Wildfire
Ambulans, polis ve itfaiye. Bu üç birim, çok kritik görevlere sahip
olduklarından dolayı, büyük sorumluluk altında çalışırlar. Çoğu zaman, yaşam ve
ölüm arasındaki çizgi üzerinde köprü görevi üstlenirler. Sorumluluk aldıkları
zaman, her şey artık onların ellerindedir. Bu yüzden belki de en son meslekler
olarak sayılabilirler. Bu meslekler oyun dünyasına taşındığı zaman, biraz
eğlenmenin yanında, aslında ne kadar zor oldukları da bizlere hatırlatılır.
Wildfire, bize bu hatırlatmayı, itfaiyecilik açısından yapacak. Tehlikeli
yangınların büyümesini engelleyip, onlara karşı koymaya çalışacağız. Zaman zaman
başımız belaya girecek, kafamızı kullanmamız gerekecek. Wildfire, bir
itfaiyecilik simulasyonu.
Hortumu sıkı tut!
Wildfire bir strateji olarak boy gösteriyor. Çeşitli senaryolar içinde, bize
verilen yangın söndürme görevlerini yapıyoruz. Genelde olay bundan ibaret, tabii
senaryolara göre görevlerin zorlukları da değişiyor. Bazen ufak bir yangını,
ufak bir müdahale ile söndürebilirken, bazı durumlarda da kontrol altına
alınması çok zor orman yangınları ile karşı karşıya geleceğiz. Üstelik, rüzgar
şiddetini arttırıp yön değiştirdiği zaman da, işimiz çok daha zorlaşacak ve tüm
imkanlarımızı seferber etmemiz gerekecek. Ters giden bir şey ya da kritik bir
alev sıçraması; her şeyin, hatta adamlarımızın bile kül olmasına sebep olabilir,
çok dikkatli olmalıyız.
Wildfire, ayarlarla boğuştuğumuz ve menülerin içinde kaybolup gittiğimiz
strateji oyunlarından değil. Direkt olarak görevimizi seçip oyuna girebiliriz.
Üstelik, bu senaryoları sırayla oynamak gibi bir zorunluluğumuz da yok, hatta
başarısız olsak bile. İstersek bir sonrakine geçebilir ve şansımızı o şekilde
deneyebiliriz. Ama iyice alışmadan ileriki bölümlere geçmeyin derim, çünkü bir
oraya bir buraya bakmak gerçekten zor oluyor. Ana oyun ekranından bahsetmek
gerekirse, genelde ormanlık arazilerdeyiz, buralarda çıkan yangınlara karşı
koymaya çalışıyoruz. 3 boyutlu grafiklere sahip olan Wildfire’da dikkatimi çeken
ilk özellik, kameranın oldukça hoş biçimde Zoom In ya da Out yapabilmesiydi.
İstersek kuşbakışı bir görüntüden, daha geniş bir alanı görerek oynayabiliyoruz.
Aksiyonu daha yakından izlemek ve olaylara tam yerinde müdahale edebilmek için,
1. şahıs görünümlü oyunlardaki gibi bir görüntüye kadar Zoom yapabiliyoruz. Bu
da Wildfire’ı ilginç kılan bir özellik.
Senaryoların başında, bize söndürmemiz gereken yangın hakkında bilgi veriliyor
ve bununla ilgili çeşitli parametreler sunuluyor. Örneğin, yangın bir yerleşim
yerine sıçrarsa, o zaman başarısız kabul ediliyoruz. Elimizde sınırlı miktarda
para var ve bu parayı en iyi şekilde kullanarak yangına müdahale etmemiz
gerekiyor. Üretebileceğimiz çeşitli itfaiye birimleri, araçlar ve bunlara
verebileceğimiz çeşitli komutlar bulunuyor. Bir ana üssümüz var, yarattığımız
adamlar genelde buradan çıkıyorlar, ayrıca yaratabileceğimiz miktar da sınırlı.
Bu yüzden, yangının şekline göre yaratacağımız adamları ve araçları iyi
belirlememiz gerekiyor. Yangın mekanında, adamlarımıza çeşitli komutlar
verebiliyoruz. Direk yangını söndürtebiliyor, ya da yangının yayılmasını
engellemek için çevresine hendekler kazabiliyoruz. Tabii, yaratacağımız her
birimin kendine göre avantajları ve dezavantajları olduğunu da belirtelim. Bazı
adamlar söndürme esnasında çok yavaş davranırlarken, bazıları da yıldırım gibi
olay yerinde bitiyorlar. Wildfire’da kullanmamız gereken araçlar da önemli.
Hendekleri daha hızlı ve işe yarar biçimde kazabilmek için buldozer
yapabiliyoruz. Onun dışında, yavaş adamlarımızı yangın yerine ulaştırabilmek
için, taşıma aracımız var. En önemli araçlardan birisi de yangın söndürme
tankeri. Yangına hızlı bir şekilde müdahale edip çabucak söndürebiliyor, tabii
bunun da bir bedeli var. Sınırlı miktarda su taşıyor ve deposundaki su bitince,
tekrar doldurması gerekiyor. Ayrıca helikopter pistleri oluşturuyor, havadan
yardım da sağlayabiliyoruz.
Alev Alev
Wildfire’da itfaiye erlerimiz bazen bizi pek sallamıyorlar. Bir yangını
söndürebilmek için, ilgili komutu verip yangının olduğu yeri sürükleme
yöntemiyle belirtmemiz lazım. Bunu yapmamıza rağmen komutları algılamayabiliyor
ve bu sıra yangın daha da büyüyünce bizim sinir katsayılarımızın artmasına da
sebep olabiliyorlar. Ayrıca kamerayı hareket ettirmek bazen çok sıkıcı oluyor.
Şöyle ki; acilen bir yere hareket etmemiz gerekiyor, fakat kamerayı o kısma
çekmek çok yavaş bir işlem oluyor. Oyun ekranındaki mini haritadan bu işi
halletmek belki bir miktar çözüm olabilir, fakat onda da gözle görülebilen bir
yavaşlık var ve can sıkıcı oluyor. Erlerimiz bazen ufacık nesnelere takılıyor ve
bunun sonucunda gidemeyeceklerini düşünerek daha uzun bir yoldan olay yerine
ulaşmaya çalışıyorlar. Ya da bize iş çıkartıp, illa önümüzdeki ağaçları
kesmemizi istiyorlar. Bu zorunluluklar da, bir yerden sonra “sen mi bana
hükmediyorsun, ben mi sana?” gibi bir soruyu sormamıza neden oluyorlar.
Wildfire, maalesef grafikler konusunda da vasat bir görüntü çiziyor. Zaten
oyunun geçtiği mekanlar da tekdüze. Genelde,etrafta yanmak için gereken ağaçlar
ve bize zorluk çıkartmak için bekleyen bayırlar var. Ağaçların tasarımı hiç iyi
değil, kaskatı duruyorlar. Asıl hayal kırıklığına uğradığım kısım ise, yangın
efekti. İtfaiye birimini kontrol ettiğimiz bir oyunda, en çok önem verilmesi
gereken hususlardan birisi de yangın efekti olmalıydı. Maalesef ışık gibi
gözüküyorlar, hiç bir atmosfer ya da gerilim katmamışlar. Öylece ışık gibi
parlıyorlar, biz de gidip söndürüyoruz. Açıkçası bu konuda daha iyisini
bekliyorduk. Zoom yapıldığı zaman, görüntüler net, insanı yormuyor, ama neden
daha iyisi olmasın ki?
Küllerin sol halkası
Wildfire, işlediği konu nedeniyle orijinal gibi gözükse de, vasat bir yapım
görüntüsü çiziyor. Üzerinde biraz daha çalışılsa ve grafiklerde iyileştirilmeler
yapılsa, oynanabilecek bir oyun olabilirdi. Hatta, bu orijinalliğin üstüne
sağlam bir senaryo yapısı ve daha bol seçenek eklense, mükemmel olurdu. Ama bu
haliyle, Wildfire eleştiri oklarından kurtulamıyor.