Yunan tanrılarını konu alan birçok yapımın ne kadar dikkat çektiğini bilirsiniz. Video oyunları, filmler ve hatta animeler bile, konu olarak Yunan Mitolojisi söz konusu olduğunda biraz daha listenin tepesinde yer alırlar. Ölüler tanrısı Hades, tanrıların tanrısı Zeus ve daha fazlasının hikayelerini merak edip, yıllarını onların öykülerine adayan takipçileri mevcut. Gelin sizi bu sefer 1986 yılına götürüp Arion isimli animeyle tanıştırayım. Bu ismi birçoğunuz TRT’de gördünüz ve eminim birazdan yazacaklarım size çok tanıdık gelecek.
Arion, bizleri cesur bir savaşçıyla tanıştırıyor. Hem anime, hem de manga ismi Arion olan yapım, Yoshikazu Yasuhiko’nun kalemiyle hayat buldu. Arion, kör annesi Demeter ile yaşayan bir gençtir. Bir gün amcası ve aynı zamanda Ölüler Tanrısı olan Hades, kapısında belirir. Annesini iyileştirme teklifinde bulunan Hades, Arion’a kendisiyle gelmesini teklif eder ve Demeter’i kaçırır. Annesinin peşinden giden Arion, büyük bir savaşçı eğitimi görür ve bu sırada Hades, annesinin kör olmasının nedeni olarak Zeus’un suçlu olduğunu anlatır. Hatta Zeus’un ölmesiyle annesinin tekrar görebileceğini söyler.
Aradan geçen yıllar sonra bir yetişkin olan Arion, dostu dev Geedo ile birlikte Zeus’u bulmak ve ondan intikam almak üzere yola çıkar. Tabii bu sırada denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus’u tahtından indirmek üzere büyük bir ordu toplamıştır. Bu gelişme ne Arion’un, ne de tanrıların beklemediği bir gelişmedir. İşte burada olaylar bambaşka boyutlara taşınır.
Arion, özünde 5 bölümden oluşan 1979 – 1984 yılları arasında yayımlanan manga serisi. 1986 yılında 120 dakikalık anime fimiyle birlikte, dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Türü gereği fantastik öğelerin yanında, tarihi ve macera içeriklerine de yer verir.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Arion’un geçmişteki değeri, günümüze göre daha fazlaydı. Bunun nedeni ise o zamanlar Yunan Mitolojisine dayalı yapımları bulmak oldukça zordu. Eminim, türün çılgınları bir şekilde kendisini tatmin edecek içerikleri bulmakta zorlanmıyorlardır ancak söz konusu anime veya manga olduğunda, işin rengi biraz daha farklı boyutlara taşınıyor.
Animenin alternatif bir hikayeye dayalı olduğunu, ayrıca orjinal Yunan Mitolojisi’ne bağlı olmadığını belirtmeliyim. Hatta olaylar ve kişiler, tamamen kurgusal. Bunun hem iyi, hem de kötü yanı var. Beklemediğimiz olayların gelişmesi ve özünde iyi/kötü olarak anlatılan bir tanrının hikayesi, daha da ilginçleşebiliyor. Kötü tarafı da tabii ki “Zeus böyle mi olur canım? Yok artık!” dedirten cinsten.
Özgün müzikleri ve farklı hikaye gidişatı sayesinde Arion, şans verilmeyi hak eden oldukça eski bir anime. Mangasındaki detayların tamamı, animede yer almıyor ancak zamanına göre son derece başarılı detayları gözler önüne seriyor.