Hayatın koşuşturmasına şöyle kısa ara verip çocukluğumuza döndüğümüzde, hepimizin en az bir tane bile olsa masumane hayali vardır. Büyüklerimiz sorduğunda kimimiz doktor, kimimiz mühendis, kimimiz ise yazar olmak istediğimizi söyleriz. Açık konuşmak gerekirse, baba mesleği ne ise, ona doğru genel bir eğilim vardır meslek seçimlerimizde.
HunterXHunter, Gon Freecss isimli gencin, babasının yolunu takip etmesini konu alıyor. Gon’un babası Ging Freecss, onu daha iki yaşındayken, avcı (Hunter) olma yolunda Whale adasındaki kuzeni Mito’ya emanet etmiştir. Gon’un babası, ayrıca buradan çıkan ilk ve tek avcıdır. Bunun sonucunda Gon, hem babasını görmek için hem de avcılığın ne olduğunu kavrayabilmek için avcı olmak ister. Ancak avcı olabilmek hiç de kolay değildir. Avcı lisansı alabilmek için köyünden ayrılan Gon, yaşayacağı maceralar sırasında neredeyse kardeşi kadar sevdiği Killua ile karşılaşır. Efsanevi suikastçilerden oluşan Zoldyck ailesinin bir ferdi olan Killua, doğumundan itibaren eğitime tabii tutulmuştur. İkilinin yolları, avcı sınavında kesişir ve o günden itibaren çok iyi iki arkadaş olurlar.
HunterXHunter, manga hayatına 3 Mart 1998 yılında başladı. Toplam olarak 32 cildi bulunan HunterXHunter, bundan yaklaşık bir yıl sonra yani 16 Ekim 1999 tarihinde anime hayatına atıldı ancak ilk anime hayatı sadece iki sene sürebildi ve 2001 yılının mayıs ayında yayın hayatı sona erdi. Bitişinin ardından üç ayrı Ova’sı çıkan HxH, 2 Ekim 2011 tarihinde itibaren tekrar yayımlanmaya başladı ve yayım hayatının başlamasının ardından HunterxHunter: Phantom Rogue ve HunterxHunter: The Last Mission isimli iki filme kavuştu.
HunternHunter, dışarıdan bakıldığında çizimleri ile yargılanabilir ancak hikayesel anlamda pek çok ilki beraberinde getirir. Hatta birçok kişi tarafından bilinen Naruto’da gerçekleşen olaylar ve kişilerin alt yapısı direkt olarak HunterxHunter’dan alınmıştır, Kishimoto Sensie de bu durumu doğrulamıştır. Mangadaki güçler belirli bir dengeye oturtulmuş, karakterlerin aldığı power-up’lar gerçekçi temeller üzerine kurulmuştur. Hikayede gerçekleşen olaylar konsept olarak bile birbirinden farklıdır. Yani genel anlamda “gelin kötü adamları haklayalım” tabusu, One Piece’de olduğu gibi HunterxHunter’da da çok farklı şekillerde işlenir.
Gelelim işin en civcivli kısmına, madem HunterxHunter güzel bir anime & manga, neden popüler olamadı. İşin gerçeği şu ki, HunterxHunter’ın mangaka’sı (manga çizer) Yoshihiro Togashi, deyim yerinde ise el ense yatmayı seven birisi. Berserk’ün mangakası Kentaro Miura gibi sık sık ve uzun aralıklarla mangasına ara vermeyi kendine borç bilen birisi. HunterxHunter ve Level E’den bir önceki işi olan YuYu Hakusho, zamanına göre gerçekten başarılı bir seriydi. Öyle ki, kendisiyle aynı dönemde çıkan Dragon Ball Z’den daha fazla reyting almakta ve serinin önde gelen karakteri Kurama, Son Goku ve Vegeta’dan çok daha popülerdi ancak Yoshiro Togashi, çok daha iyi fikirlerle dönmek için ara veri ev geri geldiğinde tek bir sayıyla güzelim seriyi sonlandırdı. Neyse, HunterxHunter’a dönecek olursak, seriye iki yıldan uzun bir süredir ara verilmişti ancak haziran ayında tekrar okuyucularla buluşacağı duyuruldu.
HunterxHunter, size ilk bakışta herhangi bir Shounen’den farklı gibi görünmeyebilir ancak ona biraz şans verirseniz, içindeki karakterlerin ve gerçekleşen olayların günümüz serilerinden ne kadar farklı olduğunu görebilirsiniz.
Ayrıca iyi yıllık arasını bugün itibariyle sonlandıran HunterxHunter, mangasına devam ediyor. Aşağıdan animenin ilk açılışını izleyebilirsiniz. Keyifli okumalar ve iyi seyirler.