WARHAMMER 40000: SPACE MARINE
Yapımcı: Relic
Yayıncı: THQ
Türü: Aksiyon
Çoklu Oyuncu: Var
Platform: PC, PS3, XBox 360
Artılar: Warhammer evrenine alternatif bakış, saf aksiyon, düşman ve envanter çeşitliliği
Eksiler: Akılda kalıcı olmayan hikaye, teknik sorunlar, genel bir özensizlik
Grafik: 75
Ses: 70
Oynanış: 80
Genel Puan: 75
İflasını açıklayan ve birçok farklı firmaya dağıtılan THQ’nun en köklü serilerinden biridir Warhammer. En az bir Warcraft evreni kadar köklü ve sağlam temelleri olan Warhammer evreni, kimimizi FRP türünde masa başına, kimimizi ise RTS türünde PC başına kilitledi. Ama eminim ki Warhammer evrenini büyük bir çoğunluk Dawn of War serisi ile hatırlayacaktır. 2011 yılında çıkan Warhammer 40000: Space Marine ise söz konusu evrene alternatif bir bakış getirdi. Kamera bu sefer tüm üniteye değil, tek bir Space Marine’e odaklanmıştı. Bakalım Warhammer evreni, her oyununda olduğu gibi bu oyunda da başarıyı yakalayabilmiş mi.
Captain Titus ve Saz Arkadaşları
Space Marine’in bize hikaye anlatma gibi bir derdi yok maalesef. Belli ki Warhammer oyuncuları temel alınarak hazırlanmış bir oyun ve bu evrene Space Marine ile girecek oyuncular çok yüzeysel bir hikaye ile idare etmek zorundalar. Fakat bu durum oyunculara hiçbir engel teşkil etmiyor çünkü oyunumuz dibine kadar bir aksiyon oyunu.
Oyunumuz, Space Marine lideri Captain Titus’un yanına en iyi iki adamı olan Sidonus ve Leandros’u alarak Imperial Forge’ye girmesiyle başlıyor. Düşmanımız ise herkesin tahmin edebileceği gibi Orklar. Kısa bir süre sonra yetkili kişi Lieutenant Mira ile görüşüp, planları ve stratejileri belirliyor ve hemen ardından uzun bir maceraya atılıyoruz.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki hikayenin ilk yarısı oldukça tekdüze ve basit geçiyor. Hikaye içerisinde etkili isimlerden birinin chaos agent çıkması sonucu(neredeyse iki yıllık bir oyun olsa da spoiler olacağından isim vermek istemiyorum) chaos lordu Nemeroth’da olaya dahil olunca oyun bir anda potansiyelini belli etmeye başlıyor. Oyunun ilk yarısı Orklarla dolu sıkıcı bir oynanış sunarken, ikinci yarısında Nemeroth ile beraber demon ve spiritler de savaşa dahil olunca ortalık tam anlamıyla düğün salonu kıvamına geliyor. Yer yer karşımıza çıkan chaos Space Marineler ise PC başında ter atmak için birebir.
Bir Elimde Plasma Gun, Diğerinde Power Axe
Daha fazla konuya değinip oyuna olan hevesinizi iyice kaçırmak istemem. Bu yüzden dilerseniz biraz envanterden ve oynanıştan bahsedelim. Space Marine hem yakın dövüş hem de shooter tarzını barındırdığından ölümcül bir aksiyon vaat ediyor. Hal böyle olunca, ekipmanların oldukça önem kazandığı yapım bize bu konuda birçok alternatif sunuyor.
Öncelikle yakın dövüşe değinelim. Chainsword, thunder hammer ve power axe gibi seçeneklerimiz var ve hepsi de bu iş için oldukça kullanışlılar. Bunların içinde chainsword kullanması en zevkli fakat seviye olarak en düşük olanı. En güçlüsü olan thunder hammer ile bir orduya karşı bile savaşabilmemiz mümkün ama en fazla iki silahımızı kullanabiliyoruz. Yani bu yakın dövüş ekipmanlarının birbirlerine göre avantaj ve dezavantajları var. Zaten sıklıkla değiştirebildiğimiz bu ekipmanları bölümlerin yapısına uygun olarak seçmekte fayda var.
Silah çeşitliliği olarak da eli bol olan yapımda aynı anda dört adet silah taşıyabiliyoruz. (thunder hammer kullandığımız zamanlar hariç) Tabanca, makineli tüfek ve alternatif iki silah olarak tanımlayabileceğimiz bu ekipmanlar arasından sadece makineli tüfek sabit kalırken, diğerlerinin yerini zaman içerisinde başkaları alabiliyor. Yine yakın dövüş ekipmanlarında olduğu gibi bunları da isteğe bağlı olarak değiştirebiliyoruz.
Ara Sıcaklar
Oyun bize zaman zaman farklı alternatifler sunabiliyor. Örneğin bazı bölümlerde karşılaştığımız, bir yere sabit olan minigunları sökerek istediğimiz yere taşıyabiliyor, kısa süreliğine de olsa çevremize ölüm yağdırabiliyoruz. Minigunlara kıyasla daha seyrek elimize geçen jetpack ise kullanması oldukça zevkli bir araç. Başlı başına bir silah olan jetpack sayesinde başka bir silah kullanmaya gerek kalmıyor. Buna karşın jetpackli bölümler diğer bölümlere kıyasla çok daha fazla düşman barındırıyor.
Space Marine’de sağlık çantası veya bekle-iyileş gibi yöntemler bulunmuyor. Zamanla yenilenen zırhımız dışında, canımızı artırmak için bitirici vurular yapmaya veya Fury moduna geçmeye ihtiyacımız var. Çoğu aksiyon oyununda değişik isimlerle yer bulan Fury modu, bu oyunda da bulunuyor. Arayüzün sol alt bölümünde bulunan bar dolunca aktif hale gelebilen Fury modu ile kısa sürede çok daha fazla düşmanı öldürebilir ve aynı zamanda canımızı doldurabiliriz.
Teknik Faul
Artık can sıkıcı konulara değinmeye başlayabiliriz çünkü Space Marine teknik olarak oldukça kusurlu bir yapım. Ortalamanın üzerinde olan grafiklere söyleyecek sözüm yok fakat yer alan buglar maalesef grafiklerin önüne geçmiş durumda. Duvarlara geçen, iç içe geçen canlı veya cansız düşmanları ilk başta umursamazken, az kalan canınızla zırhın bir an önce dolması için bir chaos Space Marine’den dua ederek kaçarken yerdeki bir cesede takılıp öldüğünüzde demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Ayrıca yakın planda güzel gözüken grafikler uzak planda, kuşbakışı veya manzara görsellerinde Chrome Engine veya id Tech gibi grafik motorlarının yanına bile yaklaşamıyor.
Space Marine ses ve müzik konusunda da istenileni veremiyor. Neredeyse hiç müzik barındırmayan yapım, ses efektleri açısından ortalama bir seviyedeyken, karakter seslendirmeleri açısından da sınıfta kalıyor. Seslendirmeler, güncel olarak da Assassin’s Creed III’ü örnek verebileceğim gibi çok ruhsuz olmuş. Anlayacağınız Space Marine’de teknik açıdan bir özensizlik söz konusu.
Yapay zeka ise kuşkusuz Space Marine’in en kusurlu noktası zira hiçbir düşmanımızda zerre kadar bulunmamakta. Spiritler hariç tüm düşmanlarımızın bağıra çağıra üzerimize koşmak dışında hiçbir işlevleri yok. En çok zorlayan zırhlı orklar ve chaos Space Marinelerin de takım arkadaşlarımızı hiçe sayıp sadece bize saldırması oyunun tüm zevkini baltalıyor. Zaten Leandros ve Sidonus’un da üzerlerine gelen az sayıda düşmanı oyalamak dışında hiçbir işlevleri yok.
Veda…
Bir incelememin daha sonuna gelirken, Space Marine’i oynarken ne olursa olsun zevk alarak oynadığımı belirtmek istiyorum. Tüm problemleri bir kenara koyduğumuzda, karşımıza zevkli bir aksiyon oyunu çıkıyor. Warhammer evrenine alternatif bir şekilde dahil olmak da cabası. Oyun sektörünün en köklü firmalarından olan THQ’ya bir saygı duruşu olarak, oynamayanlara Space Marine’i tavsiye ediyor, herkese iyi oyunlar diliyorum.