Makale

World of Warcraft Tarihi – Alliance ve Horde 5

Dördüncü bölüm “Alliance ve Horde“a geçtiğimiz World of Warcraft tarihi devam ediyor. Bu hafta bölümün beşinci ve son kısmı olan “Örümcekler Savaşı“, “Kel’Thuzad ve Scourge’un Oluşturulması” ve “Alliance Parçalanıyor” isimli bölümleri okuyacağız.

Önceki bölümlere buradan ulaşabilirsiniz:

World of Warcraft Tarihi – Mitler 1: Yaratılış & Titanlar ve Sargeras’ın İhaneti
World of Warcraft Tarihi – Mitler 2: Eski Tanrılar ve Azeroth’un Düzenlenmesi & Dragonflight’ların Görevlendirilmesi
World of Warcraft Tarihi – Mitler 3: Uyanan Dünya ve Sonsuzluk Kuyusu & Kadimlerin Savaşı
World of Warcraft Tarihi – Mitler 4: Dünyanın Ayrılması & Hyjal Dağı ve Illidan’ın Hediyesi
World of Warcraft Tarihi – Mitler 5: Dünya Ağacı ve Zümrüt Rüyası & Soylu Elfler’in Sürgünü & Gözcüler ve Uzun Nöbet
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 1: Quel’Thalas’ın Kuruluşu & Arathor ve Troll Savaşları
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 2: Tirisfal’in Koruyucuları & Ironforge: Cücelerin Uyanışı
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 3: 7 Krallık & Aegwynn ve Ejder Avı
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 4: Üç Çekiçler Savaşı & Son Koruyucu
World of Warcraft Tarihi – Draenor’un Kör Talihi: Kil’jaeden ve Gölge Konseyi & Horde’un Yükselişi
World of Warcraft Tarihi – Alliance ve Horde 1: Kara Geçit ve Stormwind’in Düşüşü & Lordaeron İttifakı
World of Warcraft Tarihi – Alliance ve Horde 2: Draenor’un İstilası & Lich King’in Doğumu
World of Warcraft Tarihi – Alliance ve Horde 3: Icecrown ve Donuk Taht & Grim Batol Savaşı
World of Warcraft Tarihi – Alliance ve Horde 4: Ork’ların Rehaveti & Yeni Horde

Örümcekler Savaşı

Aşağıdaki bölüm Warcraft II: Beyond the Dark Portal oyunundan sonra geçmektedir. Bölüm Western Plaguelands’deki Scholomance’de, Tirisfal Glades’deki Scarlet Monastery’de, Stratholme’daki The Scarlet Bastion’da, Stormwind’deki Stormwind Keep’te bulunan “War of the Spider” isimli kitaptan alınmıştır.

Thrall kendi ırkını Lordaeron’da özgürlüğüne kavuştururken, Ner’zhul kendi gücünü Northrend’de oluşturmaya devam ediyordu. Icecrown Buzulu’nun üzerinde dev bir kale kurulmuş ve giderek büyüyen ölü lejyon tarafından doldurulmuştu. Lich King alandaki etkisini genişletmiş olsa da, onun gücüne gölgelerdeki bir imparatorluk karşı geliyordu. Uğursuz insansı örümcek ırkı tarafından kurulmuş olan tarihöncesi yeraltı krallığı Azjol-Nerub, Icecrown’a saldırmak ve Lich King’in egemenlik için başlattığı saldırıya bir son vermek için en iyi savaşçılarını gönderdi. Ner’zhul’un öfkesinin yanında bu şeytani nerubian’lar sadece vebaya değil, aynı zamanda telepatik gücüne karşı da bağışıktılar.


Icecrown Buzulu

Nerubian örümcek-lordları, dev orduları yönetiyorlar ve neredeyse Northrend kıtasının yarısını kaplayan bir yeraltı ağına sahiplerdi. Lich King’in kalelerine karşı uyguladıkları vur kaç taktikleri, onları yok etmek için verilen çabaları her seferinde boşa çıkarıyordu. Nihayetinde Ner’zhul’un nerubian’lara karşı verdiği savaş, yıpratmayla birlikte kazanıldı. Uğursuz dreadlord’ların ve sayısız undead savaşçının yardımıyla Lich King, Azjol-Nerub’u işgal etti ve yeraltı tapınaklarını örümcek lordların başlarına yıktı.


Azjol-Nerub

Nerubian’lar her ne kadar vebasına bağışık olsalar da, Ner’zhul’un büyüyen nekromantik güçleri, örümcek-savaşçıların cesetlerini kaldırmaya ve kendi isteği doğrultusunda hareket ettirmeye izin verdi. Ner’zhul, nerubian’ların kararlılık ve korkusuzluklarına bir saygı olarak, onların farklı mimari tarzını kendi hisar ve yapıları için kullandı. Krallığını karşı gelen olmadan yönetmeye başlayan Lich King, dünyadaki gerçek görevi için hazırıklara başladı. Geniş bir alana yayılan bilinciyle insanların topraklarına ulaşan Lich King, dinleyecek olan tüm karanlık ruhları çağırdı…”


Bir nerubian

Devamı için diğer sayfaya geçiniz.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Kel’Thuzad ve Scourge’un Oluşturulması

Aşağıdaki bölüm Warcraft III: Reign of Chaos oyunundan kısa bir süre öncesinde geçmektedir. Bölüm Western Plaguelands’deki Scholomance’de, Tirisfal Glades’deki The Scarlet Monastery’de, Undercity’deki Apothecarium’da, Stratholme’deki The Scarlet Bastion’da ve Hillsbrad Foothills’deki Southshore’da bulunan “Kel’Thuzad and the Forming of the Scourge” kitabından alınmıştır.

“Lich King’in Northrend’den yaptığı ruhani çağrıyı duyan dünyada sadece bir avuç dolusu güçlü insan vardı. Bunlardan en çok öne çıkanı da Dalaran’ı yöneten konsey Kirin Tor‘un kıdemli üyelerinden biri olan, Dalaran başbüyücülerinden Kel’Thuzad’dı. Yıllar boyunca başınabuyruk olarak yasaklanmış ölübüyüleri üzerinde çalışmıştı. Büyü dünyasından ve onun gölgelenmiş harikalarından öğrenebildiğinin hepsini öğrenmeye çalışan Kel’Thuzad, emsallerinin demode ve yaratıcılıktan yoksun eğitimlerinden bıkmıştı. Northrend’den güçlü çağrıları duyduktan sonra başbüyücü, tüm zihnini bu gizemli sesle konuşmaya odakladı. Kirin Tor’un bu karanlık sanatları kullanabilecek güç ve bilgisi olmadığına ikna olan Kel’Thuzad, istifa ederek güçlü Lich King’den öğrenebileceği her şeyi öğrenmek için ayrıldı.

Arkasında ününü ve itibarlı siyasi yerini bırakan Kel’Thuzad, Kirin Tor’un yolundan ayrıldı ve Dalaran’ı sonsuza dek terk etti. Zihninde Lich King’in ısrarcı sesiyle dürtülen Kel’Thuzad, birikimlerini sattı ve mirasını sakladı. Karada ve denizde yalnız başına yolculuk yaptıktan sonra nihayet Northrend’in donmuş kıyılarına ulaştı. Icecrown’a ulaşmak ve Lich King’e hizmetini sunmak amacında olan başbüyücü, savaşın yıktığı Azjol-Nerub harabelerinden geçti. Kel’Thuzad, Ner’zhul’un gücünün gaddarlığını ve ne kadar geniş bir alanda etkili olduğunu ilk elden gördü. Böylece kendisinin gizemli Lich King’le müttefik olmasının hem bilgece hem de potansiyel olarak kazançlı olabileceğini farketti.


Kel’Thuzad insan formundayken

Zorlu kutup yollarında aylar boyunca süren yürüyüşten sonra Kel’Thuzad, nihayet karanlık Icecrown buzuluna ulaşmıştı. Cesur bir şekilde Ner’zhul’un karanlık hisarına yaklaştı ve her ne kadar böyle olacağını umuyor olsa da, undead gardiyanların onun sessizce geçmesine izin vermesine şaşırdı. Kel’Thuzad soğuk toprağın derinliklerine doğru ilerledi ve buzulun en dibine kadar gitti. Buz ve gölgelerden oluşan sonsuz mağaranın içinde kendini Donuk Taht’ın önüne attı ve ölülerin karanlık lorduna kendi ruhunu sundu.

Lich King bu son katılımdan memnun olmuştu. Kel’Thuzad’a sadakati ve itaatkârlığına karşılık ölümsüzlük ve muhteşem bir güç vaat etti. Karanlık bilgiye ve güce aç olan Kel’Thuzad, ilk büyük görevini kabul etti: İnsanların dünyasına gitmek ve Lich King’i tanrı yerine koyacak yeni bir din yaratmak.”

Devamı için diğer sayfaya geçiniz.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

“Başbüyücünün görevini tamamlamasına yardım etmek için Ner’zhul, Kel’Thuzad’ın insan tarafını olduğu gibi bıraktı. Yaşlı fakat karizmatik büyücü, yanılsama ve ikna kabiliyetlerini, Lordaeron’un mazlum ve haklarından mahrum kalmış halkını, güven duyan ve inançlı bir hale sokmakla görevlendirilmişti. Ardından bir kez onların dikkatini çekti mi, onlara toplumun nasıl olabileceğiyle ilgili yeni bir vizyon sunacaktı – ve kralları olacak yeni bir kukla.


Lanetliler Kültü (Cult of the Damned) arması

Kel’Thuzad Lordaeron’a farklı bir kılıkla döndü ve üç yıl boyunca zenginliğini ve zekâsını, aynı düşüncede olan erkek ve kadınlardan oluşan gizli bir kardeşlik kurmak için kullandı. Lanetliler Kültü olarak adlandırdığı kardeşlik, rahiplerine Ner’zhul’a hizmetleri ve itaatleri karşılığında sosyal eşitlik ve Azeroth’ta sonsuz hayat sözü verdi. Aylar geçtikçe Kel’Thuzad, yeni kültüne yorgun ve ağır yükler taşıyan Lordaeron’un işçileri arasından birçok hevesli gönüllü buldu. Kel’Thuzad için amacına ulaşmak şaşırtıcı derecede kolay oluyordu. Yani Kutsal Işık’a inanan insanları, Ner’zhul’un karanlık gölgesine inandırmak. Lanetliler Kültü hem sayı olarak hem de etki olarak büyüdükçe, Kel’Thuzad çalışmalarının Lordaeron yetkililerinden saklı olduğuna emin oluyordu.


Bir kült üyesi

Kel’Thuzad’ın Lordaeron’daki başarısıyla birlikte Lich King, insan uygarlığına saldırısı için son hazırlıkları da yapmış oldu. Veba enerjilerini “veba kazanı” adı verilen taşınabilir yapılara aktaran Ner’zhul, Kel’Thuzad’a bu kazanları Lordaeron’a, kült’ün kontrol ettiği çeşitli kasabalarda gizlenmeleri için, taşıma emrini verdi. Sadık kült üyeleri tarafından korunan kazanlar, sonraları veba üreteci olarak görev alacak ve vebayı Kuzey Lordaeron’un tarlalarına ve şehirlerine yayacaktı.


Bir veba kazanı

Lich King’in planı mükemmel şekilde işledi. Lordaeron’un kuzey köyleri neredeyse anında kirlenmişti. Northrend’de olduğu gibi vebayı kapan insanlar ölmüş ve Lich King’in köleleri olarak tekrar ayaklanmışlardı. Kel’Thuzad’ın emrindeki kült üyeleri de ölmeye ve karanlık lordlarının hizmetinde yeniden ayaklanmaya hevesliydiler. Ölümsüzlüğe ölerek kavuşma ihtimaline çok seviniyorlardı. Veba yayıldıkça daha da fazla vahşi zombi, kuzey topraklarında ayaklanıyordu. Kel’Thuzad, Lich King’in büyüyen, yakın zamanda Lordaeron’un kapılarına doğru yürüyecek ve insanlığı dünyanın üzerinden yok edecek olan ordusuna, Scourge (Felaket) ismini verdi.”


Scourge arması

Alliance Parçalanıyor

Aşağıdaki bölümde anlatılan olaylar Warcraft III: Reign of Chaos oyunundan kısa bir süre öncesinde geçmektedir.

“Topraklarında oluşan ölüm kültlerinden habersiz bir şekilde, Alliance uluslarının liderleri, bölgesel hisseleri ve azalan siyasi etki konusunda tartışmaya ve anlaşamamaya başlamışlardı. Lordaeron Kralı Terenas, en karanlık zamanlar sırasında oluşturdukları narin antlaşmanın daha fazla sürmeyeceğini düşünüyordu. Terenas, Alliance liderlerini işçilere para verip, ork’ların Azeroth’u işgali dönemin yokedilmiş güney krallığı Stormwind’in yeniden inşasına yardım etmeleri için ikna etti. Sonucunda ortaya çıkan yüksek vergiler ve ork toplama kamplarının işletmesine ayrılan yüklü miktarlar, çoğu liderin – özellikle Gilneaslı Genn Greymane’in-, kendi krallıklarının Alliance’dan ayrılmalarının daha doğru olacağı düşüncesine sürükledi.


Genn Greymane

Bununla birlikte –sanki işlerin daha kötü gitmesi isteniyormuşçasına- Silvermoon’un Soylu Elf’leri, insanların zayıf liderliğinin İkinci Savaş sırasında ormanlarının yanmasına neden olduğunu öne sürerek, düşüncesiz bir şekilde Alliance’a olan bağlılıklarından vazgeçtiler. Terenas bu düşüncelere katlanamaz bir şekilde ancak sessizce elflere, eğer yüzlerce cesur insan hayatlarını savunmak için vermemiş olsa, Quel’Thalas’tan hiçbir şey kalmayacağını hatırlattı. Yine de elfler, inatçı bir şekilde kendi yollarına gitmeye karar verdiler. Elfler’in ayrılışından sonra Gilneas ve Stromgarde de ayrılıklarını ilan ettiler.


Amiral Daelin Proudmoore’un Stormwind’deki anıtı

Her ne kadar Alliance parçalarına ayrılıyor olsa da, Kral Terenas’ın hala güvenebileceği müttefikleri bulunuyordu. Kul Tiras’tan Amiral Proudmoore ve Stormwind’in genç kralı Varian Wrynn, Alliance’a bağlılıklarını bozmamışlardı. Dahası Başbüyücü Antonidas tarafından yönetilen Kirin Tor büyücüleri, Dalaran’ın Terenas’a olan bağlılığından ayrılmamışlardı. Belki de bunların arasında en çok güven tazeleyici, Ironforge cücelerinin Khaz Modan’ı Horde kontrolünden kurtaran Alliance’a sonsuza dek onur borcu taşıyacağını belirten güçlü cüce kralı Magni Bronzebeard’dı.”


Cüce kral Magni Bronzebeard ve genç Stormwind kralı Varian Wrynn

Böylelikle “Alliance ve Horde” kısmının da sonuna gelmiş oluyoruz. World of Warcraft Tarihi’nin son kısmı olan “Yanan Lejyon’un Dönüşü”ne ise haftaya geçeceğiz. Haftaya “Lordaeron’un Felaketi” ve “Sunwell – Quel’Thalas’ın Düşüşü” bölümlerini okuyacaksınız. Görüşmek üzere.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu