X-Men Origins: Wolverine
Hollywood sineması, çizgi roman dünyasındaki süper kahramanları birer birer tüketirken, oyun dünyası da boş durmuyor. X-Men Origins: Wolverine (Wolverine’in geçmişi anlatılıyor) ve X-Men Origins: Magneto filmleri için çalışmalar süredursun, oyun yapımcıları Wolverine’i portföylerine katmak için bilgisayarlarla dolu ofislerinde sabahlıyor…
2009’un Mayıs ayında beyaz perdede boy gösterecek olan Wolverine, Raven Software’in ellerinde oyun dünyasıyla da buluşacak. Yapımda, tahmin edeceğiniz üzere X-Men’in agresif ve bilinmezleri en çok olan kahramanı Wolverine’i kontrol edeceğiz. Projenin başındaki isim Dan Vondrak, X-Men Origins: Wolverine için çalışmalarının ilk adımını şu şekilde anlatıyor: “10 kişi bir odada toplandık ve klasik dövüş sistemini nasıl daha eğlenceli hale getirebiliriz diye kafa patlattık ve o odadan çıkmak istemedik.”
Raven’ın çalışanları, oyunda karşılaşılanların tamamen filmdekilerle sınırlı olmasından yana değil. Bu yüzden yapıma yeni bölgeler ve yeni boss’lar da ekliyorlar. Tabii öykü filmdekiyle aynı olacak fakat birçok sürprizi de içerisinde barındıracak. Yani hiç umulmadık bir anda, korkunç bir düşman ile karşılaşmak olası…
Agresif kahraman
Wolverine ile oynadığımız son solo görevi, X2: Wolverine’s Revenge’da tamamlamıştık. Ninja Gaiden’ı çağrıştıran temposu oldukça hızlıydı. Bu hız da, yapımın atağa yönelik oynanışından geliyordu. X-Men Origins’in üzerinde durduğu noktalar, X2’nin temposunu aratmayacak cinsten; hafif saldırı, ağır saldırı ve oyuncuların “kapma” diye tabir ettiği, düşmanı tutup fırlatma hareketi. Birer tuşla yapabileceğimiz bu hareketleri zıplama ile kombine ettiğimizde farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. Wolverine’in atletik kabiliyetleri sayesinde, insanların denemeye bile cüret edemeyeceği şeyleri gerçekleştirmek mümkün. Farz edin ki ileride dev bir Sentinel var. Ona ulaşmak için önce helikoptere zıplayıp, oradan kuleye, oradan da robotun üzerine atlayabilirsiniz…
“God of War’dan oldukça etkilendik. Ayrıca Devil May Cry ve Super Smash Bros.’tan da etkilendik” diyor Vondrak, X-Men Origins’i geliştirirken. Şöyle devam ediyor: “Bizim oyunumuzda güzel olan sade oynanışı olacak. Karakterin hareketleri gayet basitçe gerçekleştirilebilecek. İnsanlar bu tarz oyunları seviyor, bu yüzden de Origins’i sevecekler”. Wolverine gerçekten de bir hayli hareketli ve siz vurma tuşuna bastıkça o, önünde, arkasında ve yanında kim varsa hepsine pençelerini geçirecek. Birçok vuruş stili olan Wolverine, düşmanlarının konumuna göre farklı hareketler yapabilecek. “İnsanlar Wolverine ile oynadıktan sonra, diğer aksiyon oyunlarının ne kadar yavaş olduğunu düşünecek” diyor Vondrak ve ekliyor “Geçmişe döndük ve kalburüstü aksiyon oyunlarını oynadık. Hepsini de sevdik fakat hız açısından yeterli değillerdi.”X-Men Origins, Wolverine’in çocuksu tarafından çok, onun iç dünyasındaki karanlık köşelere odaklanan bir yapım. Özellikle ara sinematiklerde Wolverine’in ne kadar acımasız ve vahşi olduğunu göreceğiz. Oyun içerisinde de gözünü kırpmadan düşmanlarını parçalarına ayıran Wolverine, ilk etapta askerlerin silahlarını ya da bıçaklarını alıp onlara karşı kullanabiliyor. Veyahut isterse üzerinde zırh olmayan uzuvları pençeleri sayesinde bedenden ayırabiliyor.
İyileşen yaralar
Belki de Wolverine’in hiçbir şeyi umursamaksızın saldırgan kimliğinin arkasında yatan yegane etmen, kendini iyileştirebilme yeteneğidir. Zira bedeniyle buluşan kurşunların kısa sürede vücudunu terk etmesi, bıçak yaralarının hızlı bir biçimde ortadan kaybolması gibi özellikler, normal bir insan için ölümcül olabilecek vakaların üzerine gözünü kırpmadan gitmesini sağlıyor olabilir. Bu kusursuz ölüm makinesinin iyileşme özelliği X-Men Origins: Wolverine’de de mevcut. Aldığımız yaralar vakit geçtikçe kapanmaya başlayacak. Ayrıca kapışmalardan sonra Wolverine’in elbisesinin yırtılacağını ve vücudunda kanamalar başlayacağını göreceğiz…
Tabii aklınızda Wolverine’in yok edilemez olduğu düşüncesi oluşmasın, zira sağlık barınız yeniden dolarken hâlâ isabet almaya devam ediyorsanız, Wolverine için kötü son yakın demektir. Konuyla ilgili Vondrak, “Biz tüm alternatifleri denedik. Ölümsüz bir kahramanı yönetmeyi veya ölen ama yeniden dirileni, hatta öldükten sonra yakalanıp, dirildiğinde bulunduğu yerden kaçmaya çalışanı…” diyor ve duruma göre en mantıklısını kullanacaklarını belirtiyor.
Vahşi hisler
Birçok oyuncu Wolverine’i kumanda ederken, filmlerde gördüğü hareketleri tekrarlamak, enteresan vuruşlar yapmak, 6-7 kişiyi bir defada yerle yeksan etmek ister… Bunun için sağlam bir combo sistemi gerekiyor. Raven’ın ekibi de bu talebe karşılık vermek için X-Men Origins’in ofisinde çalışıyor. Büyük combolar yapmak için yüksek deneyim ve skill puanına gerek duyulacağını belirten yapımcılar, bu sayede oyunda bir tür level atlama sisteminin de olacağını müjdeliyor. Üst seviyeye yükseldikçe, hem sağlık barımızda, hem de pençelerimizin verdiği hasarda artış olacak. Birkaç pençe merkezli bitirici vuruştan sonra çevredeki objelerin de dağılacağını söylemek yersiz olmaz. Bir düşmanı tutup fırlattığınızda, karakterlerin çevreyle olan etkileşimi dikkat çekecek. Sadece kırıp döken, fırlatıp atan Wolverine değil tabii ki, düşmanlar da ellerine geçirdikleri objeleri bize gönderebilecek. Bu anlarda Wolverine’in keskin pençeleri kalkan görevi görecek.Bir kalkan hayat kurtarabilir, pençeler can almayı kolaylaştırabilir fakat bir kahramanda olması gereken en önemli özelliklerden biri de normal insanlarda olmayan hislerdir. Tehlikenin nereden geleceğini hissetmek, Örümcek-Adam’ın defalarca hayatını kurtarmıştır. Saldırgan kahramanımız Wolverine’in de “Feral Sense” adı verilen, vahşi hisleri var. Bu sayede gizlenen düşmanların yerini kolaylıkla tespit edebiliyor.
Sentinel belası
Bilindiği üzere X-Men’lerin en baş belası düşmanları Sentinel’lerdir (Mutant avlamak için geliştirilen ve seri üretime geçtikten sonra X-Men ekibi için kabusa dönüşen robotlar). Wolverine bu macerasında, tesadüf eseri girdiği bir tesiste ilk Sentinel prototipi ile karşılaşıyor. Bu büyük boss’un Wolverine’i kardeşlik ile selamlayacağını sanmayın, aksine bu karşılaşmayla beraber sıkı bir dövüş başlayacak! Wolverine, vahşi hisleri sayesinde Sentinel’in zayıf tarafı olan elektrik panellerini tespit ediyor. O noktaya etkili bir saldırı yapıldığı takdirde, Sentinel sendeliyor. Bu sayede Wolverine onun üzerine tırmanıyor ve iç aksamını elden geçirmek için açık olan kapaktan içeriye atlıyor. Eğer orada dokunmamanız gereken bir şeye dokunursanız, makineler sizi dışarıya fırlatıyor ve Sentinel ile yeniden yüz yüze geliyorsunuz. Bu aşamada robottan dumanlar yükseliyor, çevreyi kaplayan bu duman tabakasının arasında Feral Sense’i yeniden aktif edip, Sentinel’in zayıf karnını tespit ettikten sonra saldırıya geçiyorsunuz… Biraz sonra ekrana bir ara video giriyor ve Sentinel kanyona benzer bir yerde çevreye bakarken görünüyor. Karizmatik kahramanımız Wolverine birden ortaya çıkıp robotun üzerine atlıyor ve pençeleriyle Sentinel’in kafasına ölümcül darbeyi indiriyor. Video bu kadarla da kalmıyor. Yere yığılan robotun üzerine çıkıp duran Wolverine, hızlıca kendini iyileştirip, hiçbir şey olmamış gibi oradan uzaklaşıyor…
Bir başka bölümde Alkali Gölü’nden (Bu gölü X2 filminde görmüştük) çıkmaya çalışıyoruz. Kamyon ile kaçarken, yol boyunca dev dalgaların ve birkaç düşmanın saldırısına uğruyoruz. Burada ara videoları izlerken, Raven kontrolü aniden bize veriyor ve aksiyon başlıyor… Yapımcılar birbirinden farklı ve heyecan verici bölümler tasarlamış, tabii aynı adlı filmin kurgusunun çok da dışına taşmadan. Mesela Angola’nın ormanlarında Agent Zero ile kovalamaca oynayacağımız bir bölüm var. Burada Weapon X adı verilen tesisten kaçmaya çalışıyoruz. Tüm bu aksiyonun içerisinde ilerlerken, oyuncuların çokça şikayet ettiği kamera problemlerine yakalanmamamızın sebebi, kullanılan sinematik kamera açılarıyla açıklanabilir. Zira Raven, en etkili oynanışı ve görselleri yakalayabilmek için kamera açılarının üzerinde özenle durmuş. Kötü bir açıya denk geldiğinizde kamera ya sizi takip edip yaklaşıyor ya da dönüyor.
Mutant olmak kader mi?
Oyunda, X-Men filmlerinde Wolverine’i canlandıran Hugh Jackman’ın modellemesini göreceğiz. Jackman’ı son derece detaylı modelleyen Raven çalışanları, çevreye de bir hayli özen gösteriyor. X-Men Origins: Wolverine’in son yıllarda satışa sunulan film oyunlarından çok daha detaylı olduğu, ekran görüntülerinde bile kendini belli ediyor. Filmle eş senaryoya sahip olan yapımın seslendirmelerinde de Hugh Jackman’dan faydalanılmış. Genel olarak bakıldığında X-Men Origins, çizgi roman tarzı karikatürize bir X-Men oyunundan çok, filmdeki ciddi havayı solumamıza yol açacak bir yapım gibi gözüküyor. Henüz bir çıkış tarihi belirtilmese de, muhtemelen film ile aynı dönemde satışa sunulacak olan X-Men Origins: Wolverine, umuyorum ki film oyunlarının makus talihini değiştirir.
Pençelerin ardındaki isim
Hugh Jackman
X-Men’in belki de en karizmatik karakteri Wolverine’i canlandıran Hugh Jackman, oyunculuk kariyerine dizilerle başlayan bir aktör. 2000 yılında X-Men’de rol aldıktan sonra dizilerde hiçbir uzun soluklu rolü kabul etmeyen Jackman, 2003’te ikinci kez Wolverine’i canlandırdıktan sonra, 2004’te Van Helsing rolüyle karşımıza çıktı. 2006’da X-Men: The Last Stand ile iyice akıllara kazanan aktörün aynı yıl vizyona giren The Prestige filmi, dünya çapında büyük beğeni topladı. Şimdilerde dördüncü kez Wolverine olarak karşımıza çıkmaya hazırlanan başarılı aktör, Drive ve If You Could See Me Now isimli iki filmde daha kamera karşısına geçti.