Oyun İncelemeleri

War of the Vikings

Açıkçası ortaçağ savaşları pek de ilgimi çeken bir konu değil. Hele hele Viking konusuna neredeyse tamamen yabancıyım. O yüzden belki de böyle bir oyuna alabildiğine objektif yaklaşacak yazarlardan biri olduğum için, Türk oyuncularının da birçoğunun uzak kaldığı bu tür bir oyuna bakış açımızı en iyi anlayanlardan da biriyim.

War of the Vikings, War of the Roses’ın da geliştiricisi olan Paradox’un ortaçağ savaşlarını konu alan yeni oyunu. Baştan belirtelim, WotV tamamen çoklu oyuncu moduna sahip olan bir yapım. Bu yüzden “Aman kafam rahat, salak PC yapay zekasına baltamı fırlatır öldürürüm” düşüncesini kafanızdan silmelisiniz.

WotV için FPS dinamiklerinin TPS’ye oturtulmuş bir ortaçağ Call of Duty’si desek yerinde olur. Tabi CoD’daki makineli tüfekler yerinde kılıçlar, baltalar, mızraklar, kalkanlar ve bıçaklar bulunuyor. Bu silahları fare ve klavye ikilisiyle olabildiğince iyi bir şekilde kullanmak gerekiyor.

Bir baltaya sap olamadım

Silahları kullanmak, belki de WotV’un en sıkıntılı kısmı. Sol fare butonuna basıp tutarak elimizdeki silahın vuruş gücünü belirleyip bıraktığımızda ise karşımızdaki düşmana doğru sallıyoruz. Sağ butonla ise kalkanımızı kullanıyoruz. Buraya kadar her şey oldukça basit görünüyor değil mi? Maalesef değil. Adam öldürmek veya ölmek, neredeyse rastgele gelişen bir olay. Bunun nedeni de belki de 20 küsur kişiyle birlikte savaş alanında bulunmak. Siz kılıcınızı sallarken, karşınızda bulunan düşmanla birlikte 3 kişi daha size karşı kılıç sallayabiliyor. Bununla birlikte eğer Frienldy Fire özelliği de açıksa, işte o zaman savaş alanı tam bir cümbüşe dönüşüyor. Siz adam öldürecekken kafanıza baltayı indiren takım arkadaşınız, 5 kişi 1 adama saldıran gruplar, havada uçan ve nereye gittiği belli olmayan baltalar… Tam bir kaos hakim oluyor savaş alanına.

Devamı diğer sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>

Bunun yanında fare hareketlerinizin anında yansıtılması gereken bir dinamiğe sahip olan oyun, maalesef bunları anlık olarak savaşa yansıtamıyor. Zaten zamanlamanın asıl öneme sahip olduğu WotV’da bu dinamiğin düzgün çalışmaması, her şeyi mahvediyor.

Oyunun bir Call of Duty olmadığını da, iki kılıç darbesiyle yeri öptüğümüz zaman anlıyoruz. Genellikle yeri öpmek için fazla beklemiyorsunuz da. Maksimum 45 saniye sonra ölüyor ve yeniden doğmayı bekliyorsunuz.

Balta kafama girince

Artık neredeyse tüm çoklu oyunculu oyunların olmazsa olmazı olan seviye sistemi War of the Vikings’de de kendine yer bulmuş. Zaten dördüncü seviyeye gelmeden doğru düzgün sınıf da seçemiyorsunuz. Warrior olarak başladığınız oyunda bu seviyeden sonra Champion ve Skirmisher sınıflarını da seçmeniz mümkün oluyor. Tabi bunula birlikte yetenekleri belirleyerek kendi karakter sınıfınızı da oluşturmanız mümkün.

Team Deathmatch, Pitched Battle ve Arena gibi modlar, bir önceki War of the Roses’dan alınmış çeşitli oyun modları. Özellikle Pitched Battle modunda ortalığın savrulan baltalar ve dökülen kandan geçilmediğini söylememiz lazım. Tüm bunların yanında Conquest modu da oyuna bir farklılık getirmiş.

War of the Roses demişken, bir önceki yapımda bulunan atlar, maalesef WotV’da bulunmuyor. Oysa oyunda güzel bir farklılık yaratabilirmiş.

Sap oldum ben o baltaya

War of the Vikings, görsel olarak önceki yapımdan daha iyi görünüyor. Ancak hala çok da ileri bir görselliğe sahip değil. Bunda oyunun çoklu oyuncu modlarına özel olarak geliştirilmesi bir neden olabilir.

WotV, modern/fütüristik savaşları konu alan çoklu oyunculu FPS/TPS oyunlarının işgali altındaki multiplayer dünyasında farklı bir yapım olarak öne çıkıyor. Ancak böyle çoklu oyunculu bir oyunda, matchmaking sistemi olmaması büyük bir eksik. Seçtiğiniz sunucuya girip karşınıza çıkan herhangi bir oyuncu grubuyla maç yapmanız, böyle bir yapımda kabul edilemez oluyor.

Kısacası War of the Vikings, ortaçağ savaşlarına özel bir sevgi besleyenler ve farklı bir multiplayer deneyimi yaşamak isteyenleri bir süre eğlendirebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu