Uncharted 3: Drake’s Deception
Sony’nin bu aralar ne kadar başı dertte olduğu biliniyor. Yakın zamanda PS3’ün kaynak kodlarına ulaşılması ve ardından hızla artan korsan olaylarının üstüne sadece “Problemi firmware güncellemesi yaparak düzelteceğiz” gibi bir cevapla geçiştiren, üstüne üstlük haker’lara açılan yargı savaşının ilk turunu kaybedip bir de GeoHot’u suçlamak için hesabına 1 dolar yatırarak “Bakın bu işlemleri para için yapıyor” iddialarında bulunan firma çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya.
Zamanında özellikle ülkemizde elektronik alet denildiği zaman ilk akla gelen marka Sony’ye şimdilerde bu son olaylardan dolayı güvenini oldukça zedelemiş gözüküyor. Her ne kadar elektronik alanda bunun fazla bir olumsuz etkisini görmese de PS3 tarafında haklı davasını bazı yanlış değerlendirmelerden dolayı zorlu bir sınava tabi tutmak zorunda kaldı. Özellikle PS3’ü çıkarttığından beri eleştirilerden bir türlü kurtulamayan firma, diğer konsollar da piyasada popüler olmaya başlayınca iyiden iyiye zorlanır oldu.
İşte bu ve bunun gibi dönemlerde Sony’nin imdadına yetişen tek bir alan bulunuyordu o da oyun sektörü.
PlayStation 3’ün gelişme süreci
Aslında 1993’ten beri Sony Computer Entertainment şirketi ile oyun piyasasında yer edinmeye çalışan Sony, bunu ancak 2005’te etkili bir şekilde başarabildi ve God of War ile büyük çoğunluğa kendini sevdirmiş oldu. Bundan iyi ders çıkartan firma bu tarz oyunların ne kadar sevildiğini ve iş yaptığı çabuk fark edip aralarına çok zaman koymadan serinin ikinci oyununu hemen iki sene sonra çıkarttı.
Ancak 2007’de elini daha da güçlendirmek için God of War ile yetinmeyen Sony’nin başka bir kozu daha ortaya çıktı.
2006 yılında E3’te duyurulan ve hemen bir sene sonra da piyasaya sürülen Uncharted adlı oyunun -adının sonundaki “Drake’s Fortune” kısmına bakarak- tek oyun ile kalmayacağını anlamalıydık.
1986 yılında Kaliforniya Santa Monica’da kurulan Amerikalı oyun stüdyosu Naughty Dog, SCE tarafından 2001 yılında satın alındığında kurucuları Andy Garvin ve Jason Rubin belki de bu tarz bir oyun ile yakalayacakları başarıyı hiç düşünmemişlerdi. 1994’te yaptıkları Crash Bandicoot oyunu sayesinde ilk defa Sony ile görüşen firma SCE’nin bünyesine girdikten sonra bütün oyunlarını doğal olarak PlayStation konsolu için hazırladı.
İşte bu süreç içerisinde 2005’te akla düşen ve doğrudan çalışmalara başlanan bir Uncharted serüveni de başlamış oldu.
Bilinmeyen alanlarda yolculuk
PlayStation 3’ün en iddialı aksiyon oyunu olan Uncharted 3’ün yapımı hiç de kolay değil. Aslına bakarsanız serinin hiçbir oyununu yapmak o kadar kolay olmamış.
Şirketin başkanlarından Christophe Balestra “Bu oyunu yaparken sürekli rahatsız olmalıyız. Eğer ekipteki bir kişinin yüzünde bile “Şimdi ayvayı yedik işte” tarzında bir ifade varsa işte o zaman doğru yolda olduğumuzu anlıyoruz. Bu hep böyle oldu zaten. Uncharted 2’nin dağıtımına üç hafta kala oyunu belleğe sığdıramıyorduk. Bu tarz sorunlara çözümümüzün olmadığı bir gün o zaman gerçekten bir problemimiz olur” diyor.
Özellikle Uncharted 2: Among Thieves’in başarısından sonra bir hayli özgüven kazanan firma serinin üçüncü oyununu da aynı psikoloji ile hazırlıyor.
Her oyunun ayrı bir tat yakalamasına çalışan ekip özellikle devam oyunu Among Thieves’i kullanarak, bir oyundan çok Hollywood statüsüne girmiş oyunumsu bir film özelliği ile bütün olayı bir üst seviyeye taşıyordu.
Balestra’ya göre ise bütün her şey yineleme ile ilgili.
Çalışılan alandaki kısıtlamaları düşündüğünüz zaman “yineleme” kelimesi Naughty Dog’un hanesinde çokça kullanılıyor. PlayStation’ın iyi ve kötü yanlarını ilk elden öğrenen firmanın başarısı gerek Ar-GE departmanı, gerek SCE’nin de kullandığı çok önemli PS3 kütüphaneleri, gerekse Epic’in Unreal motoru ve diğer başka birçok şey hesaba katıldığında stüdyodaki herkesin ortak çabasından çıkıyor. Bu başarının yüzü de Nathan Drake.
Sir Francis Drake ve keşfedilmemiş yerler
Uncharted 3: Drake’s Deception’da Ubar adlı kayıp bir Arap şehrini arar Nathan. Yaşadığı yozlaşmışlıktan dolayı Tanrı’nın gazabına uğrayan ve Rub’al-Khali çölünün kumlarına gömülen şehir böylece keşfedilmemiş (Uncharted) bölgelerin içine girmiş olur.
İlk oyundan beri peşinde olduğu Sir Francis Drake’in bıraktığı izleri takip ederek buralara kadar gelen Nathan bu sefer başka bir tarihi kişilik olan Arabistanlı Lawrance ile karşılaşıyor. Kumarlın Atlantis’i adını verdiği görevde Naughty Dog’un Yaratıcı Yönetmeni Amy Hennig’in de dediği gibi hayatta kalma kabusu yaşatan bir maceraya atılıyor.
Oyunun adı dahi birçok yere çekilebilecek bir yönde, en başında acaba Drake aldatan mı yoksa aldatılan mı sorusu akla geliyor.
Hennig “Bu sefer düşmanlar daha önce hiç görmediğiniz gibi olacak” diyor. “Bu seferkiler kendini kaybetmiş antika kaçakçıları veya basit mafya babaları değil. Bu sefer düşmanlar daha sinsi. Tutarsız gizli bir örgüt ve onun korku ile yönetme biçimini benimseyen manipülatif yeteneğe sahip lideri Drake’in karşısına çıkacaklar.”
Oyunda birçok farklı bölgeyi gezinecek olan Drake’in macerası genellikle çöl kenarlarında veya doğrudan çölün ortasında geçecek, ancak stüdyonun bir diğer başkanı Evan Wells “Yine de şu şekilde bir şey söyleyebiliriz. Uncharted 2’de ne kadar karlı bölüm varsa bu oyunda da o kadar kumlu bölümler olacak” diyor.
At, avrat, üçüncüsü neydi? Evet, bravo silah
Oyunda artık silahlar ve cephane otomatik olarak alınıyor, yani size kalan tüm olay nereyi ve neyi vuracağınız seçmek. Oyundaki dövüş sistemi karmaşık bir mekaniği ve yapay zekayı benimsemiş. Kavga sırasında Drake’in düşmanı silahsız bırakma özelliği ve genel animasyonlarındaki akıcılığa yapılan düzeltmeler görsel şöleni oluşturan önemli noktalar. Animasyonların bu kadar üst seviyede yapılması da Hennig’e göre oyuncuyu, oyunun ve hikayenin içerisine daha çok çekecek.
Animasyonların yanında, görselliği oyunun önemli bir artısı yapan diğer şey ise oluşturulan dünya. Balestra konu hakkında “Bizi yönlendiren sanatçılardı. Biz de onların istediği gibi ayı hedef alarak işe koyulduk. Geri kalan ise tamamen programcılara ve onların bizim düşüncelerimizi ne kadar gerçeğe dönüştürebileceklerine bağlıydı. Sanatçılar her zaman bizim yapabileceklerimizin ötesine ulaşmaya çalışırlar, Chateauadlı mekan buna mükemmel bir örnek olur” diyor.
Baş tasarımcı Justin Richmond oyun içerisindeki mekan tasarımları için “Görsellerin içerisine renderleyebileceğimizden daha fazla parçacık koyduk. Konsept resimlerini çizen arkadaşlarımız neleri resmettiyse tıpatıp aynılarını yapmaya çalıştık” diyor.
PS3’ün gücü adına
Balestra, oyunun performansı ile ilgili olarak PS3’ün SPU’ları ile çalışmayı altı şeritli bir otobana benzetiyor.
“Eğer Uncharted bu yolun iki şeridini kulandıysa ikinci oyun altı şeridi de kullanıyordu ancak normal araba performansında. Oysa ki Uncharted 3 bu altı şeridi de Formula 1 arabaları hızında kullanacak. Şu an en yüksek hızdayız. Kodları özellikle SPU için optimize ediyoruz” diyor.
Drake ve Dr. Jones
Oyunun yaratıcı yönetmeni Amy Henning hikaye hakkında bilgi verirken bu türün belli kuralları olduğundan bahsediyor. “Eğer belli alışkanlıklardan uzaklaşmaya başlarsanız o zaman türün dışına doğru çıkarsınız. İşte o zaman insanlar tarafından sevilen ve uzun zaman oynanacak bir oyun yaparsınız. Dolayısı ile burada karşımıza yaratıcılık açısından ilginç bir pazarlık çıkıyor. Acaba oyunu beklenmedik şekilde bükebilir miyiz? Acaba bu oyunu çok da retro bir hale getirmeden biraz değişikliğe uğratabilir miyiz? gibi”
“Olaki stüdyo size bir sürpriz yaratmak için ana karakterinizi öldürmenizi söylerse ne olur? Buna değer mi? Eğer bu hikâyenin ve ürünün büyümesi açısından mantıklı bir hamle ise elbette. Mesela bizde birçok dramatik element olsa da hikâye bir dram değil. Bu oyun içerisinde romantik komedi de var, absürt komedi de var. Sonuçta bizim eğlencemizi baltalayacak bütün kararlar kötü karardır.”
Bu erken zamanda oyunun hikayesini anlatabilecek en uygun örnek Indiana Jones 4 filmi olabilir.
“Indiana Jones’a bayılırım” diyen Richmond “Karakteri ve dördüncü filmin kendine has tadını çok sevdim” diye ekliyor.
“Ancak her ne kadar çok güzel bir film olsa da tutarlı bir film değildi. Zor bir filmdi. Elbette 14 yaşındayken izlediğiniz ilk filmerde o zamanki çocuksu ruhunuzu bulamıyorsunuz ki bu büyük bir değişim. Fakat yine de karakterde bir değişim söz konusu değildi. Dolayısı ile onu izleten yine karakterin kendisi olmuştu.”
Ben, sen, o, biz, siz, multiplayer
Naughty Dog multiplayer kısmındaki özellikleri noktasına virgülüne kadar açıklamaktan kaçınıyor, ancak bundan çıkartılacak bir sonuç varsa o da bu seferki multi modunun daha geniş çapta olabileceğidir.
Geçmiş oyunlardaki multiplayer modunun yapımından çok zevk alan ekip bu zevki oyuncularla da paylaşınca üçüncü oyun için bu moda olan ilgi ve alaka en üst seviyeye çıkmış durumda. Richmond ayrıca oyunun sinema modunda da büyük bir gelişme olacağından bahsediyor.
“Oyunda bizim istediğimiz şey oyuncunun almak istediği tüm görsel, işitsel ve eğlence hazzını alması. İstemediğimiz şey ise oyunun sıkıntı yaratması. Eğer oyunu gereğinden uzun yaparsanız insanlar artık oyunu önemsemeden oynamaya başlarlar ki bu da bir oyunun kaybolup gitmesindeki başlıca etmendir. Kurgu çok hassas bir şeydir. Öyle bir hata yaparsınız ki TPS aksiyon oyununuzu oynayan kişi bir süre sonra uyuklamaya başlar. Bu belki de en utanç verici şey.”
Balestra ise oyunun ne kadar yüksek çöznürlüğe sahip olacağı konusunun tamamen bellek ile alakalı bir sorun olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Oyunun tekniksel yönlerine kafa yorduğunuz zaman geçmişte yaptığınız bazı şeyleri eşelemeniz gerekiyor. Misal ilk oyunda Sixaxis desteğini kullanmak tamamen bizim fikrimizdi ki bu durumda oyunun daha sonra Move desteği ile tekrardan yapılmasını otomatikman yok etmiş olduk.”
“Mükemmel bir Move oyunu, Move etrafında yapılır. Halbuki biz Uncharted’a çok önceden başlamıştık. Şimdi oyunu Move’a adapte etmek çok ama çok zor bir olay, bir ara deneyelim dedik ama hiç mantıklı gelmedi.”
Oyunda stereoskopik 3D olacağını biliyoruz ki özellikle Chateu bölümünde bu teknoloji ile harikalar yaratılacağını düşünüyoruz. Kamera açılarına dayanarak etrafta uçuşan kıvılcımların havada dalgalnarak süzülmesi ve görüntünün eriyen bir cehenneme doğru ilerlemesi görsellik açısından etkileyici olacaktır.
Richmond’un görüşü ise şu yönde; “Oyunumuzda kamera sisteminin öneminin en başından beri farkındayız ve yeni oyunda derinliği daha da arttırmak istiyoruz.”
Ben tek başına bir Drake’im
Firma multiplayer moduna oldukça ilgi gösteriyor ve en iyisini yapma çabasıyla yanıp tutuşuyor ancak bu tek kişilik modun ihmal edileceği anlamına gelmesin. Yine bir röportajında Richmond, özellikle de Among the Thieves oyununda bulunan tren sahnesi ile ilgili “Yemin ederim bu benim fikrim değildi. Tren sahnesi açıkçası çok aceleye geldi ve son anda ortaya çıktı. Teğmen Draza’nın gerçek bir karakter olması gerekiyordu. O trende bir kötü adama ihtiyaç vardı. Ancak o olaydan dersimizi çıkarttık. Artık bu tarz aceleye getirilmiş sahneler ve gereksiz karakterler oluşturmayacağız” diyor.
İlk iki oyunda, sizin yapmanızın çok zor olduğu ancak oyunun sizden talep ettiği bazı kötü noktalar olduğunu itiraf eden Richmond “Bu bir oyuncu iletişimi sorunu. Eğer oyuncu ne yapmaya çalıştığını anlamazsa o zaman sorunlar ortaya çıkar. İşte tek kişilik oyun modunda esas aşmamız gereken şey bu. Ondan sonrası zaten kolay” diyor.
Bir “Haşarı Köpek” hikayesi
Drake’in ve yeni macerasının gelmesine daha çok zaman var. Artık hepimizin büyük bir tecrübe edindiği gibi bu süre zarfından dağların bile yer değiştirebileceğinin farkındayız. Dolayısı ile biz burada sizlere hakkında duyduğumuz, edindiğimiz, Naughty Dog’un havalandırma boşluklarında yaşayan, bahçıvan kılığında ortalıkta gezinen ve yapımcıları gizlice izleyen ajanlarımızın bize verdiği fısıltılar dahlinde toparladığımız bilgileri kısa kısa sunmak istedik.
Fazla detaya girmeden oyundan neler beklenildiğini, yapımcıların bunlardan ne kadar haberdar olduklarını ve olası iyi ve kötü noktaları aktaralım istedik.
Haber kısmımızda internete düştükçe (ya da ajanlarımız gizlice bize ulaştırdıkça) oyunun videolarını yayınlamaya çalışıyoruz ve eminiz ki daha Uncharted 3 ile ilgili çok video ve haber göreceğiz. Ancak şimdilik bizim tarafımızdan söyleyeceklerimiz bu kadar.
Teknik konuları bir yana bırakarak gerçek karakterlerin, etkileyici bir komedi drama hikayesinin ve heyecan yaratan bir aksiyonun bizi beklediğini (ya da bizim onu beklediğimizi) söyleyebiliriz.
Öte yandan görsel bir şölenin ve yaratıcı bir kurgunun oluşturduğu ne yapacağı belli olmayan sinsi yapay zekanın en optimum kamera açısıyla birleştiği bir oyun olma amacını da taşıyor Drake’in en son macerası.
Fakat şu an için ne desek boş bütün bu sözlerin doldurulması için daha birkaç ayımız var.