Makale

World of Warcraft Tarihi – Thrall 3

Geçtiğimiz hafta devam eden Thrall’ın hikayesinin üçüncü bölümüyle karşınızdayız. Bu hafta ork lideri’nin Kalimdor’a ayak basışıyla birlikte gelişen olayları anlatacağız.

Horde’un Toplu Göçü

Kalimdor’a yolculuklarının yarısında, Thrall’ın gemileri Maelstrom’un yakınlarında hırçın bir fırtınaya yakalandı ve küçük bir adaya çıkmak zorunda kaldılar. Burada orklar, troll lideri Sen’jin’le karşılaştı. Sen’jin onlara kabilesine gece gündüz durmadan saldıran bir insan karakolundan bahsetti. Hem Horde, hem de Darkspear trollerinin güvenliğinden endişe duyan Thrall ve savaşçıları, insan karakoluna saldırdılar. Darkspear trollerinin de yardımıyla birlikte insan lideri olan büyücüyü öldürdüler, ancak sonrasında birçok murloc onlara saldırdı. Orklar ve insanlar birbiriyle uğraşırken bu balığa benzeyen yaratıklar, kendi ritüelleri için kurbanlar arıyorlardı.


Murloc’lar

Thrall yakalandı ve murloc’ların zindanına hapsedildi. Hücresini paylaştığı bir troll kafa avcısından murloc’ların ikisini birden bir deniz cadısına kurban etmeyi planladığını öğrendi. Her ne kadar murloc’lar ilginç bir şekilde gelişmiş bir ırk olsa da, Thrall’ın şamanistik yeteneklerinin farkında değillerdi ve bu yüzden savaş şefi kaçmayı, savaşçılarını kurtarmayı bildi. Ancak savaşçılardan biri Sen’jin’in hücresinde olmadığını haber etti. İlk kurban olarak o götürülmüştü. Thrall sunağa yetişmeye çalıştı ancak murloc büyücüsünün Sen’jin’i öldürmesini dehşet içerisinde izlemek zorunda kaldı. Thrall ve savaşçıları, kaçmalarını engelleyen büyü engelini koruyan üç murloc gardiyanını ve murloc büyücüsünü öldürdüler, ancak troll lideri için çok geç kalınmıştı. Ölen Sen’jin, Thrall’a gelecekten bir görüntü gösterdi: Thrall, Darkspear kabilesini başarıya götürecekti. Bunun ardından Thrall, geriye kalan troll’lere, ork’lara gösterdikleri nezaketten dolayı Horde’a katılmalarını teklif etti.

Thrall mağaradan çıktı ve Deniz Cadısı tarafından karşılandı. Sunağını ve kendisine tapınanları yok ettiği için Thrall’dan intikam almakla tehdit etti. Savaş şefini ve güçlerini deniz tarafından yutulması için lanetledi. Thrall üsse döndüğünde ise gemilerinin fırtına tarafından hasara uğradığını gördü. Ayrıca adadaki yanardağın patladığını ve adanın batmaya başladığını öğrendi. Deniz Cadısı murloc’lardan oluşan kuvvetlerini Horde’un üstüne intikam almak için salmıştı. Troll’ler tarafından yardım gören Horde, hasarlı gemilerini tamir edip batan adadan kaçmak için zaman bulabildi. Deniz Cadısı Thrall’a, bir “Kara Gelgit”in onları yutacağını ve saklanacak yerleri olmadığını söyledi.

Devamı diğer sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>

Kalimdor

Gemiler büyük hasar görmüş ve gemidekilerin çoğu ucu ucuna Kalimdor kıyılarına canlı şekilde varabilmişti. Thrall, ayrı düşmüş klanların arasında ağır ağır gezerken karşısına çıkan ork ve trolleri bir araya getirdi. Fakat Grom bulunamamıştı.

Bu yeni topraklarda birçok ilginç canlı barındırıyordu, ancak bunlardan en zalim olanları centaur’lardı. Bu zalimlikleri özellikle tauren’lere davranışlarında ortaya çıkıyordu. Thrall, tauren’e saldıran bir grup centaur’la savaşırken, ummadığı şekilde Bloodhoof kabilesinin şefi Cairne Bloodhoof’la tanıştı. Horde’un saldırgan ancak bir o kadar da onurlu davranışından etkilenen Cairne, Thrall’a yardım etmeyi teklif etti. Thrall Cairne’e, kuzeye doğru yol alan bir centaur ordusundan bahsetti. Thrall’ın güçleri Cairne’i köyüne kadar takip etti ve orada köyü centaur’lara karşı savundular.


Cairne Bloodhoof

Centaur’lar bölgeyi yönettiklerinden bu yana, Bloodhoof kabilesi yurtlarını terkedip açlıktan ölmemek için Mulgore’a yolculuk etmişlerdi. Cairne, ork’lara görevlerinde yardım edecek olan Kahin’in yerini söylemeyi kabul etti. Ancak tek bir şartla: Cairne’in konvoyunu Mulgore’a kadar koruyacaklardı. Thrall bu şartları kabul etti ve tauren’lere bu uzun yolculukta kodo’larını ve onları koruyarak yardım etti.

Cairne Thrall’a, gizemli Kahin’in Stonetalon Tepesi’nde olduğunu söyledi. Bunun ardından yabancı bir toprakta yeni bir dost elde etmenin mutluluğuyla Cairne’e teşekkür ederek dostça ayrıldılar.

Thrall, Stonetalon Tepesi’nin yamacına ulaştığında, Grom Hellscream ve Warsong klanının, Jaina Proudmoore’un komutası altındaki insanlarla savaştığını gördü ve şaşırdı. Jaina’nın güçleri, dağa çıkan yolun büyük bir bölümünü sarmıştı. Thrall, goblin’lere para verip kendilerini zeplinlerle dağın tepesine çıkarmayı düşündü. Bu şekilde insanların savunmasını aşacaklardı. Ancak Thrall gizlice yukarı çıkarken, sabırsız olan Hellscream beklenmedik bir şekilde insanlara saldırdı. Thrall Grom’un karşısına geçti, ancak Hellscream “gerçek bir savaşçı”nın sorgusuz sualsiz insanlarla savaşacağını ve savaştan gizlice kaçmayacağını söyledi.

Thrall, Grom’un sabırsız kana susamışlığının sorundan başka bir şeye yol açmayacağını belirtti, arkadaşı ve klanına Ashenvale’de kalmalarını ve kendisinin dağın tepesine çıkacağını söyledi. Grom kabul etmek zorunda kaldı.

Thrall dağın tepesine çıktı ve orada tekrar Cairne’le karşılaştı.  Cairne ona Stonetalon Dağları’ndaki wyvern’lerle ittifak kurmasını önerdi. Wyvern’ler, vahşi harpy’ler tarafından hapsedilmişlerdi. Kısa bir çatışmanın ardından harpy’ler enildi ve müteşekkir wyvern’ler Thrall’a ve Horde hizmetlerini sundular. Onların yardımıyla Thrall, tepeyi koruyan insanları yendiler ve dağa girdiler.

Thrall ve Cairne bölgeyi aradılar. Bir süre sonrasında Oracle’ın bulunduğu yeri buldular. Ancak Jaina Proudmoore’da oradaydı. Tam onunla savaşacaklarken, Kahin tarafından engellendiler. Kendisi Thrall’a göründüğ gibi Jaina’ya da göründüğünü açıkladı. Aynı zamanda Thrall’a Grom’un eskisi gibi olmadığını ve ork’larla insanların birleşmesi gerektiğini, yoksa yok olacaklarını da söyledi. Thrall, çaresizce de olsa Grom’u kurtarmak için bu teklifi kabul etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu