Sinema severleri bu hafta Imitation Games, American Sniper, Live itself gibi başarılı yapımlar bekliyor.
İşte bu hafta vizyona girecek filmler:
The Imitation Game
1952 kışında İngiliz yetkililer bir soygun ihbarını araştırmak üzere dil bilimci, bilgin, matematikçi, kriptanalist ve savaş kahramanı Alan Turing’in evine girerler ve ahlâksız davranışlarda bulunma suçlamasıyla Turing’i gözaltına alırlar. Bu suçlama, onun homoseksüellik suçundan mahkûm olmasına yol açacaktır. Yetkililer, aslında modern zaman bilgisayarcılığının öncüsünü suçladıklarından habersizdirler.
Donanma SEAL komandolarından Chris Kyle, silâh arkadaşlarını korumak için Irak’a gönderilir. Keskin ve isabetli atışları sayesinde savaş alanında çok sayıda hayat kurtarır. Görevleriyle ilgili hikâyeler yayıldıkça “Efsane” lâkabını kazanır. Ancak ünü düşman hatlarının gerisinde de yayılmaktadır ve kafasına ödül konmasıyla birlikte isyancıların öncelikli hedeflerinden biri haline gelir. Ayrıca iyi bir koca ve baba olmak için de zorlu bir uğraş vermektedir.
Karakterlerin arzularının ve bu arzuların sonuçlarının işlendiği filmde, pek çok hikaye bulunuyor. Bu esprili ve samimi müzikal yapımda, Kül Kedisi, Kırmızı Başlıklı Kız, Jack ve Beanstalk ve Rapunzel gibi klasik masallar, fırıncı ve karısının da katılımıyla tek bir noktada buluşuyor. Hayalleri, birer yuva kurmak olan karakterler, onları lanetleyen cadıya karşı işbirliği yapıyor.
Kariyerine 25 yaşında Chicago Sun Times’ta başlayan, film eleştirmenliğinin ciddiye alınması ve kurumsallaşmasında öncü bir rol üstlenen, bütün dünyadaki eleştirmenlerin kullanacağı bir yöntem haline gelecek olan yıldız sisteminin yaratıcısı Roger Ebert’ın son yıllarında kendi blog’unda kaleme aldığı otobiyografisi Life Itself: A Memoir adıyla kitaplaşmıştı. Bu kitaptan yola çıkan film, Roger Ebert’in sinema tarihinin yarısına yayılan serüvenine odaklanıyor.
Louie, 2. Dünya Savaşı’nda bir uçak kazasından sonra iki mürettebatla birlikte bir salda 47 gün boyunca yaşam mücadelesi verdi, ardından da Japon Donanması tarafından yakalanarak savaş esirleri kampına gönderildi. Laura Hillenbrand’ın kitabından uyarlanan Unbroken, Olimpiyat oyuncusu ve savaş kahramanı Louis Zamperini’nin insan ruhunun dayanma gücünü konu olan inanılmaz ve ilham veren gerçek hikâyesini beyazperdeye taşıyor.
Diane kocasını kaybetmiştir. Kocasının ölümünden kısa süre sonra tek çocuğu Steve’i dikkat bozukluğu tedavisi için bir rehabilitasyon merkezine yatırır ama Steve kafeteryayı ateşe verince zorla uzaklaştırılır. Merkez görevlileri Diana’ya iki seçenek sunar, ya Steve’i kendi evine götürecek ya da ıslahevine gönderecektir. Islahevinde tedavisi imkânsız olduğundan oraya göndermek istemez. Ama bu durumda ona kendisinin bakması gerecektir.
Ali, sigortalı bir işte çalışmayı reddeden ve yaptığı icatların bir gün mutlaka fark edileceğine inanan biridir. Çocukluk arkadaşı Vedat’la aynı mahallede yaşamaktadırlar. Vedat sisteme boyun eğer ve Ali ile aynı hayallerin peşinde koşmaktan vazgeçer. Çünkü Vedat’ın sevdiği kız Ayşe ile evlenebilmesinin şartı sigortalı bir işe girmesidir. Aynı şart Ayşe’nin ablası İlknur’a aşık olan Ali için de geçerlidir. Herşey Vedat’la Ayşe’nin kına gecesinde değişir.