Makale

World of Warcraft Tarihi – Sargeras 1

Geçtiğimiz haftalarda World of Warcraft evreninin tarihini anlatan yazı dizimizi sonlandırdığımızı belirtmiştim (Hala okumadıysanız, sitemizin üstünde yer alan arama kısmından “World of Warcraft Tarihi” olarak aratıp bulabilirsiniz). Şimdi ise sizlere World of Warcraft evreninde önemli yerlere sahip karakterlerin geçmişlerini daha detaylı olarak sunacağım.

İlk hafta yazısı olarak evrendeki kaosun asıl nedenlerine dönmeye ve Kara Titan olarak da adlandırılan Sargeras’ın geçmişinden bahsetmeye karar verdim. Önümüzdeki yazılarda Arthas, Medivh, Thrall, Jaina Proudmoore, Illidan Stormrage gibi World of Warcraft dendiğinde akla gelen birçok karakterin de detaylı geçmişlerini bulabileceksiniz.

Sargeras

Unvanları: Yokedici, Ele Geçirilmiş, Kara Titan, İblis Lord, Tüm Hayatın En Büyük Düşmanı, Dünyaların Yıkıcısı, Yanan Lejyon’un Lordu

Sargeras, erimiş bronzdan oluşan büyük bir devdi ve titan ordularını yönetiyordu. Kendi türünden olanlar gibi adil ve özveriliydi, saf kötülüğü kavrayamıyordu. Sargeras, Twisting Nether’dan gelen iblis ordularını yenmek ve tutsak etmek için çağrılmıştı ve bu görev için sayısız bin yıllar boyunca hizmet verdi.

Evrendeki kötülüğe karşı verdiği bitmeyen savaş sırasında gördüğü kaos tarafından giderek çökmeye başlayan Sargeras, tüm bu kafa karışıklığı ve acı sırasında Titan’ların düzenini bozmaya çalışan bir başka grupla karşılaşmak zorunda kaldı: Nathrezim. Dreadlord’lar olarak da bilinen bu vampirik iblislerden oluşan kara ırk, bir grup dünyayı ele geçirmiş ve yaşayanlarını karanlığa döndürmüşlerdi. Bu kötücül dreadlord’lar, tüm ulusları nefret ve güvensizlikle birlikte birbirlerine düşürüyorlardı. Sargeras nathrezim’i kolayca yendi, ancak onların kötü huyları onu çok derinden etkilemişti.

İblislerin şeytanlıkları ve özellikle nathrezim yüzünden sarsılan Sargeras, asıl görevinden uzaklaşmaya ve depresyona girmeye başladı. Şüphe ve umutsuzluk Sargeras’ın hislerini ele geçirdikçe, sadece görevine değil, Titan’ların düzenli bir evren görüşüne de inancından uzaklaştı. Düzen konseptinin sahte olduğuna, kaos ve fesatın bu karanlık, yalnız evrendeki tek sabit olduğuna inanmaya başladı. Dostları olan titanlar, onun yanlış düşüncelerinin farkına varması ve hiddetli duygularını sakinleştirmesi için yardımcı olmaya çalıştılar. Ancak onların iyimser inançlarını kendilerine hizmet eden yanılsamalar olduğuna karar kıldı. Statüsünden sonsuza dek uzaklaşarak evrendeki kendi yerini bulmaya gitti. Pantheon onun gidişinden üzgün olsa da, kayıp kardeşlerinin ne kadar uzağa gideceğini hiçbir şekilde tahmin edemezlerdi.

Devamı diğer sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>

Sargeras’ın Düşüşü ve Yanan Lejyon’un Şafağı

Sargeras’ın deliliği onun cesur ruhunun son parçalarını da tükettiği sırada o, titanların yaratımdaki hatadan sorumlu olduğuna inanıyordu. Nihayetinde evrende titanların yaptıklarını geriye çevirmeye karar vererek, fiziksel evreni ateşe atacak, durdurulamaz bir ordu kurması gerektiğine karar verdi.


Kara Titan olmadan önce Sargeras

Titanlar’ın evreni düzenlemesinin doğal olmadığını ve iblislerin kötücül doğalarından da bu yüzden onların sorumlu olduğuna ikna olan Sargeras, Titanlar’ın evrende yaptıklarını tam tersine çevirmeye karar vermişti. Onların hatalarını düzeltecek tek şey ise Titanlar’ın uzun süre önce şekillendirdiği ve düzene soktuğu tüm dünyaları yok etmekti.

Sargeras, Twisting Nether’da dolaştı ve daha önce yakalayıp hapsettiği birçok iblis ırkını özgürleştirdi. “İsimsiz Boşluk’un büyük ve karanlık tanrısı” olarak tanınmaya başlandı. Yeni saldığı iblislerini kendi isteğine göre hareket edecek şekilde bağladı ve onları büyük bir ordu –nihayetinde Yanan Lejyon olarak bilinecek olan-  kurmak için kullandı. Bu kurnaz yaratıklar, kara titanın devasa öfkesinin önünde diz çöktüler ve ona hizmet edebildikleri her türlü kötü şekilde hizmet edeceklerini belirttiler. Fakat ona hizmet eden çeşitli varlıklar arasında hiçbiri bu yeni ordu için kumandan veya strateji belirleyecek kadar doğal bir yeteneğe sahip değildi. Bu yüzden Sargeras, korkunç bir gücün karşılığında kendisine kumandanları olarak hizmet edecek bir ırk aramaya başladı.

Devamı diğer sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>
>

Aradığı ırkı Argus gezegeninde buldu. Aradığı ırk, yüksek zekaya ve sihrin her türlü sayısız şekline karşı doğal bir bağı olan eredar’dı. Sargeras eredar’ların en güçlü üç liderine göründü; Kil’jaeden, Archimonde ve Velen. Onlara kendisine bağlılıklarının karşısında anlatılamayacak kadar çok güç ve prestij teklif etti. Her ne kadar Velen’in bazı şüpheleri olsa da, Kil’jaeden ve Archimonde bu teklifi hemen kabul etti. Velen ve onun takipçileri uzaklaştılar ve bugün draenei olarak adlandırdığımız ırkı oluşturdular. Eredar’lardan geri kalanlar ise karanlığı kabullendiler ve kabusları dolduran “man’ari eredar” oldular.

Sargeras, Kil’jaeden the Deceiver’ı evrendeki en karanlık ırkları bulması ve kendi ordusuna katması için görevlendirdi. Bu sırada Archimonde the Defiler ise Sargeras’ın devasa ordularını savaş sırasında yönetecek ve titan’ın isteğine karşı gelenleri yok edecekti. Orduları toplanmış ve her emrini izleyecek hale gelmiş olan Sargeras, hiddetli güçlerini Büyük Karanlık’a doğru sürdü. Bugüne kadar onun Yanan Lejyon’unun, Yanan Mücadele’sinin kaç dünyayı yakıp ele geçirdiği bilinmiyor.

Sargeras’ın hikayesi henüz bitmedi. Haftaya Kara Titan’ın geçmişinin geri kalanıyla birlikte sizlerle olacağım Görüşmek üzere!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu