Viva Pinata
Geçtiğimiz sene X360’ta Gears of War kasırga gibi esiyordu. Gerek Single
Player olarak gerekse Multiplayer olarak çoğu oyuncunun gönlünde taht kurmuştu.
Epic Games’in yarattığı bu fırtına tüm şiddetiyle eserken, arada kıyıda X360
için ilginç bir yapım çıktı. Diğer oyunlar gibi aksiyon ve şiddeti sunmuyordu.
Grafikleri karanlıklar içinde değildi. Ele aldığı dünya da oldukça renkliydi.
Viva Pinata bunları kullanıcılara sunuyordu. Bir bütün olarak sevimlilik abidesi
sayılan Viva Pitana, geçtiğimiz E3 fuarında(E3 fuarı da kalmadı artık, kırptılar
iyice) Microsoft tarafından, Games for Windows etiketiyle geleceği duyuruldu.
Aradan geçen zaman içinde oyunun tamamlandı ve piyasaya sunuldu.
Renkli pasteller
Özellikle bu son bir ay içinde resmen oyun yağdı. Beklenen oyunlar Call of Duty
4, Crysis, Gears of War PC versiyonu derken, son derece iyi yapımlar çıktı.
Hangi birine yetişebiliriz diye düşünürken, gene sessiz sedasız bir biçimde Viva
Pinata’nın PC versiyonu da raflardaki yerini aldı. İlginç bir nokta da iki tane
X360 oyunu Gears of War ve Viva Pinata, konsolda çıktıktan 1 yıl sonra aynı
zaman dilimleri içinde PC’ye geldi.
Oyun Pinata isimli hayali bir ada da geçiyor. Yapıma girer girmez, Viva
Pinata’yı anlatan eğlenceli bir video ile karşılaşıyoruz. Ondan sonra ise oyun
içine giriyoruz. İlk olarak yavaş yavaş ilerlerken, karşımızda ağlayan birini
göreceğiz ki, adı Leafos. Leafos, aslında bizim sağ kolumuz diyebiliriz. Çünkü
kontrolleri, neler yapmamız gerektiğini, neyi nasıl yapacağımı, olan gelişmeleri
direk olarak aktarıyor. Amacımız bize verilen bahçeyi “Cennet bahçesi” misali
gibi bir hale getirmek. İçini ne kadar güzel ve düzenli hale getirirsek,
çevreden hayvanlar gelmeye başlıyor. İlk başladığımız zaman bahçe içinde
hurdalar yer alıyor ve bakımsızlıktan dolayı mahvolmuş durumda. Bir kürek
sayesinde toprağı düzeltip, hurdaları kırabiliyoruz. Yeri geldiğinde toprağı
kazıyor, farklı bir şeyler ekebiliyoruz. Ekmek demişken, sonuçta çimsiz,
çiçeksiz bahçe olmaz. Kürekle düzelttiğimiz veya kazdığımız yerlerin üstüne çim
serpmemiz ve yeşil doğal bir alan kazanmamız lazım. Zaten bu doğal yaşanabilir
alanı kazandıkça, havyanlar da akın akın bahçemizi dolduruyor. Tabii ki çimle
değil, ayrıca ektiğimiz bitkilerle de etrafı daha yaşanabilir ve güzel hale
getiriyoruz.
Viva Pinata’da da doğal bir denge var. İş sadece bahçeyi düzenlemekle bitmiyor,
ayrıca dengeyi de sağlamak lazım. Şöyle ki; mesela bahçeye ilk gelen kurtlar
çimlerle besleniyor ve bu yüzden etrafta çimin olması lazım. Kurtçuklardan sonra
gelen kuşlar ise kurtçuklarla besleniyorlar. Başka bitkilerle beslenen yaşayan
hayvanlar oluyor, otçul bu hayvanlarla beslenen etçil diğer hayvanlar oluyor.
Eğer bir şey eksik olursa denge bozulabiliyor. Aynı şekilde beslenme zinciri
yanında hayvancıklarımızın(Hayvancık diyorum çünkü çok sevimli modellenmişler)
üremesi ve barınmasını da sağlamamız gerekiyor. Yaşamaları için yuvalarını
yapıyoruz. Yuvaların inşaatını ise robot yardımcımız hallediyor. İnşaat olayına
girmeden önce bahçe içine bir tane derme çatma barınak kuruluyor ki, bahçede
uygun olan kurulacak yere koyuyoruz. Daha sonra robot yardımcımız geliyor ve
içine giriyor. Bir süre sonra yuvayı yapmış oluyor. Ancak iş sadece yuva
yapımıyla sınırlı değil tabii ki, bunlar dışında farklı şeylerde inşa ediliyor.Pinãta’da da her şeye devam
Yuvalarına kavuşan hayvanlarımız bu sayede ürüyorlar ve sayıları biraz daha
artıyor. Ancak oyundaki vahşi bir yön burada devreye giriyor. Çünkü havyalar
kendi yavrularını yiyebiliyorlar. Sevimli bir oyun gibi gözüken Viva Pinata’nın
böylesi tarafları da var. Ayrıca belirteyim, bahçemize gelen hayvanların
isimlerini de değiştirebiliyoruz. Viva Pinata’da para kazanma imkanımız var.
Etrafta kırıp döktüğümüz hurdalardan paralar çıkabiliyor, başka şekilde yine
kazanma imkanımız da olabiliyor.
Bir adet Journal’a yani günlüğe sahibiz. Zaten oyun başında günlüğü Leafos bize
veriyor. Günlükte neredeyse oyundaki çoğu ayrıntıyı görebiliriz. Statümüzden,
hayvanlarımızın durumuna ayrıntılarına, bahçede kullanılanlara, görevlere kadar
çoğu noktaya ulaşabiliyoruz. Zaten temel olarak çoğu kısma buradan ulaştığımız
için, oyundaki can simidimiz günlük. Bunun haricinde bir de alarmlar yer alıyor
ki, o anda ne gibi bir gelişme olduysa alarmlardan direk haberiniz oluyor.
Oyunda kontrol açısından ağırlık olarak fareyi kullanıyoruz. Tıkladığımız zaman
serbest hareket etme imkanımız var. Klasik FPS tuşlarıyla bahçe içinde hareket
edebiliyoruz. Günlüğe ve diğer kısımlara ulaşmak için, sağ üst köşede bulunan
“Menü” butonunu kullanmamız gerek. Kontroller normalde PC’ye iyi adapte edilmiş
olsa da, biraz sıkıntı veren yanı var.
İç açan görüntüler
Viva Pinata’nın içeriği dışında diğer ilgi çeken yanı sevimli ve renkli
görselliği. Sanki pastelle yapılmış bir resim gibi cıvıl cıvıl grafikler var.
Her şey ama özellikle hayvanlar çok sevimli modellenmiş. Hepsi rengarenk.
Grafikler gerçekten insanın içini açıyor. Belki çok süper bir görsellik yok,
ancak kaliteli ve etkileyici olduğu bir gerçek. Bunlarla beraber artı olarak
oyundaki sesler de grafiklere tam uyuyor. Hayvanların sevimli görünüşleriyle
birlikte sesleri de aynı. Zaten çeşit çeşit ses efekti kullanılmış.
Seslendirmeler de hoş.
Oyunda Games for Windows Live desteği var. Save yapmak için profil açıp, Live
üstünden kayıt olmanız lazım. Ancak Live tarafı biraz sorunlu. Özellikle ilk
yüklendiğinde profil açılmasına rağmen, birkaç kere Login olmak gibi bir takım
sorunları var. Zaten Gears of War’la beraber görmeye başladığımız Live özelliği,
çoğu Microsoft oyununda olacak gibi. Hatta üçüncü parti yapımcıların bile
oyunlarında görebiliriz ki, Kane&Lynch’te de aynı muhabbet var.
Viva Pinata’da ufak oyunlar oluyor. Örnek olarak hayvanların üremesi için bu
oyunlar karşınıza gelebiliyor. Ayrıca yapım gece-gündüz döngüsüne de sahip.
Sonuç olarak Viva Pinata ilginç bir oyun. Değişik bir şeyler oynamak isteyenlere
eğlenceli saatler yaşatabiliyor. Renkli grafiklerle doğal bir hayatın akışını
sağlamak, şahsen hoşuma gitti. İyi oyunlar…