Victoria 3 Ön İnceleme
Öncelikle şunu belirtmek isterim, uzun zamandır Türkçe dil desteği beklediğimiz oyun dünyasında nihayet bir strateji oyunu, üstelik kocaman bir strateji oyunu Türkçe dil desteği ile geliyor. Paradox Interactive bu konuda yine farkını ve kalitesini konuşturmuş diyebiliriz.
Viktorya dönemi tarihsel açıdan çok yaygın olan bir dönem değildir aslında, bu döneme adını veren Kraliçe Victoria sayesinde, Büyük Britanya bölgesinde sanayi devriminin yükselmesi ve Britanya İmparatorluğunun zirvesi kabul edilir. Yani Victoria döneminin (1837 – 1901 yılları arası) ekmeğini o dönemlerde Britanya, şimdiki dönemde ise Paradox Interactive yemeğe devam ediyor diyebiliriz. Çünkü Victoria serisini tam gaz sürdürmeye devam ediyorlar.
Victoria 3 ön inceleme (Oynadık)
Strateji oyunları fazlaca detay barındırır, bu konuda ise Paradox zirveyi zorlamaya devam ediyor. Sadece strateji demek olmuyor aslında yani asker çıkartalım, ülke basalım, toprak alalım, kafa keselim gibi eylemler Victoria 3’te yok diyebiliriz. Daha stratejik ve ince düşünmek gerekiyor. Yani her alanda ülkenizi ve kendini düşünmek zorundasınız. Diğer ülkelerle yaptığımız ikili ilişkiler, ülke içinde ki saygınlığımız, hayatımızı devam ettirebilmemiz için gereken para gibi konularda ince düşünmek zorundayız.
Paradox’un diğer oyunlarında para kaynaklarını ülkemize çekebilmek için ticaret noktalarına yönlendirme yapmak amacıyla tüccarlar koyuyorduk ve bir şekilde para akışını hazinemize yönlendiriyorduk. İşte bu olaylar artık yok, Paradox bu sefer paranın gücünü topluluk içindeki bazı oluşumların hâkimiyetine vermiş durumda. Yani bazı durumlar haricinde paranın gidişatına ve gelişimine yön veremiyoruz dersek yalan olmaz.
Oyuna başlamadan önce güzel ve detaylı bir tutorial (öğretici) bölümü var. Oyun hakkında çok fazla bilgi ve ince noktayı bizimle paylaşıyor. Elbette oyuna girenlerin büyük bir kısmı “yahu kim bakacak şimdi oraya, en iyi öğrenme oynayarak olur” diyecekler. Ama siz onlardan olmayın, karışık bir arayüzü yok oyunun, sadece alışmanız gerekiyor, ondan sonrası çocuk oyuncağı.
Oyun zaten Türkçe dil desteği ile geldiği için çok fazla bir zaman kaybetmiyorsunuz öğrenirken. Oyunun içinde bize en çok yardımcı olacak şey “Günlük” kısmı. Yahu resmen hayat kurtarıyor burası. Bazı önemli anlarda bize güzel destek sağlıyor elbette değerlendirmek lazım ama bazen de içimizden gelen sesi dinlemek de faydalı olabilir. İlla size günlüğü takip edin demiyorum ama ilk etaplarda destek alın, uzmanlaşınca koy verin gitsin, kim okuyacak şimdi kullanım klavuzunu ya 😀
Ülke yönetiyoruz burada biraz sessiz olur musunuz?
Strateji oyunlarında genellikle hep bir fantezi arayışı vardır. Gerçek tarihte olmayan veya olamayacak şeyleri oyunlarda yapma istediğidir bu fantezi anlayışı. Beklemediğiniz ülkeleri bambaşka formlara getirebiliyorsunuz. Her şey sizin elinizde yeter ki siz isteyin ve inanın. Ülkenin her alanda gelişmesi sizin çıkaracağınız kanunlara bağlı aslında. Oyunda halkı baskı altına alıp yarı diktatör bir yönetimle ezebilirsiniz veya çok modern bir kültür benimseyip geleceğe ayak uydurabilirsiniz. Elbette önünüzdeki süreçte bunların iyi veya kötü bir bedeli oluyor.
Ülke yönetmek o kadar kolay değil, dedik ya strateji ama çok fazla detay barındırıyor. Halkımız üç temel sınıftan oluşuyor, bunlar nedir diyecek olursak. Aslında hepimizin bildiği sınıflar bunlar alt, orta ve üst sınıf oyunda mevcut. Ülkedeki refah seviyesini yükseltmek, otoritemizi arttırmak, nüfuzumu yükseltmek için hepsini mutlu etmemiz ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmemiz gerekiyor. Sınıfları oyunun merkezine aldığımız gibi toplumsal sınıfları da es geçmememiz lazım. Mesela işçiler, köylüler, esnaflar, askerler vs vs aklıma gelenler bunlar. Bu sınıfları da tek tek kontrol etmemiz gerekiyor ki seçim zamanı hepsinden oy alabilelim ??
Grafikler resmen akıyor ve sizi hiç üzmüyor
Oyunumuz strateji, asker yetiştir, ülkelere savaş aç, şehirleri yağmala, anlaşma imzala gibi görünse de bazı noktalarda gerçekten ince detaylara yer verilmiş. Harita konumundan bakacak olursak, çok geniş ve güzel bir oyun içi haritası var öncelikle onu belirteyim. Tepeden oyuna baktığınız zamanda mis gibi bulutlar, kuşlar ve huzur sizi karşılıyor. Yani yer yüzünde ne halt yeniyorsa yensin yukarısı pırıl pırıl. Baktın işler iyi gitmiyor mu? Dertler peş peşe mi geliyor? Padişah maaşı yetmiyor mu? Çık hemen bulutların üstüne dinlendir ruhunu in sonra aşağıya mis gibi.
Harita üzerinde insanların olmadığı yani yerleşimin olmadığı alanlarda ağaçlar, kuşlar, dağlar var ve yaklaştığınız zaman çok güzel incelikler görebiliyorsunuz. Abi adamlar ağaçların sallanmasını bile eklemişler, sen düşün gerisini artık! Değinmeden edemeyeceğim, martılar bile var yahu! Ses çıkartıyorlar mı bilmiyorum fakat sahil kasabalarında bölüm bölüm martılar var.
Bir de şehirler var elbette. Asıl konu orada zirveye ulaşıyor. Yani bazı oyunlarda olur ya hani maksat şehir olduğunu göstermek olsun gelişi güzel (random) 2-3 adet bina dikip geçerler. İşte bu oyunda onlar yok, estetik kaygısından mıdır nedir bilinmez ama gerçekten şehir mimarisi konusunda çok hassas davranmışlar. Her ülkenin ya da daha doğrusu her kültürün kendi mimarisine özgü birkaç şeyi şehirlerde görebiliyorsunuz. İstanbul’da Ayasofya’yı gördüğüme yemin edebilirim ama ispatlayamam çünkü ekran görüntüsü alamadım (unuttum)
Bu kadar çok özellik saydık elbette ki ekran kartınız çok iyi olmalı vs gibi bir durum söz konusu değil. Mevcut PC özelliklerinize göre oyun optimizasyon sağlıyor sizlere. Yani bulunduğu kabın şeklini alan bir yapıya sahip oyunumuz.
Geldik asıl bölüme, mekanikler bizi bunaltıyor mu?
Yukarıda sorduğum sorunun cevabı aslında basit ve o kadarda zor değil. Siz işleri batırmadığınız sürece oyunda her şey güzel. Oyunda gördüğümüz ekranımız standart Paradox oyunlarındakiler gibi sol üstte ülkemizin genel durumu gösteren bir yığın şekil (ikon) ve sayı ile dolu. Paramız, asker sayımız, otorite durumumuz vesaire hepsi sol üstte yer almakta. Ekranın altında 5 adet yuvarlak düğme mevcut bunlarda harita çeşitleri arasında hızlı geçiş yapmamızı sağlıyor.
Asıl oyunda bizi ince detayları götüren bölüm ise sol tarafta yer alıyor. Ekranın solunda menü kıvamında ince bir bölüm var. Ülkemiz için ne yapmak istiyorsak işte burada temellerini atıyoruz diyebiliriz. Hani denir ya “rezil de etmek vezir de etmek” işte bu sözü bu menüde hayata geçirebiliyoruz.
Daha önce strateji oyunu oynadın mı bilmiyorum dostum ama eğer bu kadar uzun ve karmaşık bir yazıda buraya kadar geldiysen daha önce oynadığını varsayıyorum (oynamadıysan da helal olsun gerçekten buraya kadar geldiğin için ??). Diplomasi bizim için ekmek gibi su gibi bir şeydir bu oyunlarda. Bazı noktalarda illa topla tüfekle savaşman gerekmez bazen de siyasi oyunlarla topraklarını veya fikirlerini genişletebilirsin. Oyunda birçok diplomasi mevcut yani sen nasıl yönetmek ya da nasıl ilerlemek istiyorsan hemen hemen istediğin her şey bu bölümde var.
Senden büyük ve güç milletleri başına bela olarak almak istemiyorsan İttifak olabiliyorsun, baktın bir ülke seni yiyecek hemen büyük bir ülke ile Savunma Paktı kuruyorsun ki düşmanı o yensin sen güneşin ve kumun tadını çıkartabilesin veya işler iyi gitmiyor o dost görünen ülke senin içinden geçecek hemen yapıştırıyorsun Saldırmazlık Paktı olay çözülüyor gibi. Bir ülkeyi vasal olarak alabiliyorsun, eğer çok paran varsa paranı kullanıp (mekânda arkadaşlarına kahve ısmarlamak gibi düşün bunu) dost çekebiliyorsun yanına bu ve bunlar gibi daha birçok özellik mevcut oyunda.
Hearts of Iron IV oynadın mı hiç? Eğer oynadıysan bu dediğimi kolayca anlarsın. Basit kâğıt üzerinde oynanan strateji oyunları gibi değil bu oyun. Savaş ilan ettiğin zaman, cephe açman gerekiyor. Askerleri cepheye başlarında bir kumandan olmadan yollaman doğru değil, ikmal desteği sağlıyorsun, yediriyorsun, giydiriyorsun her şeylerini karşılıyorsun ondan sonra zafer için tekbirler eşliğinde savaşa uğurluyorsun.
Müzikler ve seslere gelecek olursak
Oyun için müzikler gerçekten sizi dinlendiriyor ve bazı anlarda oyununun içine çekiyor. Öyle bir an geliyor ki Pan’ın (Yunan Mitolojisinden bir tanrı yarı keçi yarı insan gibi bir şey) üflediği flüt gibi bizi büyüleyip zamanı unutuyoruz. Tamam müzikler konusunda bu kadar övgü yeter.
Biraz önce söylediğim gibi haritada yer alan bazı noktalarda deniz sesleri, yanardağ gürültü sesleri, kuşların sesleri oyuna çok güzel bir atmosfer katmış. Savaş mekanikleri deseniz onlarda çok güzel, silahların çıkardığı o sesler (anlayamazsınız) gerçek bir savaş meydanına götürüyor bizleri. Bazen silah sesleri değil de çatal bıçak sesi gibi geldiği yerlerde oldu ama neyse olsun o kadarda artık.
Ve şefin tavsiyesi
Oyunun hemen hemen her noktasını sizlere anlattım. Beta aşamasında deneyimleme şansı bulduğum oyunun, yalan yok gözüme takılan bir eksik yanı yok şimdilik. Elbette daha mekaniksel açıdan düzenlemeler veya yenilemeler mutlaka oyuna gelecektir ama şimdilik oyun çok güzel. Paradox tarafından yapılan en ince ayrıntılı ve düzenli içeriğe sahip strateji oyununu görmekteyiz.
Zaman döngüsü açısından sadece Victoria Dönemi’ni konu alıyor olması bazı oyuncular için biraz sıkıcı veya saçma gelse de emin olun oyuna alıştıktan sonra çok fazlasıyla bağımlısı olursunuz. Aklınızda nasıl bir yönetim planı varsa istediğiniz ülkeye istediğiniz şekilde empoze edebiliyorsunuz. Elbette hemen olmuyor ama sonuçta yapabiliyorsunuz bunu.
Victoria 3, 25 Ekim 2022 tarihinde çıkacak ve fiyat politikası şimdilik Standart sürüm 249,00 TL ve Grand Edition sürümü ise 399,00 TL olarak belirlendi.