Sizinkiler

Winning Eleven 6: Final Evolution

Muhteşem, Kusursuz ve Olağanüstü

Tv de bir futbol maçı izleriz sonra içimizde çok fazla futbol oynama isteği
oluşur, tabi o an imkanlar müsayit olmadığı için içimizdeki bu futbol ateşini
sanal ortamda söndürmeye çalışırız ama bu pek mümkün olmaz, aksine hayal
kırıklığı yaratır çünkü oynadığımız oyun gerçekçilikten uzaktır ve her anıyla
bunu hissettirir. İşte WE 6: Final Evolution bize bunları hissettirmeyecek
mükemmel bir oyun.

Futbol oyunu üstadı Konami serinin her oyununda mükemmelliğe biraz daha
yaklaşıyor ve bize “bu kadar olur “ lafını defalarca tekrarlatıyor. Hani bir laf
vardır ya “adam gibi adam“ işte bu da futbol oyunu gibi futbol oyunu. Peki oyunu
bu kadar övmeme sebep olan şeyler neler? biraz oyundan bahsedelim…

İlk olarak Konami bizi muhteşem bir video’yla karşılıyor. Bu video benim
şimdiye kadar gördüklerimin kesinlikle en iyisi, adeta büyüleniyorsunuz.
Video’yu geçtikten sonra nedense Konami’nin ısrarla sürdürdüğü menü düzeniyle
karşılaşıyoruz. Burada Match Mode, League Mode, Cup Mode, Olympic Mode, Master
League, Training Mode ve Game Options gibi bölümler bulunuyor. Match Mode
seçeneğinde oyuna ısınmak için ya da video’dan dolayı kendinizi daha fazla
tutamadıysanız hemen bir maç yapabilirsiniz. League Mode seçeneğinde ülkelerin
milli takımlarıyla, lig formatında maçlar yapıyorsunuz. Diğer bir seçenek olan
Olympic Mode, League modundan biraz farklı bu sefer aynı ülkelerin genç yani
ümit milli takımlarıyla maçlar yapabiliyorsunuz ve burada dünya kupasındaki grup
sistemi uygulanıyor. (Size bir ipucu; Japon takımıyla şampiyon olursanız yaşlı
Japon takımı açılıyor) Cup modunda ise değişik katagorilerde kupalar bulunuyor.
Bunlar milli takımlarla katılabileceğiniz türden kupalar (Asya, Afrika kupası
gibi…). Eğer lig takımlarıyla oynamak istiyorsanız Master Lig moduna girmeniz
gerekiyor. Master league modunda çeşitli ülke liglerinden seçme takımlarla
oynuyorsunuz, bu takımlar arasında tabi ki Galatasaray’da bulunuyor, ancak bana
sorarsanız Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin bulunması gerekiyordu. Master lige (önceki
serileri oynayanlar bilir) takımın as kadrosuyla başlamıyorsunuz, size sıradan
bir kadro veriliyor. Aldığınız skorlar hatta attığınız goller dahi size puan
kazandırıyor ve istediğiniz transferleri kendiniz yapıyorsunuz. Bu şekilde ister
takımınızın asıl kadrosunu kurun, isterseniz düşlediğiniz o rüya takımı.

Oynayacağınız moda karar verip maçı başlattığınızda gerçekten büyüleyici bir
atmosferle karşı karşıya kalıyorsunuz. Eğer sabırlı olur gamepad in tuşlarına
basmazsanız, kameranın stadı gezmesi, futbolcuların sahaya çıkışı, kadroların
açıklanması ve hatta takımın fotolara poz vermesi gibi animasyonları
izleyebilirsiniz. Taraftarların oyuna katılımı çok iyi, pozisyonlara bilinçli
olarak tepkide bulunuyorlar. Eğer maçı kendi sahanızda oynuyorsanız
taraftarlarınız size müthiş bir destek veriyor. Tezahüratlar yapıyor, aleyhinize
olan durumları yuhluyorlar. Gol yediğinizde, gol taraftarlar üzerinde adeta
soğuk bir duş etkisi yaratıyor. Fakat bu durum pek fazla uzun sürmüyor ve
tezahürat yapmaya tekrar başlıyorlar. Eğer birden fazla gol yemişseniz
taraftarlar maçtan umudunu kesiyor ve size boş bir stad da maç yaptığınızı
hissettiriyor. Golü siz atarsanız tabiki tahmin edebileceğiniz gibi tüm bunların
tam tersi oluyor ve stad adeta yıkılıyor.

Futbolcuların animasyonları çok gerçekçi, Motion Capture teknolojisinden çok
iyi faydalanılmış. Beckham ve Hanry gibi yıldız futbolcuların topa vuruş
şekilleri bile bire bir aktarılmış. Oyuncuların hareketleri çok estetik ve
yumuşak, gamepad ‘i kullanma becerisine göre istediğiniz şekilde ve anda çalım
atabiliyorsunuz. Konami tuşların fonksiyonlarında pek bir değişikliğe gitmemiş,
sadece duvar paslarında bir değişiklik yapmış ve bunu biraz daha oyuncunun
kontrolüne bırakmış, duvar pası yapacağınız oyuncu kaçıyor ve pas tuşuna basarak
siz istediğiniz anda topu ona atıyorsunuz pas tuşuna tekrar basarsanız oyuncu
topu size tekrar geri atıyor böylece bu duvar pası olayı manuelleştirilmiş.

Oyunda ikili mücadelelerde daha sıkı bir hale getirilmiş. Kıran kırana
mücadeleler yaşanıyor, mesela topla ilerleyen oyuncuya arkadan yaklaşan
futbolcu, oyuncuyu çekerek durdurmaya çalışıyor.

Kaleciler inanılmaz derecede gerçekçi hareket ediyor. Kalede gerçektende
düşünen bir insanın olduğunu hissediyorsunuz. Topun geliş şekillerine göre
kurtarışlar her defasında farklılık gösteriyor. Oyunu çok uzun bir süre
oynadığınızda dahi kalecilerin hiç görmediğiniz kurtarışlarıyla
karşılaşabiliyorsunuz ve hatırlarsanız eski versiyonlarda kalecilerin
kurtarışları hiç de iç açıcı değildi.

Sıra geldi Winning Eleven serisinin en büyük özelliklerinden birine, belkide
bu oyunun en büyük özelliği, diğer futbol oyunlarında olan aynı pozisyonun
defalarca tekrarlanması gibi kopya pozisyonlar oluşmuyor. Oyunun gidişatı
tamamen sizin elinizde, istediğiniz her şekilde pozisyon yaratabiliyorsunuz ve
her defasında farklı şeylerle karşılaşıyorsunuz. Oyunu yıllarca oynasanız bile
hiç karşılaşmadığınız bir pozisyon oluşabiliyor. Buda oyunu hiç bıkmadan
usanmadan oynamanıza olanak tanıyor. Oyunla ilgili bu kadar şeyden bahsedip
diğer futbol oyunlarını ibret alması gereken bir konuya değinmeden yapamıyacağım.
Bu ne mi? “Top Fiziği” Konami’nin telif hakkını aldığı Adidas Fevernova topu o
kadar gerçekçi hareket ediyor ki izlediğimiz gerçek maçlardaki top bize yapay
geliyor. Tamam biraz fazla abarttığımı kabul ediyorum ama bunu kesinlikle hak
ediyor.

Oyundaki grafiklerede biraz değinip oyunun eksiklerine geçmek istiyorum.
Grafikler kesinlikle tatmin edici düzeyde öyle ki hakem kart gösterdiğinde,
kaleminden tutun, oyuncu hakkında bilgi yazdığı karttaki yazıları bile
görebiliyorsunuz. Ama aynı özen tirübünlere gösterilmemiş gibi, yan, bu kısım
daha iyi olabilirdi.

Oyunda göze çarpan basit ama önemli eksikler var. İlk olarak menüler çok
basit, oyuna yakışmayacak düzeyde, Konami nedense bu durumu her defasında
görmezden geliyor. Menülerdeki bazı modların içeriklerinde de değişiklik yapılsa
daha iyi olur, mesela oyuna konulan ülkelerin kendilerine ait ligleri olmalı, bu
önemli bir eksiklik. Ayrıca klüp takımlarının formalarına da gerekli özen
gösterilmemiş, formalar ve armalar tamamen uydurulmuş ve ilk defa Konami Tokyo
Winning eleven serisinde bazı futbolcuların isim haklarını almamış. Alamamış
değil almamış, Ronaldo, Rivaldo, Roberto Carlos ve bir çok ünlü futbolcuların
isim hakları alınmış ancak Hollanda Milli Futbol Takımının isim hakları ve
Hollanda’lı olan bir çok futbolcunun isimlerinede Oranges ( Turuncular,
PORTAKALLAR ) yazmıslar. Nedeni ise Hollanda Milli takımının değişmez ve
dünyanın en iyi futbolcularından biri Davids’in Konami’den yüklü bir miktarda
para istemesi. Konami’nin karşılığı da acımasızca oldu ve bundan sonraki
serilerde bakalım ne olacak.

Evet yazı biraz uzun oldu ama bu kadar dolu bir oyunu birkaç cümleyle
özetlemek içime sinmeyecekti. Bu oyundan daha iyisini bulamayacağınız bir
gerçek, eğer alternatif arayacak olursanız önceki serinin oyunlarını
oynayabilirisiniz.Yok ısrarla ben daha iyisini arıyorum diyorsanız bir sonraki
Winning Eleven’ı beklemelisiniz. Eğer bi PC sahibiyseniz ve Winning Eleven
oynamak istiyorsanız hemen gidip PlayStation 2 alın derim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu