Tamam, oyunların puanlanması bir yönden iyiyken, bir yönden de çok kötü. İyi olan tarafı insanların kafasında genel-geçer bir derecelendirme oluşturması. Kötü yanıysa… Birazdan okuyacaksınız zaten.
Michael Thomsen, Washington Post gibi bir yerde oyun inceleme editörü olarak görev yapan biri.
Aynı zamanda genel olarak çok yüksek puanlar alan oyunlara düşük notlar vermesiyle gündeme gelen bir editör. Dark Souls II, Red Dead Redemption onun kıyımından geçen oyunlardan sadece ikisi. Bu kez Thomsen, Uncharted 4: Bir Hırsızın Sonu’nu inceledi ve ortaya çıkan puan bir anda Metacritic’i salladı.
Metacritic’te bizim incelememiz de dahil olmak üzere şu an tam 92 puanlı inceleme bulunuyor. Bu puanlardan en düşüğü ise 80. Yani oyunun iyi olduğuna dair bayağı sağlam bir puanlama var. Michael Thomsen da oyuna gidip 40 puan verince bir anda oyuncuların hedefi oldu.
Hatta bir hayran işi abartıp, Change.org’da Washington Post’un Metacritic incelemesinin çıkartılası için imza kampanyası başlattı. Tepkiler çığ gibi büyürken oyunda Nathan Drake’in abisini seslendiren Troy Baker da resmi Twitter hesabı üzerinden kampanyayı destekledi.
Peki, kabul ediyorum. Uncharted 4’ü kötü olarak bile görsek 40 puan alacak bir oyun değil. Ama kendi fikirlerini paylaşan bir editörün (dikkat çekmek için olduğu açık olsa bile) böylesine linç edilmesi doğru mu? Troy Baker’ın da işe bulaşması her şeyi daha iyi hale mi getirdi? Sadece, hoş değil.