Öncelikli olarak Berserk’in bir Shounen değil Seinen manga olduğunu belirteyim yani örnek verecek olursak Naruto gibi “gençlere” değil, içerisinde bolca şiddet ve cinsellik bulundurduğu için en az 18 yaş ve üstü okuyuculara hitap etmektedir.
Gerçekten büyük bir arkadaşlık kurduğunuzda, karşınızdaki insanla bir şeyler paylaşmaya başlarsınız. Birbirinizi anlar, zorlukların üstesinden beraber gelir ve en tepeye beraber ulaşmak istersiniz. Artık bütün yükü tek başınıza sırtlanmanıza gerek yoktur çünkü arkadaşınız en büyük ve en acı dertlerinizi sırtlamak için oradadır. Sonunda kırılması mümkün olmayan bir “bağ” kurmuşsunuzdur.
Peki hayatınızda en çok değer verdiğiniz arkadaşınız, size unutamayacağınız bir şekilde ihanet etse ve tek yaşam amacınız onu öldürmek olsa, nasıl hissederdiniz?
İşte Berserk’te böyle bir hikayeye tanıklık edeceksiniz. Bilinmeyen bir tarihte Midland Krallığı’nın dört bir yanı savaşlarla çevrilidir. Paralı bir asker ve aynı zamanda ana karakterimiz olan olan Gatts(Guts), geçimini savaşlardan sağlamakta ve öldürdüğü kişi başına para almaktadır. Gatts’ın hayatta hiçbir amacı yoktur ve başıboş bir şekilde bir savaştan ötekisine gitmektedir. Yine bir kuşatma sırasında önce can dostu, daha sonra da baş düşmanı olacak Griffith ve onun Şahinler Takımı ile karşılaşır. Griffith, Gatts’ı gördüğü anda onu Şahinler Takımı’na katmaya karar verir ve gerçekleştirdikleri ufak bir düello sonrası Gatts, resmi olarak Şahinler Takımı’nın bir üyesi haline gelir. Şahinler Takımı’na katıldıktan sonra ise Gatts, bir daha asla yanında ayırmayacağı sevgili Casca ile karşılaşır. Casca, küçüklüğünden itibaren türlü tehlikelere göğüs germektedir ve “kötü” bir durum sonrasında Griffith tarafından kurtarılarak Şahinler Takımı’na dahil edilir. Son olarak Griffith’ten bahsedecek olursak Griffith, fakirlik içinde büyümüştür ve hayali sonsuz barışın hüküm sürdüğü bir ülke yaratmaktır. Gatts, uzun zamandır aradığı hedefi bulup Şahinler Takımı’nı bırakmak istediğinde ise mangada ipler kopar, konu orta çağ savaş atmosferinden bir anda fantastik ve bir o kadar da karanlık bir dünyaya doğru yönelir.
Berserk, yayın hayatına resmi olarak 26 Kasım 1990 yılında başladı ve toplamda 3 cildi yayımlandıktan sonra, 1992 yılında Young Animal isimli manga dergisinde resmi olarak yayınlanmaya başladı. Şu ana kadar Berserk’in, toplam olarak 37 cilti piyasaya sürüldü. Gerçek anlamda cinsellik ve vahşet içeren Berserk’in, 7 Ekim 1997 ve 31 Mart 1998 yılları arasında 25 bölümlük bir animesi yayınlandı. Tabii yayınlanan anime, mangaya pek çok konuda sadık kalamadı ve sonuyla, mangayı bilmeyen izleyicilerde büyük soru işaretleri oluşturdu. Bunun ardından yaklaşık 14 yıl sonra Berserk, Berserk Golden Age Arc I: The Egg of the King isimli üç aşamalı film serisinin ilkine kavuştu. Bu filmler sırasıyla:
1. Berserk: The Golden Age Arc I: The Egg of the King
2. Berserk: The Golden Age Arc II: The Battle for Doldrey
3. Berserk: The Golden Age Arc III: The Advent oldu.
Dışarıdan bakıldığında klasik bir “öç alma” hikayesi gibi görünebilir ancak içinde bulundurduğu ögeler, Berserk’i diğer benzerlerinden kesinlikle ayırır. Okuyucuları öyle bir duruma düşürür ki manga bariz bir şekilde “iyi” ve “kötü” kavramlarına farklı bir boyut kazandırır. Kutsal olarak gösterilip korunanlar, aslında insanlığın en büyük düşmanıdır ve bunları durdurabilecek, akıntıya kapılmayıp, sadece dalgalar yaratabilecek tek bir kişi vardır. Şahsi çıkarlar için arkadaşlıklar çok kötü bir yolla hiçe sayılabilir ve bir basamak olarak kullanılabilir. Tekrardan belirteyim Berserk, Seinen türüne ait bir manga olduğundan, yazdıklarım hafifletilmiştir yani arkadaşlıkların hiçe sayılması, mangada çok ama çok farklı bir şekilde işlenir. Bahsettiğim konu, aşağıdaki resimle biraz olsun anlaşılabilir.
Gelin işin felsefi boyutunu bir kenara bırakalım ve Berserk’in çizimlerine geçelim.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. İlk olarak serinin mangaka’sı (manga çizer) Yoshihiro Togashi’nin, çizim konusunda gerçekten bir deha olduğunu belirteyim. Manga okuyan insanların birçoğu, genel olarak çizimlerini en çok beğendikleri manganın Bleach olduğunu belirtirler. Maalesef bu arkadaşlarımız Berserk’in çizimlerini görmemiş olabilir çünkü Berserk’in çizimleri, gerçekten diğer Shounen ve Seinen’lerden farklı bir boyuttadır. Çizimler oldukça anlam ve umutsuzluk yüklü, vahşi, çarpık ancak bir o kadar da başarılıdır. Yani Berserk’in One Piece kadar detaylı ve Bleach kadar başarılı bir çizim tekniğine sahip olduğunu söylersek yalan söylemiş olmayız.
Gelelim herkesin dilinde olan sorulara. Aşağı yukarı One Piece ile aynı dönemde çıkan bir manga, nasıl oluyorda sadece 37 cilde sahip olabiliyor. Bunun iki açıklaması var. Bunlardan ilki, serinin haftalık olarak değil de aylık olarak yayımlanması. Yani 4 One Piece bölümü, 1 Berserk bölümüne tekabul etmekte. İkinci ve en büyük etmen ise HunterXHunter’ın yazısında da bahsettiğim gibi Berserk’in mangaka’sı Kentaro Miura, son derece üşengeç birisi ve ikide bir ara vermeyi kendine görev edinmiş bir mangaka. O kadar uzun aralıklarla ara eriyor ki, internette çoğu zaman “Kentaro Miura yine ölmüş” geyikleriyle karşılayabiliyorsunuz. Tabii bu yazıyı okuyanlara iyi bir haber de vermeden olmaz. Kentaro Miura, yaklaşık olarak verdiği 1 senelik aranın ardından, geçtiğimiz Nisan ayında tekrar çizmeye karar verdi. Bu ay yine boş geçecek ancak Berserk’in yeni sayısıyla, Ağustos ayında randevumuz var.
Berserk, içerdiği ögelerle sadece Shounen’lerden değil, neredeyse aynı türdeki Seinen’lerden bile ayrılır. Örnek verecek olursak içinde barındırdığı şiddet; Vinland Saga ve Vagabond’u sollayacak cinsten. Eğer siz de ben normal serilerden bıktım, daha gerçekçi ve daha karanlık bir dünyaya dalmak istiyorum diyorsanız ve 18 yaşından büyükseniz, Berserk derdinize derman olabilir.
Aşağıdan Berserk animesinin ilk açılışını izleyebilirsiniz. Herseke keyifli okumalar ve iyi seyirler.