Denir ki; “Algının kapıları açıldığında bütün varlık insana sonsuzluk olarak görünür. Şu anda gördüğünüz şey bu, ruhunuzun gözü; Ajna, açılan üçüncü gözünüz. Gözetleme kulesinin ışığını boşluğun ötesindeki sınırsız kıyılarda görüyorsunuz. Uyandınız ve bütün gizemler önünüzde bir bir ortaya çıkmaya başladı. Hayalgücünüz sıktığınız yumruklarınız kadar güçlü, iradeniz ise bakir. Bu güçtür, bu büyüdür ve bununla birlikte, dünyayı baştan yaratacaksın”
Büyü herkesin hayalini kurduğu fakat kimsenin elde edemediği bir rüyadır. Yokluktan varlık yaratma durumu bir insanı kurbağaya çevirmekten tutun, düşmanınızı lanetleme, gökyüzünden yıldırımlar çağırma, bir şehri dümdüz etme gibi pek çok mitte kullanılır. Bütün büyücüler bu efsanelerde farklı fantastik hareketlerde bulunurlar ve bize yaratıcılığın verdiği bu muhteşem konsepti okumak kalır. Bu hikayeler bizi hiç bir hikayenin çekmediği gibi çeker. Büyünün çekiciliği bambaşkadır.
Bilgelikle evcilleştirilmiş güç her insanın ilgisini çeker ve arzulatır. İblislerin ve Karanlıklar Dünyası’nın diğer varlıklarının ise çeşitli güçleri olmasına rağmen ciddi sınırları ve lanetleri bulunmakta. Büyücülerin en büyük farkı diğer varlıklara nazaran bunların bilincinde olmaları ve buna göre davranmaları. Mage: The Awakening bu tarz büyücüler ile ilgili bir hikaye, disiplin ve aydınlanma yolunda pek çok sınav ve yozlaşma ile karşılaşan bu karakterler, yavaş yavaş bilgelikleri ile çizdikleri yoldan çıkıp güçlerinin esiri haline gelirler.
Unutulmayan Diyarlar’da hepinizin oldukça ilgi gösterdiği Vampire: The Requiem dosyasını kapatıyorum. Bugünden itibaren bir kaç hafta boyunca size World of Darkness’ın en güzel kurulumlarından birisi olan Mage:The Awakening’i yazacağım. Yukarıda okuduklarınız Mage: The Awakening’in kitabının giriş kısmı olup, gerçekten bütün olayın sadece yüzde birini bile özetlemiyor. İşin gerçeği şu ki, Mage şimdiye kadar yazılmış en iyi Karanlıklar Dünyası kurulumlarından birisi olabilir. Bunun sebeplerini ilerleyen yazılarda anlayacaksınız.
Tabii burada şu noktayı unutmayalım, Masaüstü Rol Yapma Oyunlarından bahsediyoruz, zaten bu köşede yazdığım şeylerin hepsi Masaüstü Rol Yapma Oyunları ile ilgili, eğer FRP, RPG oynamayı seviyorsanız bunu bir de masaüstünde deneyin derim, o büyüler monitörün içinde durduğu gibi durmuyor!
Mage genel olarak çoğu eserde gördüğümüzün dışında bir büyü anlayışı sunuyor bizlere. Pek çok bilindik okült elementini kullansa bile bunların çoğu hatırladığınız gibi değil. Genel olarak gurur ve kendini beğenmişlik üzerine bir konsept Mage, sonuçta tanrısal güçleri olan ve gerçekliği bükebilen insanlardan bahsediyoruz, dolayısıyla bir yerden sonra insan olarak anılmaktan rahatsız oluyorlar. Sonuç olarak; büyü bizim dünyamızda bildiğiniz gibi ya da çoğu eserde yazıldığı gibi işlemiyor burada.
Büyü bir çeşit “farkındalık” durumu, bir başka değişle “uyanmışlık” olmakla birlikte, aynı zamanda kendinden çok daha büyük bir şeyin parçası haline gelmek anlamına gelir. Her Karanlıklar Dünyası kurulumunda olduğu gibi de bu uyanmış kişiler yalnız başlarına takılmaz. Masaüstü kurulumların birden fazla oyuncu ile beraber oynanması gerektiğinden, çeşitli kaballar ve gruplar oluşturan büyücüler, bu gruplarla inandıkları amaca hizmet ederler, bunlar oldukça çeşitli olmakla birlikte hepsi “iyi niyetli” olarak tabir edebileceğimiz kalabalıklardan oluşmayabilir.
Şunu unutmamak gerekli, Karanlıklar Dünyası evreninde “Büyücü” dediğimiz varlıklar insan değillerdir. İnsandan daha fazlası olup, engin bilgelikleri yanında bu durumun getirdiği kibiri de taşırlar ihtiras ile dolup taşan yüreklerinde. Her büyücünün dünyanın işleyişi ile ilgili kendi fikri olsa bile genelde bu fikirlerin toplamı gruplarının ideasını yansıtır. Gerçekliği istedikleri gibi kırabilen bu varlıklar, genel olarak sırlarını ve numaralarını kendilerine saklar, bu sebeple gruplar arasında bile sürekli olarak paranoya hakimdir.
Sırlar beklenmemeli, hak edilmelidir. Mage: The Awakening “Yozlaşma” teması üzerinden ilerler. Bu kadar güçlü olan fakat güçleri yüzünden yavaş yavaş kendilerini hizmet ettikleri ulvi amaçlardan sapıp başka kazançlar uğruna güçlerini kullanmaya başlayan talihsiz büyücüler, genelde Awakening’in ekseninde bulunan karakterlerdir.
Evet Unutulmayan Diyarlar okurları. Bu hafta sonunda Vampirleri arkamızda bırakıp büyücülere geçiş yapabildik, arada Kurtadamları atladım, Kurtadam hiç çekici bulduğum bir konsept olmadığı için sabredip bir türlü okuyamadım, günün birinde okursam onu da yazarım, zaten Mage: The Awakening bitene kadar bir iki hafta daha geçecek gibi görünüyor! Şimdilik hoşçakalın, haftaya Cumartesi tekrar Unutulmayan Diyarlar’da buluşalım!