Oyun İncelemeleri

UEFA Euro 2004

Oyun dünyasının “Microsoft”u olmaya kararlı firması Electronic Arts, oyunlardan kazandığı yüksek meblağların yanında oyun yapımına da sınırsız para dökmesiyle bilinir. Özellikle FIFA serileri ile satış listelerini alt üst eden yapımcılar, ürettikleri oyunların her türlü lisansa sahip olmasına, futbolcu isimlerinin, formalarının, reklam panolarının hatta futbol toplarının bile, bire bir aynı olmasına fazlasıyla özen gösterirler. Son dönemlerde yaptıkları futbol oyunlarında gerçekçiliği, oynanabilirlikte değil de görsellikte yaratmaya çalışmaları “FIFA 2004” ile en yüksek seviyeye ulaşmış, Konami’nin “Pro Evulotion Soccer 3” oyunu karşısında (satış rakamları ile olmasa da) tam bir hezimete uğramıştı. Portekiz’de yapılacak Avrupa Şampiyonası’na sayılı günler kala, FIFA 2004’ün makyajlı versiyonu olan Euro 2004 karşımızda…

51 takım, 16 finalist, 1 kupa…

Dünya çapında düzenlenen tüm futbol organizasyonlarının oyunlarını yapmaya yeminli olan EA Sports’un FIFA 2004 ile oyun dünyasına getirdiği en büyük yenilik; topa hakim olduğunuzda istediğiniz oyuncuyu depar attırıp ona ara pası atmayı sağlayan sistemdi. Kimilerine göre dahice bir fikir olmasına rağmen kimilerine göre ise oynanabilirliği dibe vuran bir değişiklikti. Euro 2004’te bu sistemin aynen korunması, EA’ın eleştirilere kulaklarını tıkadığının bir göstergesi. Oynanabilirlik konusunda ciddi anlamda hiçbir farkın olmaması ve yapılan değişikliklerin çoğunun grafiksel öğelerde yapılması sevinilecek bir durum değil elbette. 

Avrupa Kupası, Dünya kupası gibi sınırlı sayıda takımın takıldığı organizasyonların oyunları genelde kısıtlı seçenekler sunarak, oyuncuyu kısa sürede sıkar. Euro 2004’te ise eklenen birkaç farklı seçenekle bunun biraz önüne geçilmeye çalışılmış. “Fantasy” oyun modu bunlardan biri. Bu seçenekte; dünya üzerinden istediğiniz 16 futbolcuyu, bir nevi dünya karması kurarak, maçlar yapabiliyorsunuz. Zidane, DelPiero, Beckham, Henry gibi futbolcuları aynı milli takımda oynatmak baştan süper bir fikir olarak görülse de, uzun soluklu bir turnuva yapamamanız, bu modunda oynanabilirlik ömrünü kısaltıyor. Bir başka yenilik olan; “Situation” seçeneği, istediğiniz maçı istediğiniz skor, istediğiniz sarı kart, kırmızı kart durumlarını belirleyerek başlatmanıza imkan veriyor. Son derece gereksiz olan bu sistem, oyuna başlamadan evvel karşısındaki takıma avans verip, kendisini de 10 kişi başlatarak macera aramak isteyen oyuncular için düşünülmüş. 

Euro 2004 organizasyonun resmi oyununu, EA gibi her şeyin lisansını almayı başarabilen bir firmadan çıkması son derece doğal. Gerçi oyunun en büyük oynanabilirliği de burada yatıyor. Tüm oyun boyunca gördüğünüz her şey (oyuncular, formalar, stadlar, hakemler, toplar vs.) gerçeği ile tamamen aynı yapılmış. Her takımın 24 kişilik kadroları hazırlandığı gibi, gerçekte Portekiz’e gitmeye hak kazanamamış takımları ve önelemeleri de içeren yapısı bir artı puanı hak ediyor. Yani oyunu almadan evvel “Türkiye olmadıktan sonra oynamam bu oyunu !” diyemeyeceksiniz. Avrupa Kupası Turnuvası ön eleme maçları ile start alıyor. Şimdi sıkı durun; öneleme maçlarını oynarken, takvim üzerinde büyük boşluklar olacağından, aralara birkaç tane özel maçlarda eklenmiş. İşte tam burada oyunun en büyük yeniliklerinden biri daha su yüzüne çıkıyor. O da; “Moral sistemi”. Her oyuncunun, turnuva boyunca inişli çıkışlı bir grafik sergileyecek moral yapısı var. Yine her oyuncu, kabiliyetinin ve tekniğinin yanı sıra moralinin seviyesinden fazlasıyla etkileniyor. Moral sisteminin çalışması ise en çok oynadığınız maçların sonuçlarına bağlı. Başarısız geçen birkaç maç sonunda tüm takımın morali belli ölçülerde iniş gösteriyor. Ayrıca kimi oyuncuları kadroya almamanız yada onları maçın başında kenara almanız da moral seviyesini etkileyen faktörlerin başında geliyor. Morali çok düşük olan bir oyuncunun gol atması ya da galibiyette payının olması eski haline gelmesine fazlasıyla yetiyor. Sonuçta öneleme maçları arasında yapılan özel maçlar hem takımın moralini düzeltmeniz için hem de oyunda daha farklı taktikler denemeniz için bir fırsat oluyor.

Detaylar, detaylar, detaylar…

EA, FIFA 2004’te grafikleri çok yüksek seviyeye çıkartabilmeye çalışırken bir çuval inciri berbat etmişti. Plastik bebeklere benzeyen karakterler çıkmıştı ortaya. Neyse ki Euro 2004’te oyuncuların ve formaların grafikleri bayağı elden geçirilmiş. Özellikle dikkat ettiğim, Türk Milli Takımı’nın tüm futbolcularının suratları, mümkün olan en yüksek kalitede hazırlanmış. Rezalet seyirci grafikleri canımızı sıksa da genel olarak grafikler üst düzeyde diyebiliriz. Xbox versiyonunun grafikleri, PC versiyonunun gerisinde kalması can sıkıcı elbette, yine de formaların buruşma efekti, oyuncu suratlarının gerçekçiliği ve en önemlisi mücadeleye giriştikçe formaların kirlenmesi gibi ayrıntılar çok güzel. Seslendirmeleri her zaman ki gibi, spikerimiz John Matson ve Andy Gray yapıyor. Avrupa Şampiyonasına bu sene eklenen Gümüş gol gibi yeni kuralları oyun içinde anlatması çok hoşuma gitti ama spikerlerde birkaç farklı cümle dışında elle tutulur değişiklik yok. Aynı tas aynı hamam. Seyirciler ise yine FIFA 2004’te olduğu gibi… yine özellikle dikkat ettiğim Türk seyircilerin, Türkçe tezahüratları insanı havaya sokuyor.

Oyunda eklenen ve oynadıkça fark edeceğiniz bir sürü detay var. Mesela, sert faullerin ardından oyuncular arasında minik tartışmalar çıkıyor ve hakem hemen araya girip tartışmayı ayırıyor. Serbest vuruşlarda savunma yapan takımsanız, bir tuşa basarak barajı zıplatma yeteneğine sahip oluyorsunuz. Serbest vuruş şeklini FIFA 2004 de şahsen çok beğenmiştim bu oyunda da aynen korunmuş. Bir başka güzel özellik ise konsol versiyonlarına özgü; oyunun en kritik noktalarında, penaltı veya frikik kullanırken heyecanın artması neticesinde gamepad’in titremesi. Uzatmalarda gol olmayıp, penaltı vuruşlarına geçildiğinde son penaltıları yoğun pad titreşimiyle atmak heyecan verici oluyor. Konsollara özgü olan, sağ analog kol ile yapabildiğimiz çalım hareketlerinin başarısını göz ardı edemeyeceğimizi de bir kenara not edelim. 

Gelelim detaylara çok dikkat edipte, oyunun hatalarını görüp, iğreneceğimiz noktalara. Özellikle atılan şutların ardından, ağır çekimde yeniden gösterildiğinde hatalı animasyonlara karşılaşabiliyoruz. Seyircilerin grafikleri resmen rezalet. Xbox ta bu kadar kötü grafikler gördüğümü hatırlamıyorum. Birde utanmadan bayrak sallayıp, dikkatleri üzerlerine çekiyorlar. Ne olurdu biraz özen gösterselerdi seyirci grafiklerine. Oyuncu kontrolleri alışılmayacak kadar kötü değil ama hiçbir zaman gerçek futbol hissini uyandırmıyor.

Hiç yoktan iyidir…

İyisiyle kötüsüyle, günahıyla sevabıyla Euro 2004, Xbox’ta bulunabilecek nadir futbol oyunlarından biri olması nedeniyle, fazla kötülenmeyi hak etmiyor. Özellikle Avrupa Şampiyonası’nı şimdiden yaşatmayı başaran atmosferi ve gerçekçi grafikleri ile başarılı bir oyun olarak duruyor karşımızda. Fazla seçeneğimiz olmadığından, Xbox’taki en iyi futbol oyunu olduğunu söyleyebiliriz ama oyun dünyasında PES 3 varken asla en iyi olamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu