Venom: Zehirli Öfke
Venom diyince aklınıza ne geliyor? Korkunç bir yüz, evlerden ırak uzun bir dil, devasa keskin dişler, karanlık sahneler mi. Eğer öyleyse bu filme gitmeden önce tüm bildiklerinizi unutun. Çünkü “mahallemizin Venom’u” kötü örnek oluşturabilecek davranışlara ve uygun olmayan bir dile sahip olsa da, 13+ kitlenin gönlünü “hınzır” gülüşüyle çalmak için geliyor.
İlahi Venom, neden kafasını koparıyorsun adamın şapşal şey!
Venom’un Tom Hardy‘li, Michelle Williams‘lı sağlam bir kadroyla çekildiğini duyduğumda sonunda yav demiş, son yıllarda yıldızı parlayan sert adam reis Tom Hardy’nin baş rolde olacak olması, Venom’u ilgi çekici hale getirmişti. Yapımcılığını Sony Pictures Entertainment, Columbia Pictures, Marvel ve Tencent Pivtures’ın üstlendiği Venom: Zehirli Öfke, Venom evreninin de ilk filmi. Yönetmen koltuğunda Zombyland filminden tanıdığımız Ruben Fleisher oturuyor. Baştan hemen şunu aradan çıkartıp, sonra biraz daha detaya inelim. Yönetmen Ruben Flesiher, potansiyeli olan bir hikayeyi çok kötü değerlendirmiş. Hem kurgu, hem de teknik açıdan filmden buram buram, düşük bütçe ve vasatlık kokuları yayılıyor desem yeridir.
Bir araştırma şirketi uzaylı bir parazit/ organizma keşfeder, organizma dünyaya getirilir, bu uzaylı parazitler ideal organizma arayışındadır. Şirketin başındaki şeytani kötü Carlton Drake, kendi emelleri için bu parazitleri kullanacaktır. Gazeteci Eddie Brock, şirketin ipliğini pazara çıkartmak isterken “yanlışlıkla” uzaylı parazit Venom tarafından ele geçirilir. Bu kadar hızlı bir şekilde anlattığım Eddie Bcorck’un Venom’la bütünleşme hikayesi, filmde bu kadar da hızlı cereyan etmiyor.
Bu film size, bir Venom filmi ancak bu kadar kötü kurgulanır, olay işleyişi ancak bu kadar temposuz verilebilirdi herhalde dedirtiyor. Filmin girişi ve ilk bir buçuk saati o kadar temposuz, hikayeye giriş kısmı o kadar uzun tutulmuş ki, kalan yarım saatte bir anda her şey olup bitiyor. Filmin bence en eğlenceli sahneleri olan; gazeteci Eddie Brock’un (Tom Hardy) Venom olduktan sonra, Venom ile olan esprili diyalogları, kötü bir pastadaki süs olarak kalıyor.
Ancak; Tom Hardy‘nin Gazeteci Eddie Brock karakterine oldukça yakıştığını söyleyebilirim. Sert, yitik adam rollerinin altından başarıyla kalkan Tom Hardy; yitik, dağılmış, ancak eğlenceli yanları olan, umursamaz, esprili Eddie Brock karakterinin hakkını vermiş. Eddie Brock ve görünüş olarak Venom profili iyi çizilmiş. Görünüş olarak Venom diyorum çünkü, uzaylı parazit Venom, hiç tehlikeli bir profil çizmiyor bu filmde. Kanımca filmin en büyük eksiklerinden biri de bu. Venom filminde bence olması gereken şiddet unsurları bu filmde yok. Kafa koparma üstadı Venom, yine kafa kopartıyor evet ama, her şey o kadar hızlı ve kansız oluyor ki, hiçbir şey anlamıyorsunuz izlediğiniz sahneden. filmin bütün aksiyon sahnelerinin şiddet dozu azaltılmış. Daha fazla izleyici çekmek adına tercih edilen bu durum, potansiyeli olan, iyi işlenecek bir hikayeyi vasat bir filme dönüştürmeye yetmiş.
Neredeyse tamamı gece geçen filmi bir de üç boyutlu gözlükle izleyince, görsel efekt olarak da çok fazla tatmin olmuyorsunuz. Güneş gözlüğüyle film izleme saçmalığı ne zaman bitecek acaba, neyse bu başka bir konu. Bence, Eddie‘nin Venom‘la buluşması çok daha erken olsa, genel kitleye hitap edecek bir mizah yerine kara mizah ve şiddet unsurları kullanılmış, Eddie ve Venom diyalogları filmin geneline yayılmış olsa, çok daha iyi bir film olabilirmiş Venom. Muhtemelen Eddie Brock ve Venom ilişkisinini olgunlaşması ikinci filme saklanıyor. (Tabii ikinci film olursa)
Sonuç olarak Venom, potansiyelin kullanılmadığı, ilginç hikayeye yazık edilmiş bir film. Etkileyici sahnelerin olmadığı, yönetmen etkisinin hissedilmediği Venom, izlenebilir bir film mi evet. Sadece Eddie Brock ve Venom diyalogları için bile izlenebilir. Filmden çıktığınızda aklınızda kalacak tek şey de bu diyaloglar olacak. Ha bir de malum öpüşme sahnesi. Filmde geçen, şu diyalog kanımca filmi de oldukça iyi anlatıyor.
-Ne kadar kötü olabilir ki?
-Gerçekten çok kötü.