“Korumak demek başkalarının güvenliğini kendinden önce düşünmek demektir” – Brandon Heat
Birçoğumuzun gözden kaçırdığı ve gerçekten izlemesi gereken bazı animeler vardır. Mükemmel çizimleri yoktur ancak işledikleri konu o kadar derindir ki, “nasıl olur da izlemem” dersiniz. Bu sadece anime için geçerli değildir aslında, herhangi bir yapım buna örnek olarak gösterilebilir. Anime & Manga köşemde bu hafta yer vermediğim ve izlemenizi şiddetle tavsiye ettiğim animelerden biri geliyor; Gungrave.
2003 yapımı olan Gungrave sadece anime olarak gösterildi. Mangası veya başka bir anime filmi de yapılmadı. Toshiyuki Tsuru’nun yönettiği ve Yousuke Kuroda tarafından yazılan Gungrave, aksiyon ve bilim kurgunun önemli örneklerinden biridir. Her ne kadar herkese hitap etmeyen bir konusu olsa bile, bazı sahnelerde insanın tüylerini diken diken etmeye yetecek kadar da başarılıdır.
Gungrave bizleri iki sokak serserisinin hikayesiyle tanıştırıyor. Brandon Heat ve Harry MacDowell isimli kahramanlarımız, küçük bir çetenin üyeleridir ancak yanlış bir adamla karşılaşınca, sevdikleri herkesi kaybederler. Güç arayışı içerisine giren Harry, Millenion adlı bir suç örgütüne katılır ve Brandon da beraberinde onu takip eder. Pek konuşmayan ancak yakın dövüşte oldukça yetenekli olan Brandon, tek aşkı olan Maria’yı ve en yakın arkadaşı Harry’yi korumak için elinden geleni yapmaktadır. Ailesi olarak bildiği amcası öldürülen Maria, aynı şekilde kendisini Millenion örgütünün içerisinde bulur ve kader, iki genci bir şekilde buluşturur. İşin kötü yanı ise örgüte giriş var ancak çıkış yoktur. Brandon bir şekilde kendisini kurtarmak isterken, en yakın arkadaşı tarafından öldürülür. Brandon “Beyond the Grave” adıyla dirilir, bıraktığı şehir eskisinden daha korkunç ve yozlaşmıştır. Sevdiği kadın ise ortada yoktur. Onu öldürten Harry “Bloody” MacDowell’ın peşine düşer çünkü o, Millenion örgütünü bencil amaçları için kullanmaktadır ve Brandon, bu suç örgütünü ortadan kaldırmakta kararlıdır.
Gungrave’in müzikleri ve geçişleri başarılı olsa bile, aksiyon ve bilim kurgu türlerini sevmiyorsanız animeden uzak durun derim ve eminim aranızda izleyenler de vardır ve belki nefret
ediyorsunuzdur. Nedenini az çok tahmin edebiliyorum, nasıl oluyor da
Brandon bu kadar odun bir karakter olabiliyor. Yaşadıklarını
düşündüğümüzde sevgili yazarın biraz abarttığını ben de kabul ediyorum
ancak eğer bir anime serisi kendisini ikinci kere izletiyorsa, o anime
başarılıdır. Bu durumda sizi, Gungrave’i izlemeye davet ediyorum.
26 bölümden oluşan Gungrave, mafya kültürüne de girdiği için, kimi zaman ciddi dramalar yaşatabiliyor. İlk bölüm günümüzden başlıyor ve Brandon’ın etrafında dönen hikaye, kimi zaman bizi geçmişe sürüklüyor ve olayın aslında göründüğünden biraz daha farklı olduğunu anlayabiliyoruz.
Gungrave’i izlemeye başladığınız andan itibaren biraz Hellsing, biraz da Trigun havası sezeceksiniz. Ne de olsa aynı ekipten çıkmış. Her iki animeyi de izlemediyseniz vay halinize o zaman, hemen izleyin. Sonra da Gungrave’e başlayın. Üçü de kendi içerisinde mükemmeldir.
İyi seyirler.