Mount & Blade II: Bannerlord beta İnceleme
Mount & Blade, sandbox dünyasının oyuncuya tanıdığı özgürlük sayesinde tüm dünyada fark yaratmayı başardı. Özellikle Avrupa ülkelerindeki oyunseverler Mount & Blade’i yeri geldi Türk oyunseverlerden daha fazla sahiplendi. Bu sahiplenmeye Warband ile birlikte gelen Multiplayer oyun modlarının da etkisi büyük oldu diyebiliriz. Warband’in eğlenceli oyun modları Mount & Blade topluluğunu birbirine yapıştıran bir tutkal oldu adeta. Geliştirici Taleworlds, Mount & Blade II: Bannerlord ile birlikte oyunun Sandbox deneyimini bir üst seviyeye çıkarmaya çalışırken, bir yandan da çok oyunculu oyun modlarını yeni nesile ayak uyduracak hale getirmeye ve daha rekabetçi temeller üzerine oturtmaya çalışıyor. Çok oyunculu kapalı beta deneyimlerime göre bu hedef doğrultusunda da oldukça yol kat edilmiş diyebilirim.
Yaklaşık 8 yıllık bekleyişin ardından sonunda Mount & Blade II: Bannerlord’u tecrübe etme şansı yakaladım. Koltuklanmış kargı vuruşu yapma hayaliyle geçen sekiz senelik bekleyişim sonunda nihayete erecekti. Heyecan içinde çok oyunculu beta dosyalarını indirmeye başladım. İndirme tamamlandığında ve masaüstümde Mount & Blade II: Bannerlord’un B harfi şeklindeki kısayolu belirdiğinde içimi hüzünle karışık bir gurur kapladı. Sonunda beklenen gün gelmişti.
Özel davet ile girilebilen çok oyunculu kapalı betada yalnızca oyunun “Skirmish” yani “Çarpışma” modu oynanabiliyor. Bunun dışında Bannerlod’un yeni karakter yaratma ekranına da göz atabiliyorsunuz. Karakter yaratma ekranının oldukça ayrıntılı olduğunu söyleyebilirim. Yine hem kadın hem de erkek karakter yaratabiliyor, karakterinizin fiziksel özelliklerini istediğiniz şekilde tasarlayabiliyorsunuz. Beta’da karakter yaratma ekranının olduğunu bilmiyordum açıkçası. Bannerlord’un yeni karakter yaratma özelliklerini test etmek benim için de sürpriz oldu. Karakterimi yarattıktan sonra artık oyunun yeni çarpışma modunu deneyebilirim!
Çarpışma modu Taleworlds’un oldukça üzerinde durduğu yepyeni rekabetçi çok oyunculu oyun modu. Çarpışma modunu kısaca özetlemek gerekirse; klasik bayrak kapmaca oyun modunun Mount & Blade sosuna batırılmış versiyonu diyebiliriz. Çarpışma modu, 6 oyuncuya 6 oyuncu olacak şekilde oynanıyor. Her iki takım da haritada belirli bölgelerde çıkan bayrak noktalarını kontrol etmeye ve yıldız simgeleriyle belirlenmiş olan moral puanlarını arttırmaya çalışıyor. Tüm bayrak noktalarını kontrol etmeyi başaran takım turu kazanıyor. 3 tur kazanan takım maçı da kazanmış oluyor.
Bu modda kontrol ettiğimiz ordu bulunmuyor her oyuncunun birebir mücadele yeteneği ve takım uyumu başarının anahtarı diyebiliriz. Çarpışma modu toplamda 20 dakika sürüyor. Her tur ise 5 dakikalık dilimlere ayrılmış durumda. Bannerlord’un her birinin birbirinden farklı ve üstün özellikleri olan, kendi kültürel özelliklerini yansıtan 6 farklı ülkesinin belirli birliklerden birini seçerek tura başlıyorsunuz. Çarpışma modunda Warband’deki altın sistemi yerine, yeniden doğma hakkı sistemi getirilmiş. Oyuncular, bir tura, yeniden doğma için sınıf seçerken kullanabilecekleri belirli bir puanla başlıyor. Daha iyi zırhlı bir birlik seçmek istiyorsanız yeniden doğma hakkından da feragat etmeniz gerekiyor. Çarpışma modu genel hatlarıyla böyle; belirli bir birlik ve yine belirli savaş silahlarını seç, bayrakları el geçir maçı kazan!
Şimdi gelelim asıl önemli konuya, yani Bannelord’un oynanış mekaniklerine… Öncelikle şunu belirteyim, merak etmeyin korkulan olmamış, Bannerlord, Warband’ın sağlam oynanış mekaniklerini kesinlikle koruyor. Yani motion capture ile yapılan yeni animasyonlar oyunun akıcılığını, reflekse dayalı yapısını kesinlikle bozmamış. Ancak Bannerlord’un tamamen Warband gibi hissettirmediğini de söylemem lazım. Karakter hareketleri daha ağır ve oturaklı. Hem yürüyüş hızında, hem de savurma ve savunma hamlelerinde daha oturaklı bir karakter kontrol ettiğinizi hissediyorsunuz. Bu da maçlarda ilk etapta biraz zorlanmama sebep oldu açıkçası. Yaklaşık bin saatlik warband tecrübeme dayanarak birebirde nasıl olsa alırım diye rakibin üstüne umarsızca her saldırdığımda sonu hüsranla bitti. Bunun sebebi de elimdeki silahı tanımıyor olmamdı.