Whiteout
Whiteout genelde hepimizin oynadığı FPS yada RTS türü oyunlardan biri değil. Böyle oyunlar benim ilgimi daha çok çekiyor. Çünkü kolay kolay takılmıyorsunuz, gün içinde 6-7 defa oyuna girip 1 bölüm geçip çıkabiliyorsunuz. Sizi gerçek anlamda bağlamıyor ama çok iyi bir alternatif sunuyor.
Karlar arasında Need For Speed tadı
Konami bu sıralar en çok sevdiğim firmalardan biri olma yolunda emin adımlar ile ilerliyor. Gerçi bu piyasaya ilk girdiğimden beri çok severdim ama son zamanlarda özellikle Pc için çok güzel oyunlar çıkartıyorlar. En önemlisi konsollarda çok hoşuma giden oyunları Pc ortamına da uyarlamaları. Whiteout önce Ps2 daha sonra X-Box ve son olarak Pc formatında çıktı. Oyunu diğer konsollarda oynama fırsatım olmuştu. Birbirleri arasında pek fark yok. Oyun klasik modlardan oluşuyor. Career, Time Trial, Arcade vs. Oyunun uzun soluklu olması için puan sistemi ve upgrade etme imkanı hazırlanmış. Özellikle Career modu çok iyi. Yarış sırasında hazırlanan rampalardan atlarken gösteri hareketleri yaptığınızda puan kazanıyorsunuz ve bu puanlar yarış sonunda paraya dönüyor. İlk 3’e girmeniz ile de puan kazanıyorsunuz ve bu puan ile yeni yarış sahaları açabiliyorsunuz. Kazandığınız para ile oyuna başlarken aldığınız aracı upgrade edebiliyorsunuz. Çok fazla ayrıntılı yapılmamış ama eklenmesi hoş olmuş. 1-2 saatlik ilerlemeden sonra yarıştığınız aracı da değiştirme imkanınız oluyor. Tabiki bu yeni aracın da upgrade parçaları çıkıyor ve oyun bu şekilde devam ediyor. Başlarda dediğim gibi en önemli özelliği uzun soluklu oluşu. Eğer hoşunuza gittiyse boş zamanlarda 10-15 dakika girip oynayıp çıkıyorsunuz.
Grafikler çok eğlenceli hazırlanmış
Bu tür bir oyunda beni oyuna bağlayan bir diğer unsur grafiklerdir. Whiteout grafiksel olarak çok başarılı bir oyun. Pistler olabildiğince detaylı hazırlanmış. Her pistte kesirme yollar var. Çoğunu önünüzdekini izleyerek buluyorsunuz. Belli bir yerden sonra bu kestirme yolları bulmanız gerekiyor çünkü gerçekten yolu kısaltıyor ve bu kısaltma sayesinde öne geçebiliyorsunuz. Yarış sırasında aracı düzgün sürebilmenin dışında dikkat edilmesi gereken bir başka unsuz ise sağlığınız. 2-3 kişinin arasına girdiğinizde sağlığınız yavaş yavaş düşüyor ve bittiğinde kaza yapıyorsunuz. Kimseye sataşmadan bir süre ilerlediğinizde sağlığınız tekrar doluyor. Yarışa başlamadan önce grafiklerin ne kadar etkileyici olduğunu gözümüze sokmak için tanıtımlar hazırlanmış. Hiç ellemezseniz yaklaşık 2 dakika boyunca yarışçılar ve pist tanıtılıyor. İzlemesi zevkli ama kendinizi aştığınızda pek izlemek gelmiyor insanın içinden. Ses olarak oyun bir hiç diyebilirim. Eğer müziği kapatırsanız hemen hemen hiç ses efekti olmadığını fark edersiniz. Neyse ki yapımcılar Fifa’da olduğu gibi çok iyi bir spiker koymuşlar. Yarış boyunca devamlı konuşarak sizi gaza getiriyor. Spikerin dışında oyundaki müzikler de çok başarılı. Amaç hız yapmak olduğunda size en iyi gelecek müzik doğal olarak hareketli ve Rock tarzı müzikler olur. Yapımcılar da aynen bu şekilde yapmışlar. Hatta bir adım ileri giderek her pist için ayrı müzik yapmışlar. Aynı müziği bir başka pistte duyamıyorsunuz. Spiker ve müziğin başırısı normal ses efektlerini örtmeye yetiyor da artıyor bile.
Son Sözler :
Whiteout geriye baktığımda en sevdiğim türde olan oyunlardan sadece biri. Oynarken aklıma Crazy Taxi geldi. Sizi gaza getiren ve çok başarılı olan müzikler, hiç inmeyen bir tempoda yarışmak ve aracınızı upgrade edebilmek çok hoş. Oyun hakkında gözüme çarpan tek başarısız yan başlarda diğer yarışmacıların sizi hızınız ile hızlanıp yavaşlaması. Yani oyunda belli bir yere gelene kadar yarışmacılar çok basit oluyor. Bir kaza yaptığınızda onlar da yavaşlıyor ve kolaylıkla yakalayabiliyorsunuz. Neyse ki bu durum sadece başlarda gerçerli. Gerçi büyük bir eksi değil ama oyunun internet üzerinden Multi-Player desteklememesi de eksi olarak sayılabilir. Bunun dışında özellikle stres atmak için Whiteout bire bir.