Titanfall (Beta İnceleme)

Titanfall’u bir süredir bekliyordum, fakat bu bekleyiş, çok olumlu bir bekleyiş değildi. Nedense Respawn’ın oyun çıkmadan önce yaptığıı iddialı açıklamalar beni bir türlü tatmin etmemişti. Ya da tatmin etmemişti demeyeyim, şüpheye düşürmüştü.

Mecha ile ilgilenen insanlar, bu işin ciddiyetinin farkındadırlar. Mecha sevgidir, gönül işidir ve kesinlikle şakaya gelmez. Bu sebeple Titanfall konusunda kendimi yüksek beklentilere boğmak yerine çok etkilenmeden yerimde durmayı seçtim.

Belki de bu sebeple, betanın ilk saniyelerinde gerçekten sıkıcı bir tecrübeye kendimi hazırlamıştım. Fakat daha fazla yanılamazdım.

“Duvarlarda yürümek 2014 yılında yine havalı olacak”

Titanfall gerçekten enteresan bir oyun, özellikle 15-20 dakika süren oldukça sıkıcı tutorial bölümlerinden sonra, aslında öğrendiğiniz şeylerin kombinasyonunun ne kadar önemli olduğunu ilk multiplayer deneyiminizde anlıyorsunuz.

Hikayesine değinecek olursak, aslında ortada çok derin bir hikaye yok, olmasına da gerek yok çünkü oyunun hikaye modu yok. Evet, Titanfall Multiplayer bir tecrübe ve Single Player modunun eksikliğii kesinlikle hissedilmiyor. Yine de ortada tarafları belli etmesi açısından üstünkörü yazılmış bir hikaye var. Oyun Interstellar Miners Corporation ve Militia arasında yaşanan savaşın ekseninde geçiyor. Doğal olarak multiplayer maçlarda bu iki taraftan birisi oluyorsunuz ve savaş başlıyor.

Titanfall’u Respawn’ın dediğii kadar yapan en önemli şey, adını aldığıı Titan’lar. Bunlar pilotlar tarafından kullanılan devasa Mech’ler ve inanın bana, gayet yıkıcılar.

Peki ama nedir bu Titan’ların olayı? IMC ve Militia arasında geçen savaşta, Titan’lar çatışmaların kaderini değiştiriyor diyebilirim. Fakat Titan kullanımı ve bu koca ölüm makinelerinin oyuna ne gibi bir dinamik getirdiklerine birazdan değineceğim çünkü ondan önce Pilot sisteminden bahsetmek istiyorum.

“Şunu unutmayın, Pilot Titan’ın efendisidir, tam tersi değil.”

Her maça pilot olarak başlıyoruz, Call of Duty, Battlefield gibi oyunları oynayan pek çok kişi buna aşina bir şekilde başlayacaklar Titanfall’a zaten. Fakat benim burada dikkat çekmek istediğiim bir şey var.

FPS oyunlarında genellikle “Gunplay” olarak bilinen savaş mekanikleri, Titanfall’da gerçekten fersah fersah gelişmiş durumda. Her pilot savaşa üç adet silahla başlıyor, bunlardan biri tutturabilirseniz üç hedefi aynı anda vuran güdümlü otomatik pistol iken, diğeri normal pistol, üçüncüsü ise güvenilir Anti-Titan silahınız. Anti-Titan silahları, pilotların düzgün taktiklerle koskoca metal tanrılara kafa tutmasını sağllarken, bunların dengesi, mekanikleri ve fiziğii oldukça başarılı. Pilotların ise duvarda koşma, sırtlarında bulunan roketlerle akrobatik sıçrayışlar gibi aksiyonlarda bulunabilmesi oyunun Gunplay mekaniklerine öyle bir hız ve sinematik etki katıyor ki, anlatılmaz yaşanır.

Pilot karakterlerin her multiplayer FPS oyununda olduğu gibi Loadout seçenekleri var, bunlar seviye atladıkça daha çok detaylanıyorken, karakterinize yeni özellikler, yeni ekipmanlar, silahlar ve eşyalar eklemenize fırsat veriyor. Level 5’e geldiğiniz vakit, kendi karakterinizi yaratabiliyorsunuz. Aynı şey Titan modelleri için de geçerli. Üstelik Assasin tadında bir pilot ile oynayıp daha güçlü ve ağır Tank Titan’lardan kullanabiliyorsunuz. Bu tarz taktikler rakibinizin kafasını karıştırabiliyor ve beklemediği yerden vurmanızı sağlayabiliyor.

“Böyle durumlarda Casus Belli diye bağırarak saldırıyoruz.”

Pilotlar, belirli bir süre savaş alanında kaldıktan sonra kendi Titan’larına kavuşuyorlar. İşte asıl dengeleri değiştiren olay “Titanfall” mekaniğii. Titan’ınız geldikten sonra onu savaş alanının belirli bir bölgesine düşürüyorsunuz. Titan düştüğü yerde bulunan bütün düşmanları yok ederken, siz ona ulaşana kadar bir güç alanı içinde korunuyor.

Şimdi bunu anlatmak için oyunda başıma gelen bir sahneyi tarif edeceğim.

Kendi takımımla Angel City haritasında bir binada kısılı kalmıştım. Takımımın geri kalanları Titan’larını kaybetmişken, binanın dört bir yanı rakip takımın Titan’ları tarafından roketlerle dövülmekteydi. Ekibin son çalışan Titan’ı ise benim elimdeydi. Üç Titan’a karşı ayakta durmaya çalıştım fakat başaramadım çünkü iki ayrı yerden üzerime üzerime gelen roket salvolarını kalkanım bir yere kadar karşılayabildi.

Her tarafı parçalanmış Titanım sonunda rakip takımın ateş gücüne bel verdikten sonra, ekip arkadaşlarımın yanında binaya sığındım. Dışarı çıkamadığımız için gerilla taktiklerle Anti-Titan silahlarımızı kullanarak karşı gelmeye çalışsak bile orada öleceğimizden emindik artık.

Tam bu sırada, haritanın Kuzey kısmından iki adet dost Titan desteğe geldi, takım arkadaşlarımızdan biri ise kalan düşmanların üzerine Titan’ını indirerek bize zaman kazandırdı. Geri kalan herkes Titan’larına kavuştuktan sonra rakibin bölgesinin içine girerek onları tamamen püskürttük. Hatta püskürtmek ile kalmadık, oyunun sonunda kaçmalarını engellemek için helikopterlerini de yok ettik.

Bu örnekten çıkartabileceğiniz şey, Titanfall’da olayın %50’sinin taktik %50’sinin ise hızlı refleksler olması. Titanfall’ın geri kalan FPS’lerden farkı burada işte. Sabırlı olan, sağlam düşünen kazanıyor.

Tabii olay sadece iyi pilot oynamakta değil. Pilot olarak, asıl amacınız Titan’larınızı kullanmak. Her pilot oyun içinde Titan hakkına belirli sürelerde kavuşuyor, bu süreleri değiştiren parametrelerden biri ne kadar çok adam öldürdüğünüz.

Titan indirmenin ve kullanmanın önemine biraz değinmem lazım. Titan’lar çok güçlü makineler fakat aynı zamanda karşı takımında sizin kadar güçlü Titan’lara sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. İşte bu sebeple alıştırma bölümünde öğrendiğiniz her şeyi kullanmanız zaruri.

Üzerinize roket geliyorsa kalkan açın ve onları geri gönderin, hasar aldıysanız hull hasarı değil kalkan hasarı almaya bakın çünkü hull hasarı yenilenemiyor, kalkan ise hemen yenilenen bir şey. Dash hareketleriniz sınırlı, bu sebeple hızlı manevralar için düşman bölgesinde kendinize en az bir adet Dash ayırın.

Titan’ların bir ana silahı, bir de yan silahı var, bunların zamanlamasını da iyi yapmak lazım. Sürekli her yere ateş açmak mantıklı değil, özellikle pozisyon belli etme açısından. Tabii kullanabileceğiniz bambaşka taktikler de var.

İyi bir Titanfall oyuncusu, pilotu ve Titan’ı arasında geçişlerini mantıklı yapmalı, her bölgeye Titan ile girilmeyeceği gibi, bazen Titan’ı rakibi şaşırtmak için yapay zekaya bırakıp bir bölgeyi koruma komutu vermek daha mantıklı olabiliyor. Böyle durumlarda Anti-Titan silahınız ile arkadan sürpriz baskınlar yapabiliyorsunuz, tabii oyuncu yapay zekaya bıraktığınızı çakmadıysa.

Yani sonuç olarak Titan’ın içinde değilseniz bile, dışarıdan sizi takip etmesini veya bir bölgeyi korumasını sağlayabiliyorsunuz. Özellikle helikopter ile kaçarken sizi savunması için aşağıda yapay zekaya Titan bırakmak çok ama çok doğru bir hareket.

Tabii Titan’ın içinde hala güvende değilsiniz. Çok hasar alırsanız Titan ile birlikte patlayıp ölebiliyorsunuz, bunun önüne geçmek için “Eject” yazdığı an artık o Titan’ı kaderine terk etmeniz gerekiyor.

Titanfall, gerçekten benim gördüğüm en gerçekçi savaş atmosferine sahip oyun olabilir. Koca robotlar şehrin içinde gezdikçe öyle bir toz kaldırmaya başlıyorlar ki göz gözü görmüyor. Yıkılan binalar, patlayan roketler, sizinle birlikte değişen savaş alanı ve bunların şimdiye kadar gördüğüm en adam gibi yeni jenerasyon grafikler ile verilmesi insanı epey tatmin ediyor. Yani Titan sürerken arkanızı dönüp rakibe karşı Dash yapıp toprak kaldırmak gibi aksiyonlara girebiliyorsunuz, süper eğlenceli oluyor.

Titanfall’da her şeyi öğreneceğiniz yegane mod Attrition. Beta da ise sadece Attrition, Last Titan Standing ve Hardpoint modları vardı. Bunlardan Attrition takım halinde oynanan bir deathmatch oyunu gibi ve galiba en zevklisi. Last Titan Standing tam olarak toplu bir Titan düellosu iken, pilot olarak oynayamıyorsunuz. Hardpoint ise bildiğimiz “Bölge Kontrol” mantığında ilerleyen bir mod. Bunu yazmışken belirteyim, şu anda beta içerisinde iki harita var, bunlar Angel City ve Fracture.

Titanfall’un betasını oynarken, şimdiye kadar bu kadar eğlendiğim bir MMOFPS deneyimi olmadığını fark ettim, Titanfall ise hangi konularda orijinal olduğunu göstererek Respawn’ın bu işi bildiğini bizlere kanıtladı.

Beta 18’ine kadar devam edecek, oyun ise 11 Mart’ta PC için çalışıyor. Artık sizlerle Angel City’de görüşmek üzere!

Exit mobile version