Oyun Ön İncelemeleri

Torchlight 2

 Torchlight ilk çıktığında Diablo III’ü bekleyen pek çok oyucunun bir nebze olsun hasretini söndüren bir oyun olmuştu. En azından bu imitasyon Hack’n Slash bir süreliğine oyun severlerin kafasını meşgul etmiş hatta öyle ki oyun kendini belli bir kesime sevdirmişti. Şimdi ise Runic Games çarşamba günü verdiği haberle yeni bir etki daha yarattı. Torchlight II’nin  2011’in bahar ayında piyasada olacağını duyurdu (her ne kadar sitesinde bu tarihte dijital olarak siteden indirilebilecek dense de) ve sadece bu duyuru ile kalmayıp oyundaki bir çok yeniliği ve değişikliği de belirtti.

“Olayların Başlangıcı”

Torchlight II’nin konusu kısaca şöyle; ilk oyunda içinde bulunduğumuz Torchlight adlı kasabanın ötesinde de bu kasabada olduğu gibi birçok gizem ve macera yatıyor. İlk oyunda yakından tanıdığımız muhafız-savaşçı Syl bu sefer rüyalarımıza girerek bizi gelecek olan büyük bir tehlikeden haberdar ediyor ve Estherian Steppes adlı bir bölgeye gönderiyor, burada  Destroyer ile tanışıyoruz (ilk oyundaki savaşçı sınıf) ve kötülüğün güçleri tarafından kuşatma altında olan egzotik güzellikteki Vilderan adlı bir sınır kasabasında maceraya başlıyoruz.

İleri kısımlarda, “karanlık öz”ü elde etmek amacında olan Simyacı (Alchemist)nın, Estherians’ın mistik ırkının yok olmasına neden olan bilinmeyen bir kötülüğü ortadan kaldırmak amacı ile çıktığı yolculuğunda ortadan kaybolduğunu öğreniyoruz. Sly’ın, geride hayatta kalan Estherian muhafızlarının ve kayıp Simyacı’nın ardında bıraktığı ip uçlarının yardımı ile tüm dünyanın elementerini yok etmekle tehdit eden güçlü bir düşmanla savaşır buluyoruz kendimizi. 

“Ben ve Arkadaşlarım”

Torchlight II’nin belki de en büyük özelliği ilk oyunda bulunmayan multiplayer seçeneğinin olması. Artık koca zindanlarda tek başımıza dolanmamız gerekmeyecek. İnternet ve LAN üzerinden bir ya da birden fazla arkadaşınızla birlikte tek kişilik hikayeyi birlikte oynayabileceksiniz. Ayrıca online olarak ücretsiz bir peer-to-peer eşleşme servisi aracılığı ile benzer seviyedeki ve amaçtaki yeni oyuncularla tanışıp son derece geniş olması planlanan dış mekanlarda, mağaralarda ve instance’larda binlerce yeni düşman ile savaşacak ve çok geniş varyasyonlarda eşya seçeneğine sahip olup bir çok ortak görevi oynayabileceksiniz. İkinci oyuna hava şartlarının değişimi, gece gündüz gibi özellikler de eklenmiş.

Online session’lar için henüz net bir oyuncu sayısı belirlenmemiş, ancak dört ile altı-yedi arası olması düşünülüyor, fakat şöyle bir durum var ki oyuncu sayısına göre karaterlerin bazı yetenekleri sınırlandırılacak. Örneğin Runic Games’in kurucularından Travis Baldree’nin söylediğine göre beş kişilik bir grubun, kişi başı 12 zombi summon’layıp ortalıkta dolaşmasını gibi şeyler engellenecek. Yaratıkların zorluk seviyesi de yakınlarında olan grup sayısına göre dinamik olarak değişecek. Eşya toplama sistemi yine klasik bir şekilde “kesen alır” kuralı ile belirlenecek. Sizin bulduğunuz eşya sizin olacak ve eşya için grup arasında savaş çıkmayacak. Daha sonradan takas imkanı olup olmadığı belirtilmemiş.

Tek kişilik oyunda oyunu durdup sonra tekrardan kaldığınız yerden devam etme seçeneği bulunurken multi-player’da böyle bir seçenek olmayacak. Oyunlar sürekli olarak devam edecek. Bu konuda da  Travis Baldree şöyle söylüyor; “Oyuncuların lobide herhangi bir oyuna girip çıkmalarına müsade edeceğiz böylece bir oyuncu girdiği herhangi bir oyunda bir süre oynadıktan sonra oradan çıkıp farklı bir oyuna bağlanabilecek”. Her oyundaki bölgeler farklı şeklilleneceğinden girdiğiniz her harita farklı bir harita olacak.

Az önce yukarıda yaratıların zorluklarından bahsederken “yakında bulunan grup sayısı” lafı dikkatinizi çekmiş olabilir bunun söylenmesinin amacı bir gruba katıldığınızda illaki her yere beraber gitmeniz gerekmeyecek. Altı kişilik bir partinin dört kişisi bir yerde diğer ikisi farklı bir bölgede bulunabilecek.
Birlikte oynamanın avantajı elbette daha fazla olacak, yapımcılara göre her bir sınıf oyundaki aksiyona katkı sağlamak adına kendi yeteneklerini ortaya koyacak ayrıca oyunda “bu buff’ı yapmak için belli bir hedef seçmelisiniz” gibi kısıtlamalar da olmayacak fakat her karakterin gruba ayrı bir katkı sağlayan yetenekleri olacak.

“Yeni Sınıflar, Yeni Bir Oyun”

Oyunun yapımcı firması Runic Games’in kurucuları ve tasarımcıları olan Max Schaefer ve Travis Baldree yapılan bir röportajda şunları belirttiler;

“İlk oyunda bulunan sınıflar yeni oyunda oynanabilir olmayacaklar, ancak yine de oyun içerisinde bu sınıflarla karşılaşacaksınız. Burada amacımız oyuncunun yeni  mekanda aynı karakterle oynamasını istememiz. Yeni ve farklı olan şeyleri tecrübe etmek her zaman daha heyecan vericidir.”

Bu açıklamdan da anladığımız gibi Torchlight II de, ilk oyundaki üç karaktere hoşçakal diyebiliriz. Yeni karakterlere gelince; yapımcılar bu karakteri tam olarak açıklamak istemiyorlar çünkü %100 kesinleşmiş bir şey yok. Daha karakter isimleri bile tam olarak kararlaştırılmamış sadece iki karaterin adı “working name/title” (yapım aşamasında olan bir projeye o anlık sadece isim vermek amacı ile verilen ad, başlık) olarak belirlenmiş; bunlar Wanderer (veya Nomad) ve Railman. Bu sınıflar yapımcıların Outlander dedikleri bir ana sınıf altında toplanıyor.

Wanderer; hayatta kalma tekniklerini bilen belli bir yeri yurdu olmayan, paspal bir karakter. Menzilli silahlarda etkili ancak büyü gücü az. İkinci karakter olan Railman’in daha çok mühendis bazlı yakın dövüş stilini benimsemiş bir savaşçı olarak karşımıza çıkması bekleniyor. Söylenene göre bu karakter ön saflarda bulunan ve keşfedilmemiş bölgeleri keşfetmeye yarayan, destekli sağlam bir karakter olacak. Ayrıca karakterlerdeki en büyük değişiklik ise artık seçtiğimiz karakterin cinsiyetini, yüz çeşitlemelerini, saç biçimlerini ve bu gibi görsel özelliklerini değiştirebilecek olmamız. Kısacası Torchligt II de basma kalıp karakterler ile uğraşmayacağız gibi gözüküyor. Yapımcılar diyorlar ki; “Bu işlemi ilk oyunda yapamamıştık orada tek düze üç sınıf mevcuttu ancak şimdi yeni bir yapıya geçip daha önce yapmadığımız bir şey yapıyoruz ve bu da bize ayrı bir kolaylık sağlıyor”. Bu arada açıklanan bilgiye göre oyunda toplam dört sınıf bulunacakmış.

İkinci oyunda keşfedilecek çok daha fazla yer olacak özellikle dış mekanlarda. Ayrıca ikinci oyunda gelişi güzel olaylara da rastlayabileceksiniz, örneğin yolda giderken bir karavanın saldırıya uğradığını görebileceksiniz ve karavanı kurtarıp kurtamamak size kalmış bir durum olacak ve bu durumlar size belki de beklediğinizden daha büyük bir kar ile geri dönebilecek.

Oyunda zindanlar ve mağraların yanı sıra bir çok dış mekanda da bulunabileceğiz, farklı kültürel bölgeleri ziyaret edebileceğiz ve daha önce de belirttiğimiz gibi dış mekanlarda gezerken gece-gündüz kavramı ve mevsimler sürekli değişiklik gösterecek. İlk oyunda olduğu gibi zindanlar rasgele tasarlanacak dolayısı ile her yeni oynanışta farklı bir zindan farklı rasgele olaylar ve farklı eşyalar bulma şansınız olacak. Yine ilk oyundaki emeklilik özelliği ikinci oyunda da mevcut olacak. Belli bir seviyeye ulaşmış karakterler emekliye ayrılıp ardından gelen yeni karaterlere bellirli avantajlarını bağışlayabilecekler. İkinci oyunda balıkçılık da yerini alacak, yine balıklar gerek karakterlere gerekse hayvanlarına farklı özellikler sağlayacak.

Yukarıdaki benzerliklerin yanı sıra oyunun diğer iki yeniliği ise arayüz ve mod yaratma. Arayüzün ilkinde tamamen farklı, daha kolay ve kullanımı daha rahat olacağı belirtilmiş. Diğer özellik olan mod yaratmada ise, oyun yanında TorchEd adlı bir editör programı ile gelecek ve bu şekilde oyuncular kendi modlarını yaratıp dünyaya yeni içerikler sağlayabilecek ayrıca farklı modları da indirip oynama imkanınız bulunacak.

“Dude….Where is my dog!?”

Torchlight’ın oyuncuya yeni tat olarak sunduğu can dostlarımız ikinci oyunda da yanımızda olacak ve yine bu hayvanlar sadece eşya satımında kolaylık sağlamayacak, ayrıca savaşlarda da çok yardımları dokunacağı belirtiliyor. Oyun içerisinde ayrı bir öneme ve yere sahip olması isteniyor. Yeni oyunda yine kedi ve köpeğin yanında farklı hayvanların olması da düşünülüyor ancak bunların ne olacağına henüz tam olarak kara verilmemiş durumda. Fakat söylenen şu ki her hayvanın diğerinden ayrılan bir özelliğinin olacağı ve buna göre birbirleri arasında farklılıklar göstereceği yönünde.

“Benim Param Yeter Mi?”

Yeni oyunun getirdiği bu yenilikler ve değişiklikler ile akla gelen ilk soru nasıl bir sistem gereksinimine ihtiyaç duyulacağı. Yapımcılar her ne kadar ışıklandırmadaki seviye atlamaları (gece-gündüz) oluşsa da oyunun yine orta seviye bir makinede oynanabilecek gereksinimde olacağını belirtiyorlar. Fakat elbette bu aşamada teknik bir bilgi de veremiyorlar. Ayrıca ülkemizde zar zor para kazanıp onu da oyunlara yatıran kişiler için Max Schaefer şöyle mükemmel bir haber veriyor;

“Bu oyunu almaya gittiğinizde kutuyu satın alıp oynamaya başlayabileceksiniz.Oyunu aldıktan sonra ayrıca eşya satışları, abonelik ücreti ve bunun gibi saçmalıklar olmayacak.”

Undead Bears
 “Son Söz”

Kısaca belirtmek gerekirse Torchlight II beklemeye değer bir oyun olacağa benziyor.Gerek yeni hikayesi, oynanışı ve yeni mekanları gerekse farklı bir multi-player kavramı ile insanın heyecanını arttırıyor. Geçmişten gelen tecrübelerle yapımcıların verdikleri sözleri ne kadar tutacağı (ya da tutabileceği) ve verilen vaatlerin ne derece gerçekleşebileceği bilinmez ama yukarıda anlatıldığı türden bir oyun bizi bekliyorsa kim bilir, insanın aklına şu soru bile gelebilir;

“Acaba Diablo III’ü çok mu abartıyoruz!?”
Sanırım bunun cevabını 2011’in ilk yarısına kadar veremeyeceğiz. O zamana kadar hepiniz iyi oyunlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu