Anime ve Manga #31 Beyblade

Yıl 2000, o zamanlarda en çok takip edilen mangalardan biri olan Beyblade, şimdilerin ilginç oyuncaklarına rehberlik etmiştir. 2000 ve 2004 yılları arasında yayımlanan ve Takao Aoki tarafından yazılan Beyblade, bilim kurgu ve macera türünü beraberinde getiriyor. Hem animesi, hem de mangasıyla ön plana çıkan BeyBlade, aynı zamanda komedi türünü de içerisinde barındırıyor.

İlk göz ağrımız olan Beyblade’in en başarılı serisi 2001 yılında yayımlanan 51 bölümlük animesi. Beyblade’in toplamda yayımlanan animelerine bir göz gezdirsek, elimizde hemen hemen 372 bölümlük bir anime serisi oluyor. Sırasıyla takip edecek olursak:

-Beyblade (TV Serisi) (2001)
-Beyblade V-Force (TV Serisi) (2002)
-Beyblade the Movie: Decisive Battle! Takao VS Daichi (Film) (2002)
-Beyblade G Revolution (TV Serisi) (2004)
-Beyblade: Metal Fusion (TV Serisi) (2009)
-Beyblade: Metal Masters (TV Serisi) (2010)
-Beyblade: Metal Fury (TV Serisi) (2011)
-Beyblade: Shogun Steel (TV Serisi) (2012)
-BeyWheelz (TV Serisi) (2012 ve hala devam ediyor)

Görüldüğü üzere, Beyblade’in de hala devam eden yapımları mevcut. İşin içerisine bir de popülerlik eklenince, animesi aldı başını gidiyor ancak eski tadını verip vermediği ise, tartışılır.

Beyblade, çocukluğumuzda bildiğiniz şu renkli topaçların, daha da çılgınlaşmış hali olabilir. Zamanında tıpkı bir Pokemon ve Digimon gibi yükselen ancak sonrasında belirli bir kitleye hitap eden Beyblade, daha iyi yerlere gelebilirdi.

Beyblade, bizlere 13 yaşındaki bir çocuğun hikayesini anlatıyor. İsmi Takao Kinomiya ve gençlerin arasında oldukça popüler olan Beyblade’de, kendisini geliştirmek istiyor. Bu sırada kendisine özel arkadaşlar ediniyor; Max Mizuhara, Kai Hiwatari ve Rei Kon, ayrıca teknik işlerde kendisini oldukça geliştiren Kyouju’yu da unutmamak gerek. Kendilerini kanıtlamak isteyen bu arkadaş grubu, büyük bir tunuvaya katılırlar ve kıran kırana dövüş o zaman başlar. Kimi zaman, kendi aralarında saatlerce süren savaşlara katılırlar. Kahramanlarımızın beyblade’leri sıradan değildir, her birinin özel bir yaratığı vardır ancak her beyblade için aynı durum geçerli değildir. Kimisi kaplan, kimisi anka kuşu, kimisi ise bir kaplumbağanın ruhuna ev sahipliği etmektedir. Beyblade’lerin daha güçlü olmasını sağlayacak teknik ekipmanlara da ihtiyaç vardır. Ruhların ve doğru aksesuarların gücüyle, beylade şampiyonu olmak birçok gencin hayalidir.

Beyblade’in ilk çıktığı yıllarda bu kadar sevilmesinin nedeni, hem mitolojik hayvanların ve yaratıkların animede görülmesi, hem de topaçların o zamanlarda popüler olması. Beyblade, söz konusu aksesuar ve oyuncak olduğunda, rakip tanımayanlardan biridir.

Gençler arasında yaygınlaşan Beyblade, bu aralar yayımlanan ilginç çizgi dizilere de örnek olmuştur. Doğal olarak işin hem artısı, hem de eksisi var. Kimi zaman “eskiden ne kadar güzel çizerlermiş” demeden kendimi alamıyorum. Beyblade’in eski ve yeni çizimlerine baktığımda, daha da net çizgiler işin içerisinde olsa bile, özünde anime yenilendikçe eksileri artıyor.

Beyblade, her saniyesinden ufak bir yaş gruba hitap ettiğini anlamak zor değil ve renkler fazla parlak. Detaylardan uzak olan bir öyküsü var ve anime içerisindeki efsaneler büyük yaş kitlesi için bir şey ifade etmiyor. Beyblade savaşları bir süreden sonra çığrından çıkıyor ve mitolojik ruhların savaşları görülüyor. Kimi zaman bu ruhlar saatlerce savaşıyor ve genelde sevgisi daha fazla olan beyblade sahibi, savaşı kazanıyor. Beyblade, Pokemon ya da Captain Tsubasa’nın yakaladığı evrenselliği yakalayamıyor ve doğal olarak herkesin izleyebileceği bir anime olmaktan çıkıyor.

Kısacası Beyblade, özünde zamanına göre başarılı bir anime olsa bile, çocukluğumuzda efsane olmayı hak ediyor.
Exit mobile version