Makale

Anime ve Manga #35 One Piece

“Bu bayrağın kime ait olduğunu bilmiyorum, ancak bir korsan bayrağı öylece yere atılıp üstüne basılıp, ardından da gülünecek bişey değildir! O, inancın sembolüdür.” – Luffy

Uzun süredir yayın hayatına devam eden ve mangasında büyük bir çığır açan Eiichiro Oda‘nın kaleminden çıkan One Piece, bu haftaki konuğumuz olacak. Çizimleriyle olsun, konusuyla olsun kendisini diğer anime ve mangalardan ayırmayı ve anime dünyasının en başarılı senaryosunu bizlere sunmayı başarmıştır.

Fairy Tail ile olan benzerliklerini az çok biliyorsunuzdur. Bunun nedeni ise Hiro Mashima ile Eiichiro Oda arasındaki bağlantıdan kaynaklanıyor. Aynı dönem ve okulun öğrencileri olmalarının yanında, Akira Toriyama‘dan esinlendiler. Bu nedenden anime ve mangaların benzer olması çok normal. Fairy Tail mi yoksa One Piece mi diye bir kıyaslamaya girmenizi tavsiye etmem. İkisi de özünde değerli yapımlardır.

Konumuzu daha fazla uzatmadan One Piece’in özüne ve geçmişine bir göz atalım. Aksiyon, dram, macera ve komedi türlerini bir araya getiren One Piece, 1997 yılından beri devam eden bir manga serisi. Önce mangasıyla ünlü olmuş, sonrasında 1999 yılında anime dünyasına giriş yapmıştır. Hem animesi, hem de mangası devam etmekte; ayrıca animesi neredeyse 614. bölüme kadar gelmiştir. Yaklaşık 10 adet anime filmi ve bir tane de OVA’sı vardır. Köklü bir geçmişi, birçok video oyunu ve ilginç çizimiyle One Piece, anime severlerin gönlünde bambaşka bir yere sahiptir.

Uzun süredir takip etmediğimi düşünürsem, kimi zaman “baştan başlasam mı acaba?” diye düşünüyor sonra iki sıfırlı sayıları görünce bu düşüncemden vazgeçiyorum. En iyisi kaldığım yerden devam etmek gibi duruyor.

Aranızdan, One Piece’in neden izlenmesi gerektiğini düşünenler vardır. Cevap çok basit: başladığınız vakit, bağımlılık yapıyor. İçinizi kemiren merakınıza yenik düşüyor ve farkına varmadan animeyi çılgınlar gibi takip etmeye başlıyorsunuz.

One Piece, bizlere korsanların kralı olmak isteyen Monkey D. Luffy’nin hikayesini sunuyor. Korsan Kral Gold Roger, bulunduğu dünyadaki her şeyi elde etmiştir ancak bir gün idam edilir. İdam edilirken, tüm servetinin Grand Line’de olduğunu ve onu arayıp, bulmaları gerektiğini söyler. Bunu duyan herkes, Grand Line’a gider ancak oraya gitmek ve canlı kalabilmek duyulduğundan daha zordur. Monkey D. Luffy de bu amacın bir parçası olur. Küçük yaşlardan beri korsan olmak isteyen Luffy, yediği bir meyve yüzünden lastik bir çocuğa dönüşür. Kendi yaşamını bir kenara koyup, Grand Line’a giden inanılmaz yolculuğa kendisini adayan Luffy, tehlikeli ve komik maceraları sırasında, birkaç da arkadaş edinir. Her birinin yaşama amacı ve hikayeleri farklıdır ancak özünde tek bir amaca hizmet etmektedirler.

One Piece’in muhteşem bir senaryo ve kurguya sahip olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında her karakterin ve yan konuların en ufak detaylarına kadar seyirciye sunulması, animeye ayrı bir hava katıyor. Bu da anime için önemli bir artı. Dövüş teknikleri ve çizimler insanın gözünü yormuyor, karakterlerin her birinin orjinal olması da başka bir artı olarak değerlendirilebilir.

Animenin türü, özünden çıkmıyor ve filler (doldurulmuş) bölümler çok fazla değil, olanlar da insanı sıkmadan çerez niyetine atıştırmalık oluyor.

One Piece’in romantizm ve aşkı minimum seviyede tuttuğunu söylemek gerek. Arada Sanji’nin yalakalık yaptığı hatunları saymazsak tabii, ancak adamın karakteri öyle, yapacak bir şey yok. Tabii ki Boa Hancok’u da unutmamak gerek. İlerleyen bölümlerde, kahramanlarımızın karşısına çıkan kötü karakterler, farklı amaçlar uğruna savaşan iyi birer insan olarak çıkabiliyorlar. Sürprizle dolu olması da One Piece’e ayrı bir hava katıyor.

Şeytan meyvesi, One Piece’in en başarılı fikirlerinden biri. Animedeki güç dengesi çok iyi kurulmuş. Mesela bu meyve ile çeşitli güçler kazanan korsanlar yüzemiyorlar, ayrıca birden fazla meyve yiyemiyorlar. Bazı yetenekler kısıtlıyken, bazı yetenekler farklı meyvelerle güçlendirilmiş.

One Piece’in özellikle müziklerinin geri planda kaldığını itiraf etmeliyim. Bir süreden sonra sürekli aynı müziklerin animede harmanlanması ve kapanış müziklerinin gerçekten başarısız olması, kimi zaman can sıkabiliyor. Merak etmeyin, bir süreden sonra anime uzasın diye kaldırılıyor. Mangada bulunan ve animede sansürlenip önümüze gelen bölümler de mevcut. Eh bu durum biraz heves kaçırtabiliyor. Buna rağmen seslendirmeler son derece başarılı. Aralarında tanıdık bazı isimler bile var. Usopp’u seslendiren, Death Note’da L’i; Chopper’ı seslendiren kadın, Pokemon’da Pikachu’yu seslendirmekte.

One Piece’de gözünüze farklı bir çizim tekniği daha çarpacak. Kadın karakterlerin biraz birbirine benzemesi ancak erkek karakterlerin, daha detaylı gösterilmesi.

İlk izlemeye başladığınızda, sıkması ve doğal olarak başka animeye geçme içgüdüsüyle dolmanız çok normal. 40 bölüm dayanın, sonrası hoşunuza gidecek.

One Piece, her yaştan izleyiciye hitab ediyor. Arkadaşlığın önemini, dostluğun kolay bulunamayacak bir değer olduğunu ve hayallerimizin hayatımızdaki yerini bizlere çok güzel aşılıyor.

Orjinali mangasına dayandığı için, One Piece’in mangası, animesinden çok daha iyidir ve hikaye mangada tüm detaylarıyla işlenir.

Kısacası kimi zaman uzun süren bir konuya girse veya bölümleri sıksa bile, konusu ve derinliği One Piece’si arşivlenmeyi hak eden bir anime/manga yapıyor. Kendisine has çizim teknikleri, kendisine has karakter detayları ve kurgular, sizi sıkmayacak kadar başarılı. Tabii ki herkese hitab eden bir yanı yok ancak anime ve manga  dünyanın en iyilerinden biri olarak değerlendiriliyor.

İyi seyirler.

“Şu andan itibaren ne olursa olsun, sol kolumuzdaki bu sembol sonsuza kadar dostluk işareti olacaktır”

İşte karşınızda başarılı bir One Piece videosu. Uyarmalıyım, “spoiler” içerir ancak beğeneceksiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu