Makale

World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 4

İkinci bölümü “Yeni Dünya”ya geçtiğimiz World of Warcraft tarihi devam ediyor. Bu hafta Yeni Dünya’nın dördüncü ve son kısmı “Üç Çekiçler Savaşı” ve “Son Koruyucu” isimli bölümleri okuyacağız.

Önceki bölümlere buradan ulaşabilirsiniz:

World of Warcraft Tarihi – Mitler 1: Yaratılış & Titanlar ve Sargeras’ın İhaneti
World of Warcraft Tarihi – Mitler 2: Eski Tanrılar ve Azeroth’un Düzenlenmesi & Dragonflight’ların Görevlendirilmesi
World of Warcraft Tarihi – Mitler 3: Uyanan Dünya ve Sonsuzluk Kuyusu & Kadimlerin Savaşı
World of Warcraft Tarihi – Mitler 4: Dünyanın Ayrılması & Hyjal Dağı ve Illidan’ın Hediyesi
World of Warcraft Tarihi – Mitler 5: Dünya Ağacı ve Zümrüt Rüyası & Soylu Elfler’in Sürgünü & Gözcüler ve Uzun Nöbet
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 1: Quel’Thalas’ın Kuruluşu & Arathor ve Troll Savaşları
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 2: Tirisfal’in Koruyucuları & Ironforge: Cücelerin Uyanışı
World of Warcraft Tarihi – Yeni Dünya 3: 7 Krallık & Aegwynn ve Ejder Avı

Üç Çekiçler Savaşı

Aşağıdaki bölüm Warcraft: Orcs & Humans oyunundan 230 yıl önce geçmektedir. Bölüm Tirisfal Glades’deki Scarlet Monastery’de, Ironforge’daki Hall of Explorers’daki, Stormwind City’deki Dwarven District’te, Blackrock Depths’teki Domicile kısmında ve Mulgore’daki Bael’dun Kazı Alanı’nda bulunan “War of the Three Hammers” kitabından alınmıştır.

Ironforge Dağı’nın cüceleri uzun yüzyıllar boyunca barış içerisinde yaşadılar. Fakat toplumları dağ şehirlerinin sınırlarına sığmayacak kadar büyüdü. Ulu Kral Modimus Anvilmar, tüm cüceleri adalet ve bilgelikle yönetmesine rağmen cüce toplumunda üç güçlü grup yükselişe geçmişti.


Modimus Anvilmar’ın günümüzde Ironforge’da bulunan heykeli

Reis Madoran Bronzebeard tarafından yönetilen Bronzebeard klanı, Ulu Kral’la yakın ilişki içerisinde bulundu ve Ironforge Dağı’nın geleneksel koruyucuları oldular. Reis Khardros Wildhammer tarafından yönetilen Wildhammer klanı, dağın eteklerinde ve kayalıklarında yaşadı ve şehrin içinde daha fazla güç sahibi olmaya çalıştılar.  Üçüncü grup Dark Iron klanı, büyücü-reis Thaurissan tarafından yönetiliyordu. Dark Iron’lar dağın altındaki derin gölgelerde saklandılar ve kuzenleri Bronzebeard ve Wildhammer klanlarına karşı komplo kurmakla uğraştılar.


Loch Modan’ın güneybatısında kalan Krallar Vadisi’nde bulunan Madoran Bronzebeard ve Khardros Wildhammer heykelleri

Bir süre boyunca üç grup sağlam olmayan bir barış sürdürdüler, ancak asıl tansiyon, Ulu Kral Anvilmar yaşlanıp öldükten sonra yükselmeye başladı. Ironforge’un kontrolünü ele geçirmek için bu üç klan savaşa girdi. Cücelerin sivil savaşı, dünyanın altında uzun yıllar boyunca sürdü. Nihayetinde en büyük orduya sahip olan Bronzebeard klanı, Dark Iron ve Wildhammer klanlarını dağın altına hapsettiler.


Thaurissan’ın bir heykeli

Khadros ve Wildhammer savaşçıları, Dun Algaz’ın geçitlerinden geçerek kuzeye yolculuk ettiler ve Grim Batol’un uzak doruğında kendi krallıklarını kurdular. Orada kendi hazine depolarını tekrar yaptılar. Thaurissan ve Dark Iron’lar ise onlar gibi bu durumun üstesinden gelemediler. Yenilgilerinden dolayı alay edilmiş ve kinlenmiş bir şekilde, Ironforge’a karşı intikam yemini ettiler. Thaurissan, insanlarını güneye doğru götürdü ve güzel Redrigde Dağları’nın içinde kendi ismiyle anılan bir şehir kurdu. Refah ve geçen yıllar, Dark Iron’ın kuzenlerine karşı olan garezini azaltmadı. Thaurissan ve büyücü karısı Modgud, Ironforge ve Grim Batol’a karşı iki koldan saldırı başlattı. Dark Iron’lar, tüm Khaz Modan’ı kendileri için istiyorlardı.”

Devamı için diğer sayfaya geçiniz.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

“Dark Iron orduları, kuzenlerinin kalelerine saldırdılar ve neredeyse iki krallığında tümünü ele geçirdiler. Ancak Madoran Bronzebeard kendi klanını, Thaurissan’ın ordusuna karşı belirleyici bir zafere taşımayı bildi. Thaurissan ve uşakları, Grim Batol’da gerçekleşmekte olan olaylardan habersiz bir şekilde kendi şehirlerine doğru kaçtılar. Ancak orada da Modgud’un ordusu, Khardros ve Wildhammer savaşçılarına karşı koyamıyordu.


Üç Çekiçler Savaşı’ndan bir sahne

Modgud, düşman savaşçılarını karşıladığında, güçlerini onların kalplerine korku salmak için kullandı. Onun komutlarıyla gölgeler hareket etti ve karanlık şeyler, dünyanın derinliklerinden Wildhammer’ları kendi koridorlarında takip etmek için ortaya çıktılar. Nihayetinde Mogdug, geçitlerdeki engelleri aştı ve hisarın kendisini kuşattı. Wildhammer’lar çaresizce savaştılar ve Khardros’un kendisi, savaşan güruhu büyücü kraliçeyi öldürmek için yarıp geçti. Kraliçelerinin ölümüyle Dark Iron’lar, Wildhammer’ların öfkesiyle karşılaşmadan kaçtılar. Krallarının sığınaklarının bulunduğu güneye doğru kaçtılar, ancak burada da Grim Batol’a yardım için gelen Ironforge ordularıyla karşılaştılar. İki ordu arasında parçalanan Dark Iron’lardan arta kalanlar da yok edilmiş oldu.

Ironforge ve Grim Batol’un birleşen orduları, Thaurissan ve Dark Iron’ları sonsuza dek yok etmek için güneye doğru yol aldılar. Ancak Thaurissan’ın öfkesi afete benzer bir büyüyle sonuçlandığında pek de ileri gidemediler. Doğaüstü bir köleyi ortaya çıkararak zaferinden emin olmak isteyen Thaurissan, dünyanın altında uyuyan kadim güçleri çağırdı. Ancak ortaya çıkan yaratık, hayal edebileceği tüm kabuslardan daha da kötüydü.


Ateşlordu Ragnaros

Dünya henüz gençken, tüm ateş elementallerinin ölümsüz lordu, Ateşlordu Ragnaros, Titanlar tarafından sürgün edilmişti. Şimdi ise Thaurissan’ın çağrısıyla özgürlüğüne kavuşan Ragnaros, yeniden bedene gelmişti. Ragnaros’un Azeroth’a yeniden gelişi, Redrigde Dağları’nı sarstı ve tam ortasında hiddetli bir volkan yarattı. Blackrock Spire olarak bilinen volkan, kuzeyde Searing Gorge, güneyde ise Burning Steppes’le sınırlanmıştı. Ortaya çıkardığı güçler tarafından öldürülmesine rağmen Thaurissan’ın hayatta kalan kardeşleri, Ragnaros ve elementalleri tarafından köleleştirildi. Günümüzde de hala Spire’ın içinde bulunmaktadırlar.

Dehşet verici yıkıma ve güney dağlarına yayılan ateşlere tanıklık eden Kral Madoran ve Kral Khardros, ordularını durdurdular ve Ragnaros’un muhteşem öfkesiyle karşılaşmak istemedikleri için hızlıca kendi krallıklarına doğru döndüler.


Günümüzde Aerie Tepesi

Bronzebeard’lar Ironforge’a döndüler ve ihtişamlı şehirlerini yeniden inşa ettiler. Wildhammer’lar da Grim Batol’a döndüler. Ne yazık ki Modgud’un ölümü, dağ kalesinde şeytani bir leke bıraktı ve Wildhammer’lar orayı yaşanılabilir olarak görmediler. Sevgili yurtlarının kaybı nedeniyle kalpleri acıyla doluydu. Kral Bronzebeard, Wildhammer’lara Ironforge’un sınırlarında yaşayacak bir yer önerdiler. Ancak Wildhammer’lar bunu kararlı bir şekilde reddettiler. Khardros insanlarını Lordaeron topraklarına doğru kuzeye götürdü. Hinterlands’in verimli ormanlarına yerleşen Wildhammer’lar, Aerie Tepesi şehrini inşa ettiler. Burada Wildhammer’lar doğayla daha yakın oldular ve bölgedeki gryphon’larla bir bağ kurdular.”

Devamı için diğer sayfaya geçiniz.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Kuzenleriyle olan ilişkilerini ve ticaretlerini tekrar inşa etmek isteyen Ironforge cüceleri, Khaz Modan’la Lordaeron arasındaki boşluğu birleştirmek için Thandol Span adında devasa bir kemer inşa ettiler. Çift taraflı ticaretin sonucu olarak iki krallık da refaha ulaşltı. Madoran ve Khardros’un ölümlerinden sonra, oğulları babalarının onuruna ortaklaşa iki devasa heykel diktiler. Heykeller, Ragnaros’un etrafı yakıp yıkan varlığının uyanışıyla volkanik hale gelen güney topraklarına geçitte birer gardiyan görevi göreceklerdi. Heykeller, cüce krallıklarına saldıracaklara hem uyarı, hem de Dark Iron’ların suçlarının bedelinin bir hatırlatıcısı olarak görev yaptılar.

İki krallık birkaç yıl boyunca yakın durdular, ancak Wildhammer’lar, Grim Batol’de tanıklık ettikleri vahşet yüzünden çok değişmişlerdi. Aerie Peak’in altına dev bir krallık kurmak yerine, dağın eteklerinde yerin üzerinde yaşamayı seçtiler. İki cüce klanı arasındaki ideolojik farklılıklar, nihayetinde yollarını ayırmalarına yol açacaktı.”

Son Koruyucu

Aşağıdaki bölüm, Warcraft: Orcs & Humans oyunundan 45 sene önce geçmektedir. Bölüm, Thelsamar’daki Loch Modan’da, Westfall’da bulunan Sentinel Hill’de ve Karazhan’daki The Guardian’s Library’de bulunan “The Last Guardian” kitabında yer almaktadır.

“Koruyucu Aegwynn, yıllar içersinde daha da güçlenmiş ve Tirisfal’in enerjilerini, kendi yaşamını uzatmak için kullanmıştı. Aptalca bir şekilde Sargeras’ı yendiğine inanarak, dünyayı iblis kralın hizmetkârlarından neredeyse 900 sene boyunca korumaya devam etti. Fakat Tirisfal Konseyi nihayet onun vekilliğinin sona ermesi gerektiğine karar vermişti. Konsey Koruyucu unvanına sahip olacak yeni birini seçmek için Aegwynn’in Dalaran’a dönmesini emretti. Ancak Konsey’e hiçbir zaman güvenmeyen Aegwynn, kendi varisini kendisi seçmeye karar verdi.


Aegwynn

Gururlu Aegwynn, güçlerini aktaracağı bir çocuğu doğurmaya karar verdi. Tirisfal Düzeni’nin kendisini manipüle etmeye çalıştığı gibi, varisini de manipüle etmeye çalışmasına izin vermeyecekti. Güneydeki ulus Stormwind’e yolculuk eden Aegwynn, burada oğluna babalık yapacak mükemmel erkeği buldu: Nielas Aran adıyla bilinen yetenekli bir büyücü insan. Aran mahkeme büyücüsü ve Stormwind’in kralının danışmanıydı. Aegwynn, büyücüyü baştan çıkardı ve bir oğlana gebe oldu. Nielas’ın büyüyle olan doğal ilişkisi, doğmamış çocuğun derinliklerine işleyecek ve çocuğun sonradan atacağı trajik adımları belirleyecekti. Tirisfal’in gücü de çocuğun içine yerleşmişti, ancak fiziksel yetişkinliğe erişene dek uyanmayacaktı.


Nielas Aran

Zaman geçti ve Aegwynn oğlunu, gözden uzak bir ağaçlıkta doğurdu. Oğluna soylu elf dilinde “sır tutucu” anlamına gelen Medivh adını veren Aegwynn, oğlunun büyüyünce sıradaki Koruyucu olacağına inandı. Ne yazık ki Sargeras’ın Aegwynn’in içinde yaşayan kötü huylu ruhu, savunmasız çocuğu daha anne karnındayken ele geçirmişti. Aegwynn, dünyanın en yeni Koruyucusu’nun çoktan en büyük düşmanı tarafından ele geçirildiğini bilmiyordu.

Bebeğin sağlıklı olduğundan emin olan Aegwynn, genç Medivh’i ölümlü babası ve onun halkı tarafından büyütülmesi için Stormwind’e getirdi. Ardından ormanlıkta kayboldu ve hayatının sonrasında onu ne bekliyorsa onu beklemeye başladı. Medivh büyüdü ve güçlü bir çocuk oldu. Ancak Tirisfal doğumlu bu çocuk, içerisindeki potansiyel gücün farkında değildi.

Sargeras, genç Medivh’in gücü kendini buluncaya kadar bekledi. Medivh gençlik yıllarına geldiğinde Stormwind’de büyü yeteneğiyle ünlenmişti. Sık sık iki arkadaşıyla maceralı yolculuklara çıkarlardı. Stormwind’in prensi Llane ve Arathi kanının son üyelerinden Anduin Lothar. Üç çocuk sık sık krallık çevresinde haylazlık yapıyor, ancak çoğu vatandaş tarafından seviliyorlardı.

Medivh 14 yaşına geldiğinde, içerisindeki kozmik güç uyandı ve Sargeras’ın yayılan ruhuyla karşılaştı. Medivh yıllarca süren bir komaya girdi. Komadan uyandığında ise yetişkinliğe ulaştığını ve çocukluk arkadaşları Llane ve Anduin’in Stormwind’in yönetiminde olduğunu farketti. Yeni farkettiği muhteşem güçlerini “ev” dediği toprakları korumak istiyor olsa da, Sargeras’ın karanlık ruhu onun fikirlerini ve duygularını sinsice değiştiriyordu.


Medivh

Sargeras, Medivh’in kararan kalbinde eğlenirken, dünyanın ikinci istilası için hazırladığı planların neredeyse hazır olduğunu ve dünyanın son Koruyucu’sunun bu planları gerçeğe dönüştüreceğini biliyordu.”

Böylelikle World of Warcraft Tarihi’nin “Yeni Dünya” kısmının da sonuna geliyoruz. Haftaya daha önce işlediğimiz Mitler ve Yeni Dünya kısımlarından sonra üçüncü kısım olan “Draenor’un Kör Talihi” isimli kısma geçeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu