Vietcong
Son zamanlarda bir Vietnam konusu tutturulmuş gidiyor. En son çoğumuzun beğendiği Line Of Sight: Vietnam’ı oynamıştık. Doğrusunu söylemek gerekirse Vietcong’un çok daha iyi olduğunu düşünüyordum. İşin içinde Mafia’yı yapanların olması ve oyunun hala daha ödül alması firmanın en az Mafia kadar iyi bir oyun yapması demekti. Kotayı bir kez yükselttiniz mi indirmek imkansızdır. Mafia ile bu kota çok yüksek yerlere çıktı. Doğal olarak oyuncular grafiksel ve konusal olarak çok başarılı bir oyun bekliyorlardı. Firma olanların bilincinde idi ve neredeyse mükemmele yakın yeni bir FPS yapmayı başardı. Oyunun beni etkileyen yanları saymakla bitmez. Ormanın gerçekçiliği, konunun mükemmel ilerleyişi, grafiklerin çok üst düzey hazırlanması bunlardan sadece bir kaçı.
Asker olmak hiçte kolay bir iş değil
Konudan laf açılmışken girişi yapalım. Adımız Steve Hawkins. Bir istiparat görevlisi olarak orduda çalışmaktayız. Sene 1960’lar. Gelen emir üzerine ölen bir askerin yerine Nui Pek denen özel birliğin bulunduğu karargaha doğru yola çıkıyoruz. Kısa zamanda ortama ayak uydurarak ufak tefek görevlere çıkıyoruz. Konu ana hatları ile böyle. Tabi ki ilerledikçe konu çok güzel bir şekilde dallanıyor. Bütün oyun boyunca yanımızda birlikte savaştığımız 5 adet asker var. Bunlar Defort, Hornster, Crocker, Bronson ve Nhut. Hepsinin kendine özel yetenekleri var ve görev sırasında birisinin ölmesi görevin bitmesi demek. Başta “ben bunları mı koruycam kardeşim” desek de biraz oynadığımızda korumamız gerektiğini anlıyoruz. Çünkü herhangi birinin ölmesi direk sizin görevinizi etkiliyor. Mesela doktorun ölmesi demek vurulduğunuzda iyileşememeniz ve kan kaybından ölmeniz demek. Yada telsizi taşıyan askerin ölmesi demek sizin herhangi bir zor durumda hava desteği alamamanız ve hatta kaybolduğunuzda yerinizin belirlenememesi demek. İş böyle olunca herkezi korumanız gerekiyor. Ama işin güzeli siz onlardan çok daha az tecrübeli olduğunuzdan genelde emir alıyorsunuz. Nhut bütün görevlerin öncülüğünü yapıyor. İstediğiniz zaman siz de emir verebiliyorsunuz ama genel olarak takıma ayak uydurmanız gerekiyor. Oyunda tam olarak 20 görev bulunmakta. Ama bu görevler o kadar uzun sürüyor ki anlatamam. Yaptığım ufak bir araştırmaya dayanarak şunu söyleyebilirim ki, daha oyunun başındaki 2. görevi yapmak tam 2 saatinizi alıyor. Bunun sebebi ise beklenmedik durumların oluşması ve ormanda hızlı ilerleyememeniz.
Ünlü balta girmemiş ormanlarda ufak bir gezinti
Konu Vietnam olunca akla gelen ilk şey orman olsa gerek. Vietcong’da ormanlar inanılmaz detaylı yapılmış. Öyle koşa koşa ilerlemek gibi bir şansınız yok. Ormanlar tuzaklar ile dolu. Bir an önünüze bakmazsanız bir mayın patlıyor yada kazıklara oturuyorsunuz. Hepsini atlatsanız bile çok iyi saklanmış olan düşmanlarınız birden bire karşınıza çıkarak bütün takımınızı birkaç mermi ile al aşağı edebiliyor. Düşmanlardan bahsetmişken yapay zekadan söz edeyim. Birkaç kusuru var elbet yapay zekanın ama genel olarak çok iyi diyebilirim. Düşmanlarınız çok iyi gizleniyorlar. Buna karşın takım arkadaşlarınız en ufak bir ateş açılmasında hemen kendilerini bir kayanın arkasına atarak siper alıyorlar. Düşman askerinin mermisi bittiğinden kendini feda etmek için üzerinize doğru koşturuyor. Eğer anlık bir dalgınlığa gelirseniz sizi bıçaklıyor yada açığa çıktığınız için arkasındaki düşman sizi öldürüyor. Öldürmekten laf açılmışken öldürdüğünüz her düşmanın üzerinden kullandığı silahlar çıkıyor. Hiçbir düşmandan boş geçmiyorsunuz. Bu konuda oyun inanılmaz gerçekçi. Eğer düşmanı gördüğünüz gibi vurursanız bir ton mermi ile silah kalıyor. Eğer uzun bir çatışmaya girerseniz sadece silah kalıyor. Takım arkadaşlarınız öldürdükleri düşmanların yanlarına giderek neler olduğuna bakıyorlar ve eğer işlerine yarayan birşey var ise alıyorlar. Çok uzun bir çatışmaya girdikten sonra eğer kazanırsanız takım arkadaşlarınız genelde çok sinirli oluyorlar ve gidip ölmüş olan düşmana kurşun sıkmaya başlıyorlar. Bir yerden sonra atmosfer öyle bir hal alıyor ki oynarken sizde bu moda giriyorsunuz. Yapay zeka hakkındaki ufak başarısız yan ise 3. görevde kendini gösteriyor. Yanınıza bir takım arkadaşınız veriliyor ve birisi ile buluşmanız isteniyor. Üssünüzde adamı ararken dar bir yere girip geri çıkmak istediğinizde takım arkadaşınız da arkadanızdan girdiğinden yolu kapıyor ve çıkamıyorsunuz. Hiçbir şekilde oradan çıkmak mümkün olmuyor. Anca bir önceki saveden devam edebiliyorsunuz. Ama şunu söyleyebilirim ki oyun boyunca birtek o görevde böyle bir şey başıma geldi. Genel olarak yapay zeka gerçekten çok başarılı.
– Hava desteği istiyorum tamam – koordinatları verin tamam.
Detaylı grafikler öncelikle akla yükleme ekranlarını getiriyor. Oyunda görev başlangıçlarında uzun sayılabilecek yüklemeler yapılıyor. Ama görev sırasında başka hiçbir yerde yükleme olmuyor. Biraz bekleyerek bütün görevi yükleme yapmadan oynuyorsunuz. Gerçekçiliği en üst seviyeye çıkartmak için yapımcılar save konusunda sınırlama getirmişler. Her görevde 6 adet save yapabiliyorsunuz. Ama görevler çok uzun olduğundan yaklaşık 20 dakikada 1 kere bir şekilde görev bölünüyor ve AutoSave yapılarak tekrardan 5 save hakkınız oluyor. Mesela çok uzun bir görevde ki kısa görev görmedim henüz biraz ilerlediğinizde telsizden bir mesaj geliyor ve oyun kendisi save alarak tekrardan 6 save hakkı veriyor. Görev sırasındaki emir zinciri de çok iyi. Dürbün ile çok sayıda düşman gördüğünüzde takım arkadşalarınızı verdiğiniz emir ile durdurarak o bölgeye havadan bombardıman yaptırabiliyorsunuz. E tabi bu o kadar da kolay olmuyor. Harita okumak pek basit değil. Ara sıra haritada sizin nerede olduğunuz bile gösterilmiyor ve çevreye bakarak bulunduğunuz yeri bulmanız gerekiyor. Bulduktan sonra ise tahimini olarak karşınızdaki düşmanı haritada işaretleyip eğer telsizciniz ölmemiş ise koordinatları vererek bombalatabiliyorsunuz. Birkaç sefer bombalar kafanıza düşünce haritayı okumayı öğreniyorsunuz. Oyunun ömrünün uzaması açısında Mafia’da da olduğu gibi Quick Fight denen bir bölüm var. Siz normal görevleri yaptıkça bulduğunuz silahları burada kullanıyorsunuz. Seçeceğiniz harita üzerinden düşmanları öldürerek oynuyorsunuz bu modu. Hiçbir amacınız yok sadece düşmanları öldürüyorsunuz. Ara sıra rahatlamak için ve silahları bire bir denemek için iyi bir mod. Bu arada gerçekçilik derken şunu söyleyeyim, çatışma sırasında sadece eğilmek sizi kurtarmıyor. Her zaman birşeylerin arkasına saklanmak en iyisi. Eğer tuşları değiştirmediyseniz sol fare tuşuna bastığınızda bulunduğunuz yerden kafanızı kaldırarak ateş edebiliyorsunuz. Tabi ki kafadan vurulma şansınız var ama gerçek savaş bu ne olacağı belli olmaz.
Abi benim sistem kaldırır mı bunu?
Grafik denince akla gelen ikinci soru ise oyunun nasıl bir sistem istediği. Yapımcılar bu konuda bir ilke imza atarak hızlı işlemcisi ve Ram’i olupta pek iyi olmayan ekran kartına sahip olanlar için bir sistem geliştirmişler. Bu sistem ile oyuna girmeden önce Texture’ları isterseniz sistem Ram’ine isterseniz ekran kartınızın Ram’ine yükletebiliyorsunuz. Eğer 512 ve daha yüksek bir Ram’e sahipseniz bu seçeneği kullanarak oyunu oynayabiliyorsunuz. Bu şekilde 512 Ram’li 700Mhz’lik ve Geforce 2Mx’li bir sistem ile oyunu oynayabiliyorsunuz. Tabi ki karakter detaylarını ve efektleri kısarak. Ama şunu söyleyeyim o şekilde bile bu oyun mutlaka oynanmalı. Kaçırılmaması gereken bir oyun. Oyunun bize sunduğu gerçekçilik kavramına ses ve müzik yönünden bakalım. Eğer yakınınıza bir bomba düşer ise kulaklarınızda geçici sağırlık oluyor. Hatta hatta oyunu kulaklık ile oynarsanız ve ses yüksek seviyede ise bomba patladıktan sonraki vızıltı yüzünden gerçekten kulaklarınız rahatsız oluyor. Bu geçici sağırlık bazı yerlerde sizi zora sokuyor. Mesela özel bir konuşma sırasında karşınızdakinin sadece ağızının oynadığını görüyorsunuz ama ses olmuyor. Ormanlarda ise genel olarak o tür bir yerde çıkması gereken bütün sesler çıkıyor. Çatışma öncesi sessizlikler, hayvanların çıkardığı sesler yada kaçmakta olan düşmanınızın kırdığı dalın çıkardığı sese kadar herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Müzikler ise bu gerçekçiliğe ayak uyduruyor. Normal oyunda hiçbir yerde müzik çalmıyor. Sadece barakanızdaki radyodan müzik duyuyorsunuz. O kadar güzel yapılmış ki bu müzikler ara sıra barakamda durup uzun uzun dinlediğim oluyor. Grafiklere tekrar dönelim. İyi bir sisteminiz var ise özellikle çatışma anındaki grafikler ve seslere hayran oluyorsunuz. Arkasında siper aldığınız bir ağacın gelen kurşunlar ile parçalanmasından, sniper kullanan bir düşmanın sizi ıska geçtiğinde yanınızdan geçen kurşunu duymanıza kadar gerçekçilik kullanılmış. Ormanda dolaşırken çalılar yüzünden önünüzü göreyip tuzaklara düşmeniz ve bunun gibi onlarca olay gerçekleşebiliyor.
Son Sözler :
Vietcong Vietnam konulu oyunların hepsini bir kenara iterek kotayı ulaşılması zor bir yere kaldırıyor. Son zamanlarda oynadığım en gerçekçi ve zevkli FPS’lerin başında geliyor. Görevler hiçbir zaman tek düze düşmüyor. Bir görevde sadece pirinç dağıtmak ve kontrol etmek için bir köye giderken bir başka görevde saldırıya uğrayan karargahınızı korumanız gerekiyor. Grafikler için yapılan sistem ile düşük sistemlerde çalışma olasılığı artıyor. Eminim ki yıl sonunda bir kaç dalda ödül alacak bir oyun. Ayrıca Vietcong Multi-Player tutkunları için de biçilmiş kaftan. Çoklu oyuncu desteği ile arkadaşlarınızla sıcak çatışmalara girmek, ölürken arkadaşınızı çağırarak bandaj yapmasını istemek, ve sizi iyileştirenin yanınızdaki arkadaşınızı olduğunu bilmek gerçekten tadılması gereken bir zevk.
endipnot: Piyasada korsan olarak bununan Vietcong oyununda hatalar olduğu ve düşmanların ölmediğini duyduk. Orjinal oyunda böyle bir şey söz konusu değildir.