Bugün BBC’nin yayımladığı bir makale bir hayli ilgimizi çekti. “Video Oyunları Sıkıcı mı Olmaya Başladı?” adlı bu makale ünlü gazeteci Alex Hudson tarafından kaleme alınmış. Makalenin temel konusu sürekli devam oyunlarının yapılması.
Biz de siz sevgili okuyucularımız ile bunu paylaşmak istedik. işte Alex Hudson’ın makalesi.
Hatıralarımızda hep eski klasik video oyunları bulunuyor. Space Invaders, Tetris, Doom, vs. gibi oyunlar zamanın yaratıcı oyunlarıydı ve isimlerinin yanında bir rakam bulunmuyordu. Bugünlerde ise pazar artık devam oyunları ve seriler ile dolup taşıyor. Peki bunun manası yaratıcılığın yok olduğu anlamına mı geliyor?
Şu sıralar video oyunları endüstrisinde oyunlar hep yanında bir 3 rakamı ile çıkıyor.
Gears of War 3, Far Cry 3, Uncharted 3, Mass Effect 3, Battlefield 3 ve daha pek çok devam oyunu bu sene çıkacak.
Aslına bakarsanız dünyadaki “En çok satan 10 oyun” listeleri devam oyunlarından oluşuyor. Avrupa listesindeki 10 oyun içinde altı tanesi devam oyunu.
Eleştirmenler ise bu devam oyunu sevdasının artmasından yakınıyor ve bu sevdanın bir süre sonra pazarı tamir edilemez şekilde yıpratacağını düşünüyor.
Ancak devam oyunları Ms. Pacman’den bu yanadır var olan şeyler ve belli ki oyuncular da bunlara para vermekten hiç rahatsız değiller. Amerika’da sadece 2011’in ilk çeyreğinde video oyunlarına harcanan toplam para 2 milyar dolar.
Oyun endüstrisinin büyüme ölçeği sürekli olarak film endüstrisi ile kıyaslanıyor. Dolayısı ile oyun filmleri veya film oyunları yapılması da çok şaşılacak bir durum değil.
Bu yaz sinemalarda Harry potter, Cars ve Transformers’ı gördük ve büyük oyun dağıtıcıları da bu ürünleri hemen kapmayı bilerek oyunların karlı olmasını garantilemeye çalıştı.
Hukuk danışmanlık şirketi Edge International’ın başkanı James Binns konu hakkında “Bu konuda düşünülebilecek en iyi şey serilerin kendilerinin yıldız olduklarıdır” diyor.
“Hollywood stüdyoları Bruce Willis filmlerine bir sürü para yatırıyorlar ancak video oyunlarında yıldız diye birşey olmaz, dolayısı ile orada karakterden çok oyunun kendisine güvenmelisiniz.”
Oyunların en eksik yanı yavaş yavaş tüketilememeleri. Nitekim filmler haftalarca sinemalarda gösterime girdikten sonra bir de DVD ve televizyon satışlarıyla para kazanabiliyorlar. Lakin oyunların böyle bir lüksü bulunmuyor.
Ara sıra birkaç orjinal hitin ortaya çıktığı doğru. LA Noire ve Heavy Rain’in aldığı mükemmel eleştiriler ve reklam başarısı ortada. Lakin öyle gözüküyor ki oyun dünyasında yepyeni bir oyuna başlamak esasında bir kuraldan çok istisna halini almış.
Binns bu konu hakkında “Video oyunlarının yapımı on milyonlarca dolar tutabiliyor ve bunları pazarın üst kısmında tutabilmek için on milyonlarca dolar daha harcanıyor” diyor.
“Dolayısı ile yapımcılar riskleri azaltmak için ne gerekiyorsa yapacaklardır ve bazen bunun anlamı zaten bildikleri bir karaktere güvenmek olacaktır.”
Bu konudaki bir teori bütün iyi fikirlerin kullanıldığı yönünde. Yine bir FPS oyunu görüp “Bunda yeni hiçbir şey yok ki” demek artık çok kolay.
Oyun firması GameLoft’un CEO’su Michael Guillemot “Video oyunu endüstrisi her zaman için belli bir sayıda tema ile oynamak zorunda kalmıştır. Yeni fikirler belki yılda bir çıkar” diyor.
Zamanında çok başarılı olan oyunların pek çoğu uzun süreli olarak var olamıyor. Örneğin sürekli olarak değişen global futbol yüzleri her 12 ayda yeni bir FIFA oyununun çıkmasına neden oluyor. Yine aynı şekilde Call of Duty’da yılda bir yenileniyor.
Oyun listelerinin üst kısımlarının tahmin edilebilir olması endüstrideki pek çok kişinin sinirine dokunuyor.
Atomic Games’in başkanı Peter Tamte “Oyu endüstrisi yeni bir şeyler yaratmayı bıraktı ve tüketiciler de artık ‘Hey sen ne satıyorsan sat, ben onu almayacağım’ demeye başladı” diyor.
Ancak Microsoft’un başkan yardımcısı Phil Spencer halen kendileri için bir kitlenin olduğunu savunuyor.
“CoD dağıtımcısı Activision iyi bir oyun inşa ederek mükemmel bir iş çıkarttı ve şimdi her sene onun üzerine yenisini ekliyor ve bence oyunun hayranları bundan oldukça memnunlar.”
Diğer firmalar da bu ikili, üçlü veya daha fazla rakama ulaşan serilerdeki tekniksel erdemi farketmiş durumdalar.
Eurocom’un kurucularından Mat Sneap “Kişisel olarak devam oyunlarının endüstriye zarar verdiğini düşünmüyorum” diyor.
“Bu bize ürünleri geliştirme konusunda yardımcı oluyor, incelemelerden kendimize feedback’ler alıyoruz ve insanlar bu oyunları oynuyor. Eğer her oyunu sıfırdan yaratmaya çalışırsak, LA Noire gibi harcayacak yıllarımız olmadığı sürece bu sektörde rekabet edemeyiz.”
“Bence bu geliştiricilere yaratıcılık fırsatı tanıyor, sonuçta oyunun özü ilk oyundan alındıktan sonra gerisini geliştirip yeni alanlara açılmanız gerekiyor.”
Bunun yanında devam oyunları düzenli olarak “En iyi” ve “En yaratıcı” oyunlar listelerinde yer alıyorlar.
Final Fantasy VII, Streefighter II, Legend of Zelda: Ocarina of Time ve Call of Duty: Modern Warfare gibi isimler hep arkalarında bir geçmiş ile birlikte geliyorlar. Yine de hepsi kendi konularına bir şekilde taze başlangıç yapmayı başarıyorlar.
Belki de iyi ve kötü oyun arasındaki esas fark oyunların oluşturulmasına harcanan zaman ve efordur. Seri üretim gibi yapılan oyunların oyuncuaların öfkesi ile karşılaşmasının sebebi de budur belki.
Heavy Rain ve LA Noire gibi oyunların sevilmesi ve olumlu eleştiriler almasının sebebi onlar için harcanan emekte yatıyor. Dolayısı ile yoğun bir emekle geliştirilen devam oyunları da bu sevgiden nasibini alıyor.
Microsoft Game Studios başkan yardımcısı Phil Spencer “Halo’yu yayımladığımızda benim için en önemli şey kalite, tasarım zirvesi ve yaratıcılıktı” diyor.