Wolfenstein 3D
Aşağıda yer alan “Oyunculuk” hakkındaki güzel makale, tugay41 nick’li okurumuz Tugay Güvenir tarafından hazırlanmıştır. Kendisine katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Sizler de her türlü yazınızı mektup2@merlininkazani.com adresine gönderebilirsiniz. Yazı gönderme koşulları için tıklayın.
O dönemler FPS adı ortada konuşulmasada 1994 yılında ilk FPS oyunu Wolfenstein 3D, idSoftware tarafından piyasaya çıkarıldı. Çıkmasının ardından yine o yıllarda internete ülkemizde çok yavaş(56k) ve çeşitli sağlayıcılarla bağlanılabilirdi. O yüzden dışarıda ne olur ne biter pek fazla bilmezdik fakat burada da hemen popüler olarak yayılmaya başlamıştı, özellikle arkadaşlar arasında.
Konuştuğumuz neredeyse tek konu bu olmuştu. Futboldan sonra tabii. Çünkü elimizde askere gitmeden bir tabanca geçiyor ve bunu hangi yaşta olursak olalım bu dönemdeki gibi yaş sınırı olayı girilmeden oyun statüsünde açıp oynayabiliyorduk. Açıkçası ben çıkışından çok sonraki dönemde oynamış olmama rağmen arkadaşlarım tarafından anlatılanlar ve vaadedilen oyun zevkiyle sanki o dönem başlamış gibiydim. Sır olarak kalsın ama bazılarımız oynamasakta oynamış gibi önceki gün anlatılanları tekrarlardık.
Neyse hemen arkasından gelen Doom ile idSoftware altın çağına giriyor ve benim tanışmam da devreye girilince idSoftware bir ilah olarak görülmeye benim açımdan da başlanıyordu. Görür görmez bu oyun anlayışı benimsenerek gönlümüzü kaptırıyorduk. Ondan sonra ne zaman boş fırsat bulsam başına geçip kapa artık o mereti diyene kadar bu oyunu oynayarak ertesi gün tartışmaya ve şuraya geldim diye konuşmalara artık bende katılıyordum.
O dönem faslını geçtikten sonra oyuna dönelim ve ilk olarak tabii ki menüde bulunan seçeneklere bakalım. Menü tahmin edebileceğiniz gibi çok sade ve anlaşılır. Önemli olarak görülen save yapabileceğimiz yer slotu ki 10 adet , bölüm sayısı ise 6. Oldukça davetkar. Bir sonraki aşamada sıra oynanış ve kullandığımız tabancayla ayrıca yerden alabileceğimiz malzemelerle birlikte görüntü kalitesine geliyor. Tabii o zamanlar biz bunlara bakmadan direk oyuna dalıyorduk o ayrı. Puanlarımızı da yerden topladığımızı atlamayalım.
Oyun başladığında enerjimiz azalınca altta bulunan karakterimizin yüzünün aldığı haller ve seslerin o zamanlar tek tip olup nasıl güzel şekilde adapte olduğu gene ilk dikkatinizi çekecek güzellikler olacak.
Sıra geldi bölümlerimize; her bölümde 10 level’ın bulunduğunu belirterek Bölüm 1 ile başlayalım. İlk katında elimizde bulunan tabancayla birlikte 8 mermi veriliyor ve köpeklerle tek tip düşman görüyoruz. -Köpek olan odaları genel görüş olarak kimse sevmez arada sırada anahtar olur o kadar yarar sağlayarak eşya veya yemek bulunmaz.- İkinci level için asansöre binerek geçiş yapıyoruz. Level 2 ile birlikte anahtar alarak level geçişleri yapmamız başlıyor ve ikinci olarak gelen silahımızla uzaktan vurma tekniğimizi göstererek ve geliştirerek level geçmelere devam ediyoruz. Bölüm 3 ile zorlukların başladığını belirterek çoğu zamanımızı belki de günde 6 saatten fazlasını burada heba ettiğimizi söylerek bitiyorum. Bölüm 6 en zevkli bölümlerden bitirene kadar devam, herkese iyi oyunlar… Kazan kaynasın
Nostalji ve oyunu oynamayanlara bir hatırlatma oyunu emulator kullanarak oynayabilirsiniz.
Yarın, Selçuk İlbakan’dan Flight adlı filmin eleştiri yazısı sizlerle olacak…