Worms Forts: Under Siege
Dünya ikiye ayrılacak: Worms’un üç boyutlu haline alışanlar ve buna alışacak
olanlar. İddialı bir cümle olabilir. Ancak worms severler için durum böyle.
Hatta bazılarına göre malesef böyle. Üç boyuta geçiş denemesini ilk kez bir
önceki oyun Worms3D’de deneyen yapımcı firma Team17, 2D’ye geri dönüş yapmak
yerine, yeni başlattığı akımda ilermeye devam ediyor. Günümüz ilerleyen
teknolojisi iki boyut grafiklerini deyim yerindeyse katledip, tüm sistemleri
çizim yerine render ve animasyon tekniklerine zorunlu olarak bıraktı. Commodore,
Amiga, Neo-Geo gibi sistemlere alışık olan oyuncular ise geçiş döneminde oldukça
bocaladı. Çoğu bol efektli, görsellik ağırlıklı sistem canavarı yeni oyunlar
oynamak yerine eski tüfeklerini cilalamayı tercih ediyordu. Örneğin bir çok
arkadaşım Fifa oynamak yerine Sensible’ı tercih ederken, bazıları da Doom
oynamak yerine yine eskilerden Chaos Engine’i onların da hatırlayamadığı bir
sayıda bitirmeyi yeğliyordu.
Durumların bazılarımız için bu denli hassas olduğu 3D’ye geçiş döneminde -ki
artık geçiş tamamlandı ve 2D nostaljiden ibaret oldu- başa gelebilecek en kötü
durum sevilen eski bir yapımın genetik bir canavar gibi her özelliğinin değişip
adeta tekrardan hortlamasıdır. Kısaca, sevdiğiniz, zamanınızı geçirdiğiniz ve
göz bebeğiniz bir oyun, eleştirdiğiniz, beğenmediğiniz ve bayağı gördüğünüz
tarafa sizin gözünüzde “teslim” olmuştur. Dövüş oyunlarının medarı iftarı Street
Fighter, Tekken tarzı üç boyuta geçtiğinde oyunun fanları tarafından terk
edilmişti. Aynı şekilde Warcraft’ın özellikle ikincisine hayran olanlar
geliştirilmiş WarcraftIII’e biraz mesafeli yaklaşmışlardı.
Alışılması Zaman Alan Devrimler
Eski oyunların gölgesinde kalan yeni sürümleri, ister istemez kullanıcılarda
olumsuz bir önyargıya neden oldu. Artık bir devam oyunu veya yenilenmiş bir oyun
adı duyduğunuzda tüyleriniz ürperir ve bünyeniz kabul etmez hale gelmişti. Bu
önyargıyı aşıp biraz daha geniş açıdan incelediğimizde bazı yapımların da
başarılarını gözardı etmemek gerekir. Örneğin Prince of Persia: Sands of Time,
her ne kadar bazılarının eleştirilerine maruz kalsa da oyunun platform ve puzzle
harmanlaması ve yüksek oynanabilirlik özellikleri yeni standartları
belirliyordu. Sonuç olarak unutmamak gerekir; yenilikler ilk başta her zaman zor
kabul edilir.
Oyun Adı | Sistem | Yayıncı | Tarih |
Worms |
Amiga |
Ocean |
1995 |
Worms |
PC |
|
1996 |
|
Amiga |
Team |
1996 |
Worms |
PC |
|
1997 |
Worms |
PC |
|
1999 |
Worms |
PC |
Team |
2001 |
Worms |
PC |
Team |
2002 |
Worms |
|
Team |
2003 |
Zorlukları öngören Team 17 firması, riskleri almayı seven bir firma. Amiga
döneminin sevilen üstten oynanışlı Alien Breed serisini radikal bir şekilde
3D’ye çevirdiklerinde hem başarılı olmakla kalmadı hem de Amiga döneminin en iyi
FPS’lerinden birine imza atmış oldular. Şimdi Worms’a büyük bir yenilik katmaya
çalışıyorlar. Önce 3D yapılan oyun bu yıl ise bambaşka bir özellikle yeniden
hazırlanmış. Bu özellik daha önce hiçbir kurtçuğun yapmayı aklına bile
getirmeyeceği bina yapımı.
Önce oyunun genel kurgusundan bahsedelim. Aynen Civilization veya Age of
Empires’ta olduğu gibi eski çağlarda başlıyoruz. Hatta Mısır ve Piramit
ağırlıklı dönem ilk basağımız. Çeşitli görevler içerisinde ilerledikçe zaman da
geçiyor. İleri bölümlerde ise Roma ve Japon uygarlıklarını seçebileceğiz.
Elbette teknoloji de ilerleyecek. Yıkım gücü daha yüksek silahlara sahip
olabileceğiz. Önceki oyunlarda olmayan bir kaç yeni silahtan bahsedelim. Artık
antik dönemlerinde hava saldırılarımızı akbabalara yüklü bombalarla yaparken,
mancınık kullanıp, gergedan veya bir iki tonluk minik!! bir serçeyi
düşmanlarımıza gönderebileceğiz. Alevli oklar veya lazer de bulacağımız silahlar
içinde. Tarihe gönderme yapan silahların içinde “Truva Eşeği” ise kendine has
özellikler içeriyor. İçine adam yükleyip rakibimize hediye olarak gönderemiyor
olsak bile en azından konacağı yeri belirleyip eşeğimizi indiriyor ve patlaması
için bekliyoruz. Etrafındaki kurtçuklara çok zarar veren bu silahın ne zaman
patlayacağı ise muamma. O yüzden oradan geçerken dikkatli olmak gerek.
Bu ve benzeri diğer silahlar her zaman olduğu gibi inanılmaz komik ve bazen
başınıza beklenmedik çoraplar örebilir.
Üssünüzü Kurun!!
Sonunda oyunun en büyük yeniliğine bina yapma yerine gelelim. Binalarınızı inşa
edebilmek için üstünde küre olan dikitlere ihtiyacınız var. Başlangıç noktanız
ve bu küre arasına gelerek mouse’un sağ tuşuna basıyor ve inşa edeceğiniz binayı
seçiyorsunuz. Bu binalar içinde kuleler, kaleler, silah fabrikaları ve
hastaneler mevcut. Bir birine temas ederek ilerleyen bina yapımlarında bir kaç
turn sonra Çin Setti tarzında binalara sahip oluyorsunuz. Binaların ön büyük
özelliği size silah ve koruma imkanı sağlamaları. Silah derken artık tek kişi
olarak en fazla yumruk ve bazuka gibi hafif silahları taşıyabiliyor olmamız.
Ağır silahlar ise kurduğunuz kule ve kalelere göre değişiyor. Özellikle Castle
ve Citadel kurabilirsineniz çok güçlü silahları ateşleyebilirsiniz. Bazen
yolunuza devam etmek için rakip binaları ele geçirmeniz gerekmekte. Bunun için
özellikle ağır silahlarınızla rakiplere saldırıp tamamen yıkıldıktan sonra
yerine yenisini yaparak o bölgeyi de ele geçirebiliyorsunuz. Bölgede sıkışıp
haritasını genişletmek isteyen veya bir kazaya kurban gitmemek şu öneriyi lütfen
dikkate alınız. Birbirine bağlı olarak kurduğunuz binalardan herhangi biri
çökerse ona bağlı olan diğer tüm yapılar da yerle bir olacaktır. Dolayısıyla
aklınız bazuka ile ava çıkarken aynı zamanda da binalarınızın enerjilerini
kontrol etmek ve onları onarmak. Özellikle bilgisayarın gözüne kestirdiği açık
bir hedefe her turn’de ne pahasına olursa olsun saldıracağını hesaba katın.
Tabii tüm bu bina yapımı, rakip binayı yok etme yerine sizin geçmeniz gibi
işlemler bir bölümü birkaç saat kadar uzatıyor ve arada save edemediğinizi
düşünürseniz durum çok keyifli olmuyor.
Ağzıyla Kuş Tutan Kurtçuklar
Kurtçuklarımızın harektlerinde biraz değişme yaşanmış. Artık çok daha yükseğe
zıplayabileceğiz. Bunun için gitmek istediğiniz yöne basılı tutarak space tuşuna
(zıplama tuşu artık space) iki kere dokunmanız gerek. Tabii bir de sık sık
kullandığımız geriye zıplama var. Onun için de zıplamak istediğiniz yöne
sırtınızı verip sadece space tuşuna iki kere basmanız gerek. Önceki oyuna göre
daha fazla zıpladığımızı fark edeceksiniz. Ancak bir de kombomuz mevcut.
Havadayken yine space tuşuna iki kere art arda basınca havada bir takla daha
atacak ve daha yükseğe çıkacaksınız. İneceğiniz yeri de iyi heaplamanız
gerekmekte. Yine de eski oyuna göre daha yükseğe çıkabildiğimiz için
düşebileceğimiz mesafelerde uzuyor. Dolayısıyla kendinizi aşağıya biraz daha
yüksekten bırakabilirsiniz.
Grafiklere geldiğimizde karşımızda Worms3d’nin biraz geliştirilmiş motoru
olduğunu görüyoruz. Her ne kadar devrimsel yenilikler olmasa da oyun içi
haritaların oldukça büyüdüğünü söylemek gerek. Çağlara göre binaların ve
kurtçukların modellemeleri karakteristik değişimler gösteriyor. Oyunda
kullanılan renkler, haritalardaki espiriler hepsi çok güzel. Ancak dudağınızı
bükmenize neden olacak bir olay, oyunda kurulan binalar dışında kalan yerlerin
silahlarınızdan dolayı hasara uğramaması. Yıllardır alıştığımız solucanların
bölgelerini yıkıma uğratmak gibi bir özellikten mahrum kalıyoruz.
Son yargıya gelecek olursak, bir yıl önce çıkan Worms3d incelemesinde 90 puan
verdiğimi görüyorum. Bunun nedeni 3d ile oyunun çok iyi örtüşmesi ve yüksek
eğlenceli özelliklerdi. Bu sefer durumun biraz farklı olduğunu söylemek
zorundayım. Artık uzun görevler içinde biraz sıkılmaya başladığımı fark ettim.
Worms’un en keyifli yanlarından biri olan yakın dövüşün önemini yitirdiğini ve
sürekli olarak bina yapım ve korumanın ağırlıklı olması keyfimi biraz kaçırdı.
Tüm bunlar Worms’a onun ihtiyacı olmayan ciddilik katarak oyunun amacını biraz
saptırmışa benziyor. Ancak Worms fanatiklerinin sayısında bir azalma olacağını
düşünüyorum. Belki de alışmak gerek…