Oyun İncelemeleri

X-Men Legends II: Rise of Apocalypse

Çocukluğunu Marvel çizgi romanları ile geçirmiş biri olarak en sevdiğim
hikâye hep X-Men olmuştur. Neden olmasın? Diğer tüm hikâyelerde bir ya da birkaç
özel güçlere sahip kahraman olur ve tüm suçları, tüm problemleri o aşar. Oysaki
X-Men, içinde iyi ve kötü onlarca, hatta yüzlerce özel kahraman içerir. Temelde
hep aynı kahramanlara odaklansa da düzinelerce hikâyenin bir araya gelip
oluşturamayacağı kadar kahraman barındırır içinde.

Çizgi romanların film olma eğilimine girdiği yıllarda yine en çok merak ettiğim
hikâye olan X-Men’in her iki filmini de çok büyük iştahla izlemiş, büyük keyif
almıştım. X-Men’in oyun versiyonları konusunda ise nedense hep hayal kırıklığı
yaşamıştım. Ezelden beri çok kahramanlı hikâyelere “Kahramanları Dövüştürmece”
oyunları yapan yapımcılara çok ver yansın etmişimdir.

Nihayet X-Men adına yaraşır bir oyun

Orijinal hikâyesinde bile hep takım bazlı ilerleyen senaryoya gerçek anlamda
ayak uydurabilen ilk X-Men oyunu geçtiğimiz senin sonbaharında geldi. Sadece
konsollara çıkartılan X-Men: Legends tarifi yerinde ise X-Men efsanesi yakışan
bir oyundu. Yıllarca oynadığım, adına hiç yakışmayan X-Men oyunlarından sonra
böyle bir yapımla karşılaşmak beni çok memnun etmişti. Çizgi film grafikleri bol
hareketli ve takım bazlı oyun yapısı ile gerçekten sağlam bir oynanabilirlik
sunmuştu.

Geçtiğimiz senenin sonlarına doğru çıkan X-Men: Legends’in devamı niteliğindeki
X-Men: Legends II: Rise of Apocalypse duyurulduğunda konsolunu satmış biri
olarak büyük üzüntüye kapılmıştım. Neyse ki Activision, oyunu PC için de
çıkaracağını duyurdu ve yüreğime su serpti. Tarihler tıpkı geçen sene gibi eylül
ayının sonlarını gösterdiğinde Raven Software tarafından hazırlanan X-Men
Legends: Rise of Apocalypse raflarda yerini aldı.

Gizemli macera başlıyor

3 CD’den oluşan X-Men Legends: Rise of Apocalypse kurulumun ardından güzel bir
video ile karşılıyor bizleri. Magneto ve yanındaki iki koruması Mystique ile
Sabertooth ortalığın tozunu kaldırarak ilerliyorlar. Karşılarında ne demir
kapılar ne de kurşun yağdıran askerler dayanıyor. Son kapıya geldiklerinde ise
tanıdık yüzler ile karşılaşıyoruz: Wolverine, Cyclops ve Storm… Tam yaygara
kopacak diye düşünürken birbirlerinin düşmanı olan bu iki grubun bu sefer tek
amaç uğruna ilerlediklerini görüyoruz. X-Men serilerinde ara sıra görmeye
alıştığımız bu “düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığı üzerine kurulu geçici
dostlukları bilsek de her an tetikte durmayı yeğliyoruz. Sonunda Profesör
Xavier’ın tutsak olduğu odaya ulaşılıyor ve video’nun ana fikrini öğrenmiş
oluyoruz. Profesör’ü güvenli bir yere aldıktan sonra iş, bu aşırı güvenlikli
binadan çıkmaya kalıyor ve artık kontrolü ele geçirme vaktimizin geldiğini
anlıyoruz.

Kontrolü ele alalım

Kontrol bize geçtiğinde dört kahramanımız emirlerimizi bekliyor: Magneto,
Cyclops, Wolverine ve Storm. Oyun boyunca sürekli 4 karakter ile ilerleme
hakkımız var ve bu karakterlerden mutlaka birini kontrol edebiliyoruz. Diğer üç
kişi bizi takip ediyorlar. Eğer savaşmamız gerekirse onlar da kendi yapay zekâ
sistemlerine göre bize yardım ediyorlar.

Asıl olarak konsola adapte edilmiş bir oyunun PC’de oynanması her zaman sorun
olmuştur. Oysaki X-Men Legends II: Rise of Apocalypse’de son derece rahat bir
kontrol sistemi var. Ekrandaki 4 karakterimizden hangi birine geçiş yapacağımızı
klavyedeki yön tuşları ile, karakter hareketlerini ise W, A, S, D tuşları ya da
mouse tıklaması ile yapabiliyoruz. Hangisi rahatınıza giderse. Nümerik tuşlar
ile vuruşları gerçekleştiriyor, özel güçlerimizi kullanmak için 5’e basılı
tutarken diğer tuşa basıyoruz. Kolayca öğrenebilinen, çok rahat bir kontrol
sistemi var oyunun. Kısa sürede adapte olmak mümkün.X-Men: Legends’i oynamayanlar ve işin mantığını bilmeyenler için hemen
açıklayalım. Oyunumuz sürekli karşımıza çıkan düşmanları öldürmek üzerine kurulu
aksiyon ve RPG karışımı. Çok seri biçimde ve dövüşümüzü kombolarla süsleyerek
öldürdüğümüz düşmanlardan düzenli olarak deneyim puanları topluyoruz. Ölen
düşmanlar ise gerilerinde bol bol eşya, materyal ve benzeri şeyler bırakıyorlar.
Topladığımız her eşya veya materyalin ardından karakter panellerine girip ayar
yapmak istemiyorsak bilgisayara her şeyi otomatik olarak yapmasını
söyleyebiliyoruz. Böylece aksiyon dolu maceramız içinde vakit kaybetmeden tüm
kıyafetleri en verimli kullanacak olan kahramana otomatik olarak dağıtılıyor.
Kıyafetlerin otomatik olarak giyilmesi gibi level atlamamız durumunda verilecek
kabiliyet puanlarını da bilgisayara otomatik verdirebiliyoruz.

Topladığımız eşyalar sadece düşmanlardan değil çevredeki cisimlerin içlerinden
de çıkabiliyor. Oyunumuzda gördüğümüz hemen her obje kırılabilir durumda ve yine
hemen hepsinde mutlaka bir şeyler çıkıyor. Elbette ilerleyen bölümlerde kimi
sandıklar patlayıcı dolu olabiliyor ve fazla merak başımıza iş açabiliyor.

Grubumuzu bulmacalara göre kurmalıyız

Sürekli karşımıza çıkanı öldürmemiz gerekse de zaman zaman karşımıza aşmamız
gereken bulmacalar çıkıyor. İşte bu durumlarda 4 kişilik grubumuzun içindeki
elemanları iyi seçmemiz gerekiyor. Söz gelimi ulaşılamayacak kadar uzakta bir
yere gitmemiz ve oraya elektromanyetik bir köprü yapmamız gerekiyorsa Jean
Grey’in veya yolumuzun üzerinde yanmakta olan ve geçit vermeyen bir yığın varsa
Iceman’in aramızda olması gerekmekte. Bu tip durumlar grup değişimi için en
yakın save noktasına gitmemiz yeterli.

Seçebileceğimiz karakter sayısı ise oldukça fazla. Toplamda 16 karakteri
seçebiliyor olsak da oyunun başında hepsi aktif değil. Eğer X-Men dünyasına
uzaksanız ve hangi karakterin hangi güçlere sahip olduğundan bihaberseniz, oyun
size gerekli bilgileri sürekli veriyor. Hatta karşınıza çıkan mini bulmacaların
da çözümleri için sürekli ipuçları sunuluyor.

Genellikle grubun bir üyesi üzerine yoğunlaşacağınız için diğer karakterlerin
siz savaşırken nasıl davranacağını karakter ayarları bölümünden
düzenleyebiliyorsunuz. Agresiflik derecelerini ve özel güç kullanma sıklıklarını
belirterek yanınızdakilerin savaş stillerini ayarlayabiliyor, istersen ön
safhalarda savaşmalarını istersek de grup üyelerini iyileştirmelerini
sağlayabiliyoruz.

Üç boyutlu dünyada çizgi grafikler

X-Men Legends II: Rise of Apocalypse grafiksel anlamda vasatın üzerinde bir
görüntü çiziyor. Genel grafik yapısı günümüz oyunları ile kıyaslanacak kadar iyi
değil. Kamera açısının da hiçbir zaman en iyi noktada olmadığını belirtmek
gerek. Bol renkli efektler ile sıklıkla karşılaşıyoruz. Karakter modellemeleri
oldukça detaysız olmasına rağmen çizgi film yapısı taşıdığından affedilebilir.
Animasyonlar ise görselliğin en iyi not alan yönü. Çevre birimlerin zarar
görmesi, bazı duvarların yıkılabiliyor olması ve yürürken aniden yerin çökmesi
gibi durumlar grafiksel artıları oluşturuyor. Ara videolar ise gerçekten çok
başarılı.

Ses ve müzik konusunda da tıpkı grafikler gibi vasatın biraz üzerinde. Orkestral
müzikler güzel bir atmosfer oluşturuyor ve Patrick Steward Profesör Xavier’ı çok
iyi seslendirmiş olsa da geriye kalan ses efektleri yeterince başarılı değiller.
Sürekli dövüş halinde olmaktan ve sürekli bir şeyleri kırıp dökmekten aynı
sesleri defalarca kez duymak zorunda kalıyoruz. Bu da bir süre sonra sıkıntı
vermeye başlıyor.

X-Men Legends II: Rise of Apocalypse’de toplanacak binlerce obje, açılacak
yüzlerce resim ve artwork var. Haritaların pek çok noktasında gizli olan
bonuslar sayesinde ana menüde bulunan review seçeneğini aktif hale
getirebiliyor, sayısı 100’ü bulan bonus materyalleri açabiliyoruz.

Sonuç olarak X-Men Legends II: Rise of Apocalypse, X-Men efsanesinin sürmesini
sağlıyor. Hiç düşmeyen temposuyla, bol kahraman seçeneğiyle ve kolay
kullanılabilir oluşuyla sadece benim gibi X-Men hayranlarının değil, tüm aksiyon
RPG karışımı oyun severlerin ilgilenmesi gereken bir yapım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu