ayrı zevk verirdi. Aklıma gelmişken; futbol oyunlarından pek hoşlanmam, izlemesi eğlencelidir benim için ancak futbol oyunu denildiğinde aklıma sadece, Kunio kun no Nekketsu Soccer League gelir. O futbolcuların tripleri, hava değişimleri, farklı farklı topa vuruş şekilleri ve olabildiğince komik içerikleriyle Kunio kun no Nekketsu Soccer League, kendi içerisinde çok eğlenceli bir oyundu. Peki buralara kadar nasıl geldim? Bir düşünelim; geçmişten günümüze değişen pek çok şey gibi, oyunların “bazılarının” da ne kadar mükemmel bir senaryo ile karşımıza çıktığını biliyoruz, farklılıklarıyla oyuncunun kalbini fethettiğine de şahit oluyoruz ve hatta umudumuz The Order: 1886’nın listemize girebilmesi yönünde.

Ne umduk, ne bulacağız?

The Order: 1886; PS4 platformuna özel olarak geliştirilen ve karanlık bir Londra’ya bizleri davet eden, iblisleri karşımıza düşman olarak getiren başarılı bir oyun olarak geliyor. Peki elimizde tam olarak neler var veya oyuncuların beklentilerini karşılayabilecek mi? Gelin E3 2014 sonrası, detayları biraz daha derinden inceleyelim.

Öncelikle The Order: 1886 ve steampunk konseptini aynı çatı altına koymayın. Zira sevgili Ready At Dawn, bu konuda kesin bir açıklama yaptı. Hoş, insanların konuşmasını engelleyemeyiz ancak biz alt bilgi olarak bu durumu, bir kenarda tutalım. Ne demiştik? Karanlık bir Londra…

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Hikaye ve detaylar

The Order: 1886, yaklaşık olarak 7 – 8. Yüzyıl zamanlarında, küçük bir grubun iblislere karşı olan hayat mücadelesini konu alıyor. Yüzyıllar sonra Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri ile birlikte yeni bir umut ışığı doğuyor ancak durumun gidişatı tahmin edildiği gibi çıkmıyor. 1886 yılında bile, kıyasıya mücadeleler devam ediyor. 1886’nın Londra’sına ışığa tekrar kavuşturmayı amaçlayan şövalyeler (Hellgate London’da olduğu gibi tapınakçı modunalar), iblislere karşı savaşmaya devam ediyorlar.

Açıkçası hikayeye genel olarak baktığımızda “çok da mükemmel değil” demeden edemiyoruz çünkü ortada zaten bu tarz işlenmiş çok fazla konu var ancak… Bakın buraya bir “ancak” geldi. Eğer sadece satırlardaki kadar basit bir hikaye yoksa ortada, The Order: 1886 PS4 platformunda gerçekten sevilerek oynanabilecek bir oyun olabilir. Zira E3 zamanında The Order: 1886 hakkında, birçok detay verildi. Bunlardan en önemlileri; yaralanan takım arkadaşımızı taşırken, aynı zamanda onu savunmamız ve tabii ki düşmanlarımızı elememiz de gerektiği. Ayrıca yeri gelecek kapılara kitaplıkları dayayacağız, yeri gelecek geçmişin tozlu sayfalarından özel bir hikaye öğreneceğiz. 

The Order: 1886’da aynı zamanda ikinci bir yetenek olacak. Zamanı yavaşlatıp, düşmanı daha rahat yok etmemizi sağlayacak olan bu yetenek, karakterimizin canının azalmasını da engelleyecek. Yani çeşitlendirilen bir hikaye, gümüş bir tepside yeterince süslendirilirse; The Order: 1886, lezzetli bir ördek kıvamına gelebilir.

Grafikler

The Order: 1886’nın bizlere sunacağı teknoloji RAD Engine 4.0 ve aynı zamanda yapımcı firma, oyunun film tadında olması için elinden geleni yapıyor. Hatta Ready at Dawn stüdyosunun yönetmeni Dana Jan “Açıkçası oyunumuzu oynayan oyuncuların film izlermiş gibi bir deneyim yaşamalarını istiyoruz ve bildiğiniz üzere günümüz filmleri 24 FPS ayarında.” sözlerini de sizlere hatırlatmak isterim. Ru Weerasuriya’nın yönetmenliğini yaptığı The Order: 1886, alternatif tarihte geçiyor ve firma30 fps’yi tutturmaya özen gösteriyor.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Hazır Londra demişken, yapımcı firmanın bizzat gidip şehri fotoğrafladığını biliyor muydunuz? Evet doğru, The Order: 1886’nın görsellik anlamında oyuncuyu tatmin etmesi için elinden geleni yapıyor ve RAD Engine 4.0’ın nimetlerini gözler önüne seriyor. Yani elimizde kaplama sorunu olmaması için geliştirilmiş özel bir teknoloji var. Hatta ABEL isimli fizik motoru ile birlikte, karakter detayları beklentilerimizi bir üst seviyeye daha taşımamıza neden oluyor.

Son olarak

Kısacası, ortada bilinen bir hikaye olsa bile, yeterince ilgi çekici olursa “neden olmasın” diyebileceğimiz bol dalgalı bir aksiyon var. Ne de olsa Ready at Dawn, eski Naughty Dog ve Blizzard çalışanlarıyla birlikte koskoca bir ağaç olmuş, kökleri sapasağlam duruyor. Doğal olarak The Order: 1886’ı biz değil de, kim beklesin değil mi? 2015 yılında neler olup bitecek, göreceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu