Makale

World of Warcraft Tarihi – Illidan 4

Geçtiğimiz haftalarda World of Warcraft evreninin tarihini anlatan yazı dizimizi sonlandırdığımızı belirtmiştim (Hala okumadıysanız, sitemizin üstünde yer alan arama kısmından “World of Warcraft Tarihi” olarak aratıp bulabilirsiniz). Şimdi ise sizlere World of Warcraft evreninde önemli yerlere sahip karakterlerin geçmişlerini daha detaylı olarak sunmaya devam ediyorum.

Bir önceki hafta Illidan Stormrage’in hikayesine üçüncü bölümle devam etmiştik.. Şimdi ise bu hikayenin devamıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.

Icecrown’a İlerleyiş

Illidan, Outland kuvvetlerini yeni bir bayrak altında toplarken, Kara Tapınak’ın üzerinde bir alev ve duman fırtınası yükselmeye başladı ve Kil’jaeden, o korkunç ihtişamıyla göründü. Illidan’ı kendi öfkesinden kaçmak için aptalca denemeleri yüzünden suçladı, ancak Illidan hızlıca güçlerini Donuk Taht’a yapılacak ikinci bir saldırı için topladığını iddia etti. Illidan’ın yeni yoldaşlarının biraz olsun sözlerini tuttuğunu gören Kil’jaeden, Illidan’a iblisleri yatıştırmak için bir şans daha vermeyi kabul etti.

Illidan, Vashj ve Kael, Norhernd’i kuşattılar ve karda yorgun argın Icecrown buzuluna ilerlerken, Anub’arak’ın güçleriyle savaştılar. Ancak bir şey yapmazsa yok edileceğini bilen Ner’zhul, aylar önce başladığı planı bitirmek için Arthas’ın Northrend’e çağırdı. Arthas ve Anub’arak, Azjol-Nerub’dan yollarını kazarak gelirken, Illidan da güçleriyle Icecrown’a ulaşmıştı. İki taraf, Icecrown’ı çevreleyen dört mistik obeliskin kontrolünü ele geçirmek için devasa bir savaşa başladı. Uzun bir çatışmanın sonrasında, obelisklerin kontrolü taraftan tarafa geçerken, Arthas tüm obeliskleri çalıştırdı ve Donuk Taht’ın kapıları açıldı.

Ancak Illidan henüz işini bitirmemişti. Buzulun tabanında Arthas’la karşılaştı ve iki savaşçı yakın dövüşe girişti. Birbirlerini yaralamayı başardıkları birkaç dakikanın sonunda, Arthas, Illidan’ın savunmasını aştı ve onu düşürdü. Illidan Stormrage karın üstüne düştü, ölüydü, ya da en azından öyle görünüyordu. Kötü yaralanmıştı ancak öldürülmemişti. Arthas bunun farkındaydı ve ayrılmadan önce, Illidan’ı Azeroth’u terketmesi ve bir daha dönmemesi için uyardı. Vashj ve Kael’in Donuk Taht’ı yok edemeyecekleri netleşince geri çekildiler. Illidan’ı da alıp Outland’e döndüler.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Ölümü

Oyundaki bir görevde, Akama’nın Illidan’ın egemenliğini sona erdirmek için Maiev’la ittifak kurduğu ve ardından kendisini özgür bıraktığı ortaya çıkıyor. Black Temple (Kara Tapınak) raid’inde ise son boss Illidan’dır ve oyuncular yanlarında Akama ve Maiev’i alarak onunla savaşır. Savaş sırasında Maiev, Illidan’a kendisine 10 bin yıl boyunca gardiyanlık yapmak zorunda kaldığı için yol açtığı acıdan bahseder. Illidan öldürüldükten sonra Akama, Kara Tapınak’ın yönetimini alır ve salonlarını bir kez daha ışıkla dolduracağının sözünü verir.

Illidan: Kral ya da piyon?

Kadimler Savaşı’nın son çatışmasında Illidan, Sargeras’ın geçidini geri döndürmek için bir büyü yapmaya başlar. Tyrande, onun yaptığı büyünün birileri tarafından güçlendirildiğini hisseder – bu birileri Sargeras’tan bile karanlık kişilerdir. Bir teoriye göre bu varlıklar Eski Tanrılar’dır ve Sargeras’ın geçidini, ölümlü dünyanın da ötesindeki kendi hapisanelerine yönlendirmek istemişlerdir.

Ayrıca Illidan’ın daha yakın zamandaki hareketlerinin de Eski Tanrılar tarafından yardım görmüş olması mümkündür.

Çoğu zaman bir varlığın karşısında Eski Tanrılar’dan biri çıktığında, bu varlık “delirmektedir”. Malfurion tarafından dikkat edilen bu delilik, Illidan’ın hayatındaki bir grup olayda Eski Tanrılar’ın parmağı olduğuna işaret ediyor olabilir.

Eski Tanrılar’ın planları oldukça derindir. Tek amaçları özgürlüklerine kavuşmaktır.

Illidan Stormrage’in hikayesinin sonuna geldik. Bir dahaki bölümde bir başka karakterin hikayesinde görüşmek üzere.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu