Trine 3: The Artifacts of Power
Hani özlemle beklediğiniz bir şey aniden olur, o çok istediğiniz şey yanı başınızdadır. Mutluluğunuz tavan yapmışken, artık geriye o anların zevkini yaşamak kalmıştır. Benim de Trine 3 ile buluşmam böyle bir şeydi. İncelemesini kaptım tabii ve eve kapanıp oyunun içine hapsoldum. Yapım erken erişime açıldı ve oyun süresi hakkında epey spekülasyonlar yapıldı. Frozenbyte doğal olarak bir açıklama yaptı. Evet, bütçe darlığı nedeniyle oyun kısa olmuştu ve bu yüzden özür dilediler.
Eğer ilk iki seriyi oynamadıysanız, ne yapıp edin ve Trine serisine baştan başlayın. Üçüncü oyunun tadına varmak istiyorsanız bu şart. Her ne kadar 2D bir macera yaşayacak da olsanız, buna değecektir. Oyundan ziyade sanat tabiri vardır ya, işte bunlardan birisi de Trine’dır.
Oyunumuza giriş yapalım isterseniz. Kahramanlarımız son macerasından sonra yollar ayrılmış, herkes kendi hesaplarının peşine düşmüştür. Büyücümüz Amadeus sahilde gününü gün etmekte, şövalye Pontius ve Hırsız Zoya kendi hallerinde vakit geçirmektedir. Trine adlı gizemli güç onları yeniden çağırır ve krallığın kurtarılması için maceranın içine sürükler. Kahramanlarımız, bu maceralarında istemeden de olsa gizli bir kötülüğü serbest bırakırlar. Krallığı bu kötülükten kurtarmak da bizlere yani oyunculara düşer.
Trine 3 Artifacts the Power, yine 3 kadim arkadaşın başrollerde olduğu ve bu kez 3D’ye geçiş yapan bir yapım. Aslında oyun tam olarak üçüncü boyut kavramını karşılamıyor. Kamera açıları çoğu yerde sabit ve bu durum bazen oyuncuyu sıkıntıya sokuyor. Özellikle sarı renkli kristalleri toplarken, hedefi tutturmak güç olabiliyor. Bazen de platformlardan atlayıp zıplarken, bir anda kendinizi yerde buluyorsunuz ve ruhunuz tekrar yükselip uygun bir yere konuyor. Daha önceki serilerde, kahramanlardan biri öldüğü zaman başa dönüp ona can verebiliyorduk. Bu kez oynadığınız karakter, bir süre ölen karakterin ruhunun yanında durarak onun dirilmesini sağlıyor.
Kahramanlarımıza biraz daha yakından bakalım isterseniz;
Amadeus: Kendisi büyücü ve eşyaları hareket ettirme ve ihtiyaç anında metal bir küp oluşturma yeteneğine sahip. Daha önceki oyunlarda ilerleyebilmek için düz bir platform oluşturabiliyordu. Bu oyunda ise bu özelliği bulunmuyor. Ancak yine bulmacaların çözümünde en önemli karakter. durumunda. Yine önceki oyunlarda savaşmak için kullanılan bir karakter değildi. Bu kez metal küpleri havaya kaldırıp düşmanların tepesine indirebiliyor.
Zoya: Her ne kadar “hırsız” tabiri kullanılsa da, ben hiçbir zaman O’na, hırsız gözüyle bakmadım. O Beyaz Elbisesi (Assassins Creed), oku ve kullandığı çengelle apayrı bir yere sahip. Menzili iyi ayarlayabildiğiniz sürece, düşmanlar için korkulu bir rakip. Son oyunda ise çengelin kullanım alanları daha da artırılmış. Oyunda tab tuşuna basınca, çengeli takarak kullanabileceğiniz yerleri göreceksiniz.
Şövalye Pontius: Ekibin güç sembolü. Dövüşlerde ihtiyaç duyacağımız ilk kişi Pontius. Havaya zıplayıp sert bir şekilde yere düşerek sarsıntı yapması ve çift fare tuşuna basınca özel saldırı yeteneğiyle ağır abi rolünü başarıyla yerine getiriyor. Hemen burada şunu belirteyim. Bu güçler, sırf dövüşlerde kullanılmıyor, karşınıza çıkacak bazı engelleri geçip platforma ulaşabilmek için de gerekli. Ayrıca elinde kalkanı sırf korunma amaçlı değil, aynı zamanda platformlarda süzülmesine olanak sağlıyor. Her ne kadar mantıken kalkanla bu süzülmeler enteresan gelse de, yapımcılar böyle uygun görmüş. Suyun içinde ilginç yüzme biçimi de bir hayli enteresan olmuş
Krallığın Kaderi
Krallığın kaderi bu üç kahramana kalmışken, 8 bölüm boyunca kötü yazgıyı değiştirmek için elimizden gelen her şeyi yapmak durumundayız. Oyun süresi daha ne olduğunu anlayamadan bitiyor ve: “bizim yapacağımız daha çok iş vardı” dememize sebep oluyor. Yapımcılar araya sos niyetine 25 kristali toplamamız gereken bölümler eklemişler. Bu bölümleri tek bir karakterle oynamak mecburiyetindeyiz ve bazı bölümler insanı zorluyor. Yine önemli bir konu, harita üzerinde bazı ana görevleri açabilmemiz için bu yan görevleri yapmamız gerekiyor.
Trine serisinin oyun müzikleri ve masalsı yapısı hep ön plandaydı. Son oyunda da durum değişmiyor. Yapımcıların hayal gücüyle tasarlanan grafikler, kendine has yapısı ve oyun müzikleri Trine 3’ü oynatmıyor, adeta yaşatıyor. Ana bölüm başına toplamız gereken sarı kristaller bulunuyor ve bu kristalleri eğer eksik toplarsak, yeniden bölüme girip toplama şansına sahip olabiliyoruz. Yalnız yapımcılar bazılarına öyle yerlere koymuşlar ki, şeytanın aklına gelmeyecek türden.
Önceki oyunlardan farklı taraflara göz atalım isterseniz. Bu oyunda karakter gelişimine yer verilmemiş. Yapım 3D olunca gidilecek bölümlerin ve yan görevlerin olduğu bir harita menüsü oluşturulmuş. Karakterler ölünce, hayalet moduna geçiyor ve seçili karakter can verebiliyor. Karakterlerin hareket kabiliyetleri artırılmış ve bu da bulmacaları daha eğlenceli hale getirmiş. Bu kez Boss dövüşleri çok az ve bir hayli kolay hazırlanmış.
Yapım her ne kadar 3D diye tabir edilse de, sabit kamera açıları sebebiyle, bu tabirin tam karşılığı olamıyor. Bence buna 2,5D dememiz daha doğru olur. Hemen belirteyim Amadeus ile oynarken nesneleri hareket ettirmekte güçlük çekeceğiniz aşikâr. Seçili nesneleri ileri geri hareket ettirmek için, faremizin tekerleğini kullanmak durumundayız.
Masada eksik olan bir şeyler var mı?
Trine 3 The Artifacts Of Power kısa bir yapım demiştik. Oyunun genel yapısı göz önüne alındığında bu süre gerçekten de yetersiz kalmış. Birkaç boss savaşı var, ancak aşırı kolay olmuş. Düşmanlarınızla çarpışırken, vuruş hissini yeterince yaşayamıyorsunuz. Düşman çeşitliliği ise çok az. Onlarla baş etmek için, öyle özel teknikler de gerektirmiyor üstelik. Karakter gelişimi bence kesinlikle olmalıydı. Daha önceki oyunlarda bunu yapabilmek için, yana yakıla onlarca element toplamak durumundaydık.
Benim için özel bir durumdan söz etmek istiyorum. Aslında bu bir eksiklik değil, ancak biraz hayal kırıcı. Zoya’yı önceki oyunlarda uzaktan görebiliyorduk. Giydiği beyaz kamuflaj elbise ile daha gizemli ve güzel bir kadındı. Bu oyunda sanki o Zoya gitmiş, yerine güzel olmayan başka bir kadın gelmiş gibi. Zoya’nın oyundaki görüntüsü hiç hoşuma gitmedi. Bu duruma rağmen, Zoya önceki oyunlara göre daha oynanabilir bir karakter olmuş.
Trine 3 The Artifacts Of Power, multiplayer ve co-op olarak da oynanabiliyor. Özellikle arkadaşlarınızla beraber oynamak oldukça kesinlikle hem daha iyi olacak hem de oyunun hayli kısa olan süresini bir nebze olsun uzatacaktır.
Son olarak buradan yapımcılara seslenmek istiyorum; “Ey Frozenbyte! Lütfen yeni oyunu hazırlarken uzun vadeli düşünün, ölçün, biçin ve finansman durumunuzu ayarlayın. Evet, belki bütçe konusunda haklı olabilirsiniz, ancak böyle DLC tadında bir oyunda biz Trine severler için biraz haksızlık olmuyor mu? Birde şu 3D kavramının içini doldurun lütfen.”