Zeno Clash
Birileri klasik FPS’lerden sıkılmaya başladığımızı fark ediyor. Hatırlayın,
Mirror’s Edge’in bıraktığı tadı hâlâ unutamadık; aksiyon ve platform oyunlarında
rastladığımız manzaralara bir de birinci şahıs deneyimi ekledik. ACE adlı firma
da, sessiz sedasız üzerinde çalıştığı sıradışı FPS’yi tamamladı ve Zeno Clash’ı
kullanıcılara sundu.
Ailesi katledilmiş, Ghat adlı bir karakteri yönettiğimiz oyunda, kardeşlerimiz
bu işten bizi sorumlu tutuyor ve bizi öldürmek istiyor. Dolayısıyla biz önde,
onlar arkada, bir kovalamaca vuku buluyor. Amacımız bu cinayetleri işleyenleri
bulmak, ancak bu süre içerisinde kardeşlerimiz tarafından da öldürülmemek.
Hikayesi bile pek alışılageldik değil, Zeno Clash’in. Oyunun geçtiği evren de
aslında bir hayli enteresan. Zenozoik adı verilen gezegen, modifiye edilmiş bir
tür taş devri gibi görünüyor. Günümüz medeniyetinden çok uzaklar fakat mekanik
sistemlerde bir hayli aşama kaydetmişler. Bu, tümüyle bize yabancı olan dünyada
tek tanıdığımız şey, Half-Life’tan bildiğimiz Source motoru. Zaten oyunun
menülerinden tutun da, yükleme ekranlarına kadar her yerde Source’un varlığı
hissediliyor.
“Zenozoik’teki yaratıkların tasarımları bir hayli enteresan.”
Sıkı bir tekme
Yapımı diğer FPS’lerden ayıran özelliklerden biri de dövüş sistemi. Zeno Clash,
birinci şahıs görünümlü bir aksiyon olmasına karşın, dövüş oyunu dinamiklerine
sahip. Öyle ki, sık sık silahsız kalıp, tekme tokat düşmanlara saldırmak zorunda
kalıyorsunuz. Hatta ekranda sizin ve düşmanınızın sağlık barı, tıpkı dövüş
oyunlarındaki gibi gösteriliyor. Farenin tuşlarını kullanarak, standart ve güçlü
olmak üzere iki farklı vuruş stiliyle başladığınız oyunda, ilerledikçe bu kadar
basit olmayan yeni saldırılar geliştiriyorsunuz. Tabii sadece tekme ve yumruk
ile ilerlemiyoruz. Zenozoik gerçekliğine ait silahlar da yapımda mevcut. Tabanca
ve shotgun alternatiflerine, daha henüz oyunun başlarındayken sahip oluyorsunuz.
Zaten yapımın oynama süresi bir hayli kısa, birkaç saatte bitiyor. Çok
zorlasanız, bir defa başına oturup bitirebilirsiniz.
Yapay zeka açısından baktığımızda, ufak tefek problemler olduğu göze çarpıyor.
Örneğin bir silahı elimizden düşürdüğümüzde, düşman bunu fark edip, silahı
almaya gelebiliyor. Genellikle kalabalık saldırdıklarından, siz biriyle
uğraşırken, diğerleri silahın yanı başında bitiyor. Bu anlarda, bir robot kadar
mekanik hareketler ile silahı yerden kaldırıp, birkaç saniye sabit duruyorlar ve
ondan sonra ateş etmeye başlıyorlar. Bu problem biraz bug gibi görünüyor. Ayrıca
düşmanlar herhangi bir taktik geliştirmiyor. Direkt üzerinize saldırıyor, burada
tek değişken, hangisinin atak yapacağı. Öyle ki, aynı anda vurmamaya özen
gösteriyorlar.
“Zeno Clash yakın dövüşe odaklı bir oyun ve birçok rakibimizle yumruk yumruğa kapışıyoruz.”
Sağlam bir aparkat
Bu saldırılar esnasında, korunma almanız gerçekten işe yarıyor. Hatta korunurken
sağa ya da sola eğilerek, darbelerden tamamen kaçmanız da mümkün. Eğer bir darbe
alırsanız, ekran karşısında gerçekten o hissi yaşıyorsunuz. Aynı şekilde
rakibinize indirdiğiniz sağlam bir yumruk ile gerek ses efektiyle olsun gerek
ekrandaki anlık titremeyle olsun, vurduğunuzu hissediyorsunuz.Hatta bir süre sonra silah kullanırken sıkılmaya ve yumruk tekme dalmaya başlıyorsunuz, fakat bu
da uzun süre oynamada can sıkıcı hale geliyor. Zira birinci şahıs kamerasıyla
adam pataklamak, öyle uzun vadede keyif veren bir şey değil. Zeno Clash, bir
dövüş oyunu kadar hareketli olmadığı için, hep aynı enstantaneler ve efektler
ile bir süre sonra sıkıcı oluyor.
Düşman çeşitliliğiyle de yapım göz dolduruyor. Oyun boyunca karşılaşacağınız bu
karakterler, sıradışı görüntüleriyle dikkat çekiyor. Uzaktan insan gibi görünen
fakat yaklaştıkça, hayvan ile insan karışımı oldukları ortaya çıkan modellemeler
gayet özgün duruyor. Tabii Zeno Clash’in vahşi doğasında, insandan çok uzak
yaratıklar da mevcut. Su çevrelerinde yaşayan ya da ağaçların arasından çıkıp
gelen yaratıklar, Zenozoik gerçekliğine renk katıyor.
“-Ne dersin bomboş kocaman alan. Karşı mahalleyle maçı burda yapalım.”
Sistem dostu
Half-Life 2’nin oyun motoru olan Source ile geliştirilen yapım, bu sayede düşük
sistemlerde bile oynanabilir performans gösteriyor. Zaten Source’un optimizasyon
problemi olmadığı biliniyor. Açık alanları gayet başarıyla çizen bu motor ile
Zeno Clash, hem göze hitap ediyor hem de düşük sistemli kullanıcılara…
Görsel açıdan bakıldığında eski bir oyun motoru kullanıyor olsa da, yapım
etkileyici grafikler sunuyor. Özellikle karakter modellemeleri, ihtiyar
Source’un hâlâ iş görebileceğini resmediyor. Belki çok detaylı değiller fakat
Zenozoik’in sıradışı dünyasını kullanıcıya vermek için gayet yeterliler. Ara
videoları da oyun içi motorla hazırlayan ACE, ortaya başarılı bir atmosfer
çıkarmış.
“-Bırak abicim ya! Değmez bu kadın için, bu kadar içme kendine yazık.”
Son durak
Sesler ve müzikler açısından da yapım tatmin ediyor. Kavga anlarında değişiklik
gösteren melodiler ve ses efektleri, gerekli atmosferin hazırlanmasına yardımcı
oluyor. Seslendirmelere de özen gösterildiği belli, zira karakterlerin sesleri
gayet başarılı; sıradışı tiplerine giden seslendirmeler kullanılmış.
Genel olarak bakıldığında Zeno Clash, son zamanlarda göreceğimiz 1-2 özgün
FPS’den biri. Birinci şahıs görünümlü aksiyon türünü dövüş oyunlarının
dinamikleriyle birleştiren yapımcılar, ortaya güzel bir sürpriz çıkarmış.
Açıkçası hiçbirimiz bu kadarını beklemiyorduk. Ancak oyunun kısa sürmesi gerçek
bir eksi olabilir. Ayrıca FPS açısıyla kavga etmek de bir süre sonra sıkıcı bir
hale geliyor. Zira olaylar, dövüş oyunlarındaki kadar hızla cereyan etmiyor ve
siz tuşa bastıktan sonra, hareketin tamamlanmasını en ufak detayına kadar
izliyorsunuz. Bu izleme işi, 4-5 defa gerçekleştikten sonra artık heyecan
vermiyor ve sıkmaya başlıyor. Ancak yine de ACE, sıradışı bir deneyim yaşattığı
için tebriği hak ediyor. Eğer oynayacak değişik bir oyun arıyorsanız, Zeno Clash
ilginizi çekecektir. Ancak sıkı bir FPS’ci olarak tanınıyorsanız ve türün klasik
yapımlarını avlamaktan hoşlanıyorsanız, Zenozoik’ten kısa sürede bıkabilirsiniz.
Bu yüzden Zeno Clash’i satın almak için iyice bir düşünün. Hatta yakın zamanda
yayınlanan demosuna bir göz atın, çünkü bu farklı deneyim hiç hoşunuza
gitmeyebilir.