Oyun İncelemeleri

Torchlight

Gerek Diablo, gerekse Diablo 2; RPG severleri uzun sure mutlu eden yapımlardı. Aslında Diablo serisine RPG demek çok mümkün değil. Karakter etkileşimi ve FRP grubu gibi nitelikler taşımıyordu ve vur, kır, parçala, şeytanı öldür mantığıyla hareket ediyordu. Belki de bu kadar popüler olmasının nedeni de buydu. Yalın bir oynanış ve stresli bir günün ardından rahatlama fırsatı. Senaryosunun gücü de, Diablo’yu efsane yapan diğer bir etken oldu.

Efsanenin son halkasını beklerken

Diablo 3’ün piyasaya çıkışı ise yılan hikayesine dönüştü. Tüm oyun severler büyük bir merakla bekliyor, ama Blizzard, World of Warcraft serisinden gelen paraları saymakla uğraştığı için şimdilik bu beklentiye yanıt veremiyor. Yine de, Diablo’yu beklemeyi kolaylaştıracak ve size çok eğlenceli zaman geçirecek bir yapım ortaya çıktı: Torchlight.

Fantastik bir dünya, büyü ve özel güçleri olduğuna inanılan amber çevresinde dönmektedir. Bilinen amber taşının aksine, bu mineral anlaşılmaz sırlara vakıf olmuştur. Torchlight ise küçük bir maden kasabasıdır ve geçimini bu mineralden kazanmaktır. Bir gün amber madeni anlaşılmaz bir patlamayla infilak eder. Maceracılar ne olduğunu anlamak için kasabaya akın ederler. Ancak gördükleri şey, korkunç bir gerçeğin yansımasıdır. İnanılmaz bir şeytan, amber madenini temelini değiştirmiş ve onu adeta yaşayan kötülüğe çevirmiştir. Amber madenini kirleten şey bulunup yok edilemezse, şimdiki zaman ve gelecek tehlikeye girecek ve yok oluş başlayacaktır.



“Oyunun grafik sistemi, açık kaynaklı ve 3 boyutlu bir motor üzerine kurulmuş.”

Torchlight’ı tasarlayan ekibin varlığı bile, bu oyunun kesinlikle satın alınması gerektiğini haykırıyor. Fate’in tasarımcısı Travis Baldree ve Diablo serisinin yaratıcılarından olan Max Schaefer ve Erich Schaefer kardeşler, Torchlight’ın yönetmenlik koltuğunu paylaşmışlar.

Bazı oyuncular, yapımın grafik yapısını beğenmeyebilirler. Torchlight, Baldur’s Gate ve Diablo serisi gibi izometrik, tepe kamera kullanılan bir stile sahip. Aslına bakarsanız, benim gibi eski kafalılar için bu harika hatta özlenen bir şey. Günümüzün programcıları, grafiklere ve efektlere yoğunlaştıkları için asıl olan noktayı unutuyorlar. Bu nokta eğlencedir. Torchlight, bu alanda en başarılı ürünlerden biri. Bağlayıcı unsurlar

Torchlight’da kontrol edebileceğiniz üç sınıf var. İsimleri farklı olsa da,
klasik olduklarını söyleyebilirim: Destroyer, çok güçlü bir savaşçı, ama antik
ruhları çağırma yeteneği bulunuyor. Bence Destroyer, yapımın en güçlü sınıfı ve
oyunu bitirmek onunla çok kolay. Alchemist, amber madeninin sırlarını ortaya
çıkarıp elektrik ve ateş büyüleri gerçekleştiriyor, mini mini imp’ler
çağırabiliyor. Vanquisher ise kurnaz bir savaşçı; uzaktan saldırılar
gerçekleştirip, düzinelerce tuzak kurabiliyor.

Bir aksiyon RPG’lerden beklediğiniz her şey, Torchlight’da mevcut. Zindanlara
dalıyorsunuz, düşmanları haklıyorsunuz, altın ve eşya toplayıp; bunları
geliştiriyor ve daha iyi ekipmanlar ediniyorsunuz. Sonra kasabaya dönüyorsunuz;
birinin çocuğu kaçırılmış, sizden yardım istiyor, bir cadı formülü için iblis
beyni bulmanızı talep ediyor. Siz de “İblislerde beyin mi olur?” tartışmasına
girmeden gerekeni yapıyorsunuz. Aynı Diablo da olduğu gibi, iksirler ve büyüler
için kısa yol tuşları atayabiliyorsunuz. Hoş da bir detay var: Fate de olduğu
gibi bir evcil hayvan edinebiliyorsunuz. Bu hayvanı besledikçe dönüşüm geçiriyor
ve sizin güçlü yandaşınız haline geliyor.


“Yapım içeriği ve oynanışıyla oldukça başarılı.”


Güzel karışım

Yapımcılar, Torchlight için “Dragon Lair’in, The Incredibles ile buluştuğu yer”
tanımını kullanmış. Gerçekten de uygun bir tanım olmuş. Süper güçlü karakterler
zindana düşerse, ortaya Torchlight çıkıyor.

Ürünün grafik s,stemi, açık kaynaklı ve 3 boyutlu bir motor üzerine kurulmuş.
Geri kalan tüm detaylar da Runic tarafından tasarlanmış. Netbook’larda bile
oynanabilecek bir yapım olduğu için gelişmiş özelliklere (Shader vb…) yer
verilmemiş. Bence bu hiç de kötü olmamış. Diablo’yu, ultra süper grafikleri için
mi oynadık, verdiği zevk için mi?

Müzikler aynı Diablo’da olduğu gibi. Kah hüzünlü, kah coşturucu, kah korkutucu.
Tüm bunlar bir araya geldiğinde ve yalın stiliyle, harika oynanabilirlik
birleştiğinde, Torchlight muhakkak tadılması gereken bir lezzet haline gelmiş.
En ünlü gurmeler bile, yapımın tadından hoşlanacaktır; yeter ki grafik de grafik
diye tutturmasınlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu