Oyun İncelemeleri

The Partners

The Sims, ilk duyurulduğunda vaad ettikleri hem yenilik anlamında hemde
yaratıcılık anlamında harika görünüyordu. İnsanları simule etmek gayet ilginç
bir fikir olduğu gibi türevi hiç bir oyunda yoktu. Hal böyle olunca yapımcı
Maxis, bu durumdan oldukça yararlanmasını bildi. Zaten satış listelerinde zirve
de olan oyun için, birbiri ardına çıkarılan ek paketler, oyunun kullanıcıların
gözünde popülaritesini arttırırken, rakip firmalarında dikkatini çekti. Bu
noktada ilk hamleyi The Partners ile Monte Cristo firması yaptı. 2002’nin son
çeyreğinde piyasalarda olan The Partners, o dönemden bu yana ülkemize
getirilmemişti. Ancak “Rema” firması bu oyunu Türkiye’ye getirmeye karar verdi.
Ancak bir artı ile! Oyun tamamen Türkçe olarak, ülkemizde satışa sunuldu!

Güç, İhtiras, İktidar ve baştan çıkarma!

Oyun genel anlamda Sims’ten biraz ayrılıyor. Çünkü The Partners’da bir Hukuk
bürosunda yaşananları kontrol ediyorsunuz. Yapımda asıl olan 2 tane mod
bulunuyor. Bunların ilki serbest mod. Burada tıpkı Sims’teki gibi mekanınızı
düzenliyorsunuz. Tabii bir ev gibi değil ofis gibi düzenlemeniz gerekiyor.
Sonrasında ise hazır senaryolardan birini oynayabilir, var olan bir senaryo da
değişiklikler yapabilir ya da kendi senaryomuzu hazırlayabiliriz. Burada
yapmamız gereken, zorluk derecesini ayarlamak, senaryoda kaç avukat bulunacağını
belirtmek, davaların hangi sıklıkla geleceğini ayarlamak… Oyunun bir diğer
önemli modu ise hikaye modu. Yalnız bunlar 3’e ayrılıyor! Her birinin kendine
göre farklı zorlukları ve konuları var. Bizde daha fazla dayanamayıp, bunlardan
herhangi birini seçip oyuna başlıyoruz.

Ofiste ilk gün

“Sea, Tex and Sun” hukuk bürosundaki ilk günümüze başlıyoruz. Elimizin altında 3
adet avukat var. Bunları çeşitli işlerde kullanabiliyoruz. Fakat size tavsiyem
ilk olarak, gayet boş olan ofise 2 masa daha almak. Aksi halde 3 avukatın 1 masa
da çalışması pek kullanışlı olmuyor. Bunun için ekranın sol alt köşesindeki
seçenekleri kullanabilirsiniz. Başlangıç için paranız gayet iyi. Bu yüzden para
harcarken çok fazla sıkıntıya düşmüyorsunuz.

Açıkcası ilk davamız gelene kadar ne yapacağımızı bilemiyoruz. Bulunduğumuz
ofisten de dışarı çıkamadığımız için, bu 3 meslektaşı birbiriyle tanıştırmaktan
başka çare yok. Tıpkı Sims’teki gibi tıkladığımız karakterin üzerinde neler
yapılabileceği yazıyor. İster gidip, meşlektaşımızı gıdıklayarak, laubali bir
tavır sergileriz, ister sadece tokalaşmakla yetiniriz. Tabii daha bir çok
alternatifte mevcut. Hatta öyle çok alternatif var ki, kimileri çok gereksiz.
Bütün bunların Türkçe yazması da ayrı bir güzel olmuş. Böylelikle yabancı dil
konusunda sıkıntı çeken arkadaşlar, büyük bir keyifle The Partners’ı
oynayabilirler.

Bir süreliğine ikili ilişkileri düzenlerken, ilk davamız posta ile geliyor!
Hemen konunun ne olduğuna bakıyoruz ve ne görelim! Boşanmak üzere olan bir çift,
evcil köpeklerinin kimde kalacağı konusunda tartışmışlar! Bu yüzden dava
açıyorlar. Hatta öyle ki kararı köpeğin vermesi bile söz konusu olmasına karşın,
yaşı çok küçük olduğu için vazgeçilmiş! Oyun boyunca böyle sayısız dava ile
karşılaşacaksınız. Hepsi de birbirinden eğlenceli, birbirinden komik ve ilginç.Davanın ekrana geldiği pencereden biraz bahsedelim. En üstte şanslar yazıyor.
Oyunun başlarında çoğunlukla şansınız %90 ile %80 arasında değişiyor. Böylelikle
dava hakkında bir ön fikriniz oluyor. Aksi halde hiç bir iş alamayabilirdiniz.
Çünkü kazanabileceğinizi belirten başka bir gösterge bulunmuyor. Şansların hemen
altında “Kazançlar” var. Burası davayı olumlu sonuçlandırmanız karşısında
alacağınızı tutarı belirtiyor. Kazançların hemen aşağısında ise zaman ve zorluk
bulunuyor. Birde davaya atayacağınız baş avukat var. Bunun için ofisinizdeki 3
elamandan birini seçerek, gelen davayı kabul ediyorsunuz.

Çok çalışmak lazım çook…

İlk işinizi aldınız fakat kazanmak için çalışmalısınız. Bunun için davayı hangi
avukata verdiyseniz, onun masasına sağ tuşla tıklayarak; “dava için çalış”
komutunu seçiyorsunuz. Böylelikle elemanınız davaya hazırlanmaya başlıyor. Eğer
kazanmaya başlarsanız, daha sık dava alıyorsunuz. Böylelikle daha çok para
kazanıyorsunuz ancak oyunun bir başka yüzü de var. Çünkü sizden asıl istenen
para kazanmanız değil! Eğer sizde benim gibi “Sea, Tex and Sun” hukuk bürosunu
seçerseniz, asıl göreviniz şu olacaktır: Yakın zamanda Çikolatadan yapılmış
tavşan üreten fabrikanın sahibi, Sammy Amca ölmüştür. Yeğeni Eva Tex ise onun
tek kadın varisidir. Yalnız mirasından pay alması için amcasının bir vasiyeti
vardı. Yeğeninin Paskalya’dan önce aşık olmamasını şart koşmuştur. Çünkü Eva’nın
sevgilisinin Eva’yı, fabrikayı satması konusunda ikna edebileceğinden
korkmuştur. Bu ilginç vasiyetin yerine gelmesi için 1 önemli nokta
bulunmaktadır! Eva’nın ofisine bir Webcam yerleştirilecektir. Böylelikle
yeğeninin izlenmesi sağlanacaktır. Anlaşılan ilk görevimiz Eva Tex’in Webcam
önünde flört etmesini engellemek.

Oyunda sıklıkla karşımıza ilginç davalar geliyor. Örnek olarak, Mısır’daki bir
tekne gezisi sırasında, timsahın ağzına cüzdanını düşüren turisterin, timsaha
dava açması gösterilebilir! Daha traji komikleri de mevut. Ara ara TV’lerde de
gördüğümüz hastanelerde yaşanan, faciaların bir benzeri de karşımıza geliyor.
Mesela eğitim sırasında ufak bir kaza geçirip, sağ bileğini kıran Offshore
pilotu, kaldırdığı hastane de sol bileğini de kırıyor. Bu durumun üzerine
kendine kızmayıp, hastaneye dava açan offshore-zede(!) sizin avukatlık büronuza
başvuruyor…

Türkçe oyun oynamanın keyfi…

Bu oyunu ve daha birçok Monte Cristo yapımı oyunu Türkçeye çeviren Rema’ya,
öncelikle biz oyuncular çok teşekkür ederiz. Türkçe oyun oynamanın keyfi inanın
bambaşka oluyor. Ancak oyun ne kadar Türkçe’ye de çevrilmiş olsa, yine de teknik
yönden eksiklikleri var. Öncelikle oyunun grafikleri 2002 yılına ait olduğu için
gayet başarısız görünüyor. Aslında eski bir oyun olduğu için bu nokta
atlanılabilir ancak grafik hataları çok fazla. Oturmak için gidilen koltuğun
içinde durma, diğer karakterlerin içinden geçme, duvarlardan el ve kolların
çıkması gibi… Seslere gelince onlarda da bazı sorunlar mevcut. Zaten oyunda
çok fazla ses yok fakat olanlar, tıpkı Sims serilerindeki gibi anlamsız
efektler. Bunlarda kendilerini çok fazla tekrarlıyorlar. Özellikle kısa kısa
yapıldıkları için, tekrarlamaları kulağınız kolaylıkla fark ediyor.
Oynanabilirlik yönünden de bir kaç ufak eksikliği olsa da, The Partners
eğlenceli bir yapıya sahip. Eğer Sims gibi bir oyun arıyorsanız, seçiminizi
başka yönde kullanmanızı tavsiye ederim. Ancak eğlenceli bir avukat simulasyonu
arıyorsanız, kesinlikle deneyin. Zaten piyasada kaç tane Türkçe avukat
simulasyonu bulacaksınız. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu