Velocity bugüne kadar pek göz önünde bulunmamış bir oyun serisi. Aslına bakarsanız zamanında PSP gibi platfomlara harika oyunlar çıkartmış olan Velocity, aksiyon, platform, bulmaca gibi oyun türlerini harmanlayan yapısıyla herkesin takdirini kazanmıştı.
İşte o harika oyun geri döndü: Distopik bir gelecek senaryosunda hem yeni nesil oyuncuları hem de eski toprakları çoktan PS4 başına kilitlemeyi başardı. Velocity anlatması zor bir oyun değil, zaten oynaması zor bir oyun da değil. Oyuna başladıktan yaklaşık 5 saniye sonra tüm kontrollere alışıp, kendinizi bırakıyorsunuz…
Neye mi?
Olağanüstü bir hıza…
Oyunun hikaye anlatımı için çizgi roman tarzı seçilmiş. Bazı oyuncuların pek hoşuna giden bir durum olmasa da alışmak ve sevmek gerekiyor. Sonuçta her oyun muhteşem sinematiklerle bize yansıtılmak zorunda değil. Velocity 2X’in konseptini düşününce, çizgi roman seçimi oldukça yerinde görünüyor.
Teğmen Kai Tana olarak oynadığımız Velocity 2X, araştırma tesisinde uyanmamızla başlıyor. Teğmen, Villo Kara Deliği’ne girdikten sonra vücudu harap olmuş ve zarar gören kısımlarda büyük değişikliklere gidilmiştir.
Kai Tana ameliyat masasından etten çok metalle kalkar (Aha da Adam Jensen’in dişi versiyonu). Artık hızlıdır, duvarların arkasında bir anda belirebilir ve sol elini tıpkı bir silah gibi kullanabilir.
Fakat, uyandığında aklında tek bir şey vardır. Bulunduğu yerden kaçmak!
Hız! Daha fazla hız!
Velocity 2X iki farklı oynanış türüne sahip bir oyun. Bölümler, Uzay mekiğimiz ve yayan ilerlememiz şeklinde karma bir yapıda. Mekikle ateş ederek giderken bir anda önümüzdeki kapıyı açamıyoruz ve gösterilen başka bir bölgeye girmek zorunda kalıyoruz. Buralarda oyun tam bir platforma dönüşüyor.
Her şeyden önce temel yapıyı anlamak gerekiyor. Velocity 2X’in bu kadar sevilmesinin nedenlerinden birisi gerçekten özgün bir oynanış tarzının olması. Onun için 2D platform/parkur oyunu diyebiliriz. Çok fazla bulmaca ile uğraşmıyorsunuz, zaten önünüze çıkan engeller saniyeler içinde aşmanız gereken türde oluyor.
Çok hızlı olmalısınız. Elinizi R1 tuşundan çektiğiniz her an kaybınız oluyor. Engelleri olabildiğince hızlı bir biçimde aşmalısınız. Çünkü Velocity 2X sizin PSN kaydınızı tutuyor ve dünya çapında birinciliğe oynamaya başlıyorsunuz. Elbette puanlarınız sadece süre üzerinden verilmiyor. Yolda giderken topladınız pembe elmaslar ve kurtardığınız siviller gibi birçok faktör derecenize etki ediyor.
Yapımcılar bu sayede oyuncuların bölümleri defalarca oynamasını ve en iyi puanı elde etmesini planlamışlar. Rahatlıkla amaçlarına ulaştıklarını söyleyebilirim. Daha en başta kendinizi tekrar tekrar aynı bölümü oynarken buluyorsunuz ve inanın sizi hiç rahatsız etmiyor. Hırs faktörünü çok iyi biçimde kullanan Velocity 2X, oyunu bitirdikten sonra bile sevdiğiniz bölümleri defalarca dönüp oynama şansı sunuyor.
Mekiğimizi kullanmamızla birlikte özel yeteneklerimizi sırasıyla kazanmaya başlıyoruz. İlk olarak kısa mesafeli ışınlanma özelliğine sahip oluyoruz. Bu özellik zaten oyunun çehresini baştan sona değiştiriyor. İki türlü oynanışta da geçerli olan özelliğimiz sayesinde, hem hızın dibine vuruyor hem de engelleri rahatça geçebiliyoruz.
Ardından teleport toplarını ele geçiriyoruz ve oyunun çok katmanlı yapısı iyice kendini belli ediyor. Özellikle mekik olan bölümlerde stratejik noktalara teleport kapısı bırakıyoruz. Kırılması gereken devreler harita içine rastgele dağılmış oluyor ve doğru noktalara geri dönüş yapamazsak o bölümü bitiremiyoruz.
Doğru anda hızlıca karar vermek Velocity 2X’in odak noktasını oluşturuyor. Bir bölümü bitirmek için size verilen süre sınırlı oluyor ve öldükçe biraz geriden başladığınız için sürenin gazabına uğrayabiliyorsunuz. Eğer rekor tablosuna adınızı yazdırmak istiyorsanız, dediğim gibi hata yapmadan oynamanız gerekiyor. Büyük ihtimalle bir kere şöyle geze geze bitirdikten sonra aynı bölümü bu sefer hız kasarak oynamak isteyeceksiniz. Çünkü inceleme süresince belirttiğim gibi Velocity 2X’i uzun süre oynattıran şey: Hız tutkusu!
2D grafikler ve çizgi roman tarzıyla karşımıza çıkan oyun işini gerçekten iyi yapıyor. Hem stabil çalışıyor hem de göze gerçekten hoş geliyor. Platform türü oyunların hala ilk seçimi olan 2D’nin bu şekilde zenginleştirilmiş olması gerçekten harika. Çizimlerin kalitesi olsun, detaylar olsun Velocity 2X sınıfı rahatlıkla geçiyor.
Oyunda herhangi bir seslendirme bulunmuyor ve hikaye gibi öğeler bize yazılar aracılığıyla aktarılıyor. Hal böyle olunca ön plana çıkan yön oyunun inanılmaz müzikleri oluyor. Bu arada Velocity 2X, son zamanlarda dinlediğim en harika müzik albümlerinden birine sahip. Gelecekten gelen tınılarıyla zamanında epey oynadığım Frozen Synapse’ı hatırlatıyor.
Velocity 2X olmuş bir oyun. Belki çok ön plana çıkmayacak, yıllarca konuşulmayacak ama işini doğru ve tam yapmasıyla hatırlanacak bir yapım. PS4 ve PS Vita platformlarına çıkan Velocity 2X’i, eğer PSN Plus sahibiyseniz bedava olarak indirebileceğinizi de hatırlatalım.
