Aion

Günümüz Asya’sındaki MMORPG piyasasını fark etmemiş olan kimse yoktur
sanırım. Günden güne büyüyen bu piyasa için binlerce oyun yapıldı ve bir o
kadarı da önümüzdeki dönemlerde yapılacak. “Peki neden Asya’da MMORPG kültürü bu
kadar yaygın?” diye sorarsanız, cevabım şöyle olacaktır; uygun ücrete çok hızlı
İnternet’i bizden çok önce hizmet olarak alan Asyalılar, Lineage 1 ve Lineage 2
gibi o kültürün oyunlarıyla da erken tanışma şansına sahip oldular. Böylece
Asyalı yapımcılar geleceğin temellerini MMORPG üzerine attılar.
Yazımıza konuk olan Aion: The Tower of Eternity henüz “Halka Açık Beta”
aşamasında bulunan ve Guild Wars, Tabula Rasa gibi oyunlardan tanıdığımız NCsoft
tarafından geliştiriliyor. Kore’nin Seul şehrinde özel bir stüdyosu bulunan
NCsoft yükselen Asya pazarını fark ettikten sonra buradaki yatırımlarını
arttırdı. 2006 yılında duyurusu yapılan Aion, 2008 yılının Kasım ayında Kore’de
testlere başladı. Aralık’ta ise Çin için “Kapalı Beta” dönemi başladı. Henüz
Avrupa için Beta testlerine başlanamayan yapımın yaz aylarında teste başlaması
bekleniyor.

Aion’a ihanet

Yapım konusu ile dikkatleri üzerine çekiyor. Aion ismindeki tanrı Atreia adında
bir dünyanın yaratıcısıdır. Burayı yaratırken onun isteklerini yapmak üzere
kendine özel bir melek ırkı yaratıyor ve bunları sınırsız güç ile donatıyor.
Balaur adı verilen bu ırk bir süre sonra Aion’un isteklerine karşı çıkıyor ve
Atreia’yı yok etmek için seferberlik yapıyorlar. Bunu gören Aion, 12 Empyrean
Lord’u sadakat duygusu ile birlikte yaratıyor ve insanların yaşadığı bölgeleri
koruması için görevlendiriyor. Bu ırk görevini uzun bir süre boyunca yerine
getiriyor. Savaşın sonlanamayacağını fark eden beş Lord ve bu ırk arasından
seçilmiş olan kulenin koruyucusu, artık barış yapmanın zamanı geldiğini
savunarak, Balaur’ları gezegenin sembolü olan kuleye kabul ediyorlar. Bunu
fırsat bilen Balaur’lar kontrolü ele geçiriyor ve bu kuleyi yıkarak gezegenin
iki kutba ayrılmasını sağlıyorlar. Aydınlık tarafta Elyos isimli ırk, karanlık
tarafta ise Asmodians isimli ırk yaşamaya başlıyor. Biz de oyunda tarafımızı
seçerek bu savaşta yer edinmeye çalışıyoruz.


“CryEngine ile hazırlanan yapımda karakter modellemeleri ve genel olarak grafikler oldukça kaliteli duruyor.”


Oyunda oynanabilen iki ırk bulunuyor. Elyos ve Asmodians isimli ırklar
yaşadıkları ortama göre görünüşlere sahip olacaklar. Aydınlık ve iyilik dolu
tarafta yaşayanlar insani özelliklerini korurken, karanlık tarafta yaşayanlar
daha vahşi bir ırk olacak. Ayrıca Balaur’lar bu dünyaya hükmettiği için oyunda
sık sık karşımıza çıkacaklar. Özellikle savaşlarda Balaur’ların iki tarafa
farklı etkileri olacak, fakat bu ırk oyuncular tarafından oynanamayacak.

Sınıflar

Aion’da dört sınıf yer alıyor. Karakterimizi istediğimiz sınıfta geliştirebilme
şansımız var. Bir ırkın belli bir sınıfı oynama gibi bir zorunluluğu bulunmuyor.
Bu yüzden savaşlarda büyük bir denge söz konusu. Her sınıf içinde iki tane de
alt sınıf var. Sınıflar şöyle:

Warrior: Gladyatör ve Templer adından iki alt sınıfa ayrılıyor.
Gladyatörler yakın dövüşte büyük hasarlar verebilirken, Templer sınıfı çok
yüksek hasarlara dayanabilen bir sınıf olarak görünüyor. Templer’a kısaca tank
sınıfı diyebiliriz.

Scout: Ranger ve Assassin olarak alt sınıfları var. Ranger, diğer
oyunlardan da bildiğimiz üzere yay kullanan sınıfı oluşturuyor. Bu sınıf uzaktan
dövüşte çok yetenekli. Assassin ise gizli hareket özelliğine sahip suikastçı
sınıfı. Gizli yürüyüp rakibine yaklaşarak büyük hasar verebiliyor, fakat
savunması yok denecek kadar az.

Mage: Alt sınıfları Spiritmaster ve Sorcerer. Spiritmaster yaratık
canlandıran bir sınıf. Yarattığı canlıları kullanarak savaşıyor. Kendi başına
savaşma yetisi yok. Sorcerer ise uzak mesafeden etkili büyüleri olan ve yüksek
hasar veren kara büyücü.Priest: Priest; Cleric ve Chanter olarak alt sınıflara ayrılıyor. Cleric,
diğer oyunlarda Healer olarak bilinen sınıf. Chanter ise Buff ve Heal yapabilen,
büyülü asası ile yakın dövüşe de girebilen karma bir sınıf.

İnsanoğlu kuş misali

Aion insanüstü varlıkları içinde bulunduran bir oyun görünümünde, hatta sırf
görüntü olarak yok, aynı zamanda oyunun içeriğinde de normali aşan bazı
özellikler var. Yapımın en büyük özelliği her karakterin uçma yeteneğine sahip
olması. Onuncu seviyeyi aşan her karakter en az bir dakika uçabilme özelliğine
kavuşuyor. Seviyeniz arttıkça uçma süreniz de buna paralel olarak artıyor.
Ayrıca etrafta satılan ya da yaratıklardan elde edebileceğiniz eşyalar ile uçma
sürenizi arttırabilir, çeşitli Buff’lar yaparak uçma hızınızı da
katlayabilirsiniz. İşte bu özellik sayesinde Aion bize her şeyin sınırsız olduğu
bir dünya sunuyor. Uçarak yeni yerler keşfedebilecek, yeni hammadde kaynakları
bulup toplanabilecek.

Uçmak size yeterli gelmediyse, uçarak savaşabileceğinizi de söylemem gerekiyor
sanırım. Uçarken yeteneklerinizi kullanarak combolar yapabilecek, rakiplerinizi
havada alt edebileceksiniz. Tabii ki bu savaşları yapabilmek için sınır
bölgesinde olmalı ve karşı ırka saldırmalısınız.

Biraz da savaşalım!

Oyunda Abyss isimli dev bir PvP arenası bulunuyor. Bu arenanın içinde ırkların
kontrol edebildiği kaleler var. Sadece ırklar kontrol edebildiği için savaş da
ırklar arasında gerçekleşiyor, yani kendi ırkınıza mensup bir oyuncuya
saldıramazsınız. Savaş alanındaki tek amaç kaleleri kuşatıp ele geçirmek. Yeni
nesil MMORPG’lerde sıkça karşımıza çıkan “Kale Savaşları” sistemi, ileriki
zamanlarda da daha çok karşımıza çıkacaktır.


“Ok ve yay kullanan Ranger uzak mesafeden etkili ve Scout’ın alt sınıflarından biri.”


Oyunda isterseniz PvP isterseniz PvE yapabilmektesiniz. Taraflı alanlarda birçok
PvE bölgesi bulunuyor. Böylece hem yeteneklerinizi hem de seviyenizi
geliştirebilmek için, etraftaki yaratıklara sıkça uğrayıp yere sermeniz
gerekecek. Asya MMORPG’lerinin ana mantığı zaten yaratık kesmek üzerinedir.
Yaratıklarla haşır neşir olduktan sonra PvP’ye çok ihtiyaç duyacaksınız, çünkü
PvP sayesinde sıralamaya girebilecek, ayrıca kazandığınız PvP puanlarıyla çok
gelişmiş zırh ve silahlara sahip olabileceksiniz.

Meslek nedir beyim?

Aion’da gerekli ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek için sadece yaratıkları doğramak
yeterli gelmiyorsa, kendinize bir meslek edinebileceksiniz. Altı adet üretim,
iki adet de toplayıcılık mesleği bulunuyor. Silah ustası, zırh ustası, terzi,
kuyumcu, simyacı ve aşçı, üretim mesleklerini oluşturuyor. Bu mesleklerin her
biri savaşlarda size artı puan sağlamak için üretilebilen malzemelere sahip.

CryEngine kullanan oyundaki modeller tahmin edebileceğiniz gibi oldukça detaylı.
Neredeyse karakterin her yerini kişiselleştirebilme hakkına sahip olacaksınız.
Karakterinize dövmeler yapabilecek, boyu, göz rengi, vücut tipi, yüz tipi gibi
özelliklerini belirlerken sınırsız seçime sahip olacaksınız. Ayrıca yeni
silahlar üretebilecek ve olan silahlara yeni görünümler verebileceksiniz.

Sözün bittiği yer

2009’un sonbaharında çıkması planlanan yapım, şu ana kadar yapılmış en iyi
grafikli oyun olmaya aday. Hem de içerdiği sınırsız özelleştirebilme seçeneği ve
uçmanın da olması, Aion’u bir değil birkaç adım öne çıkartıyor. Merakla
sonbaharı bekliyoruz…

Exit mobile version