Anno 1602, Anno 1503 ve sonunda serinin üçüncü oyunu 1701. 1602 ilk
çıktığında günlerce sabahtan akşama kadar oynamıştım. O minik evleri, bu
evlerden çıkıp işini yapmaya çalışan minik insanları izliyordum. Bir yandan da
ne kadar derin bir stratejisi olduğunu keşfediyordum. Daha sonra 1503 çıktı,
fakat beklediğim kadar güzel değildi. Yapımcılar oyunun hoş ola bazı
özelliklerini katletmişti. Şimdi ise tamamen 3B olarak tasarlanan 1701 kapıya
dayandı. 8 milyon Avro bütçe ile hazırlanan yapım için 15 binden fazla
“Annosever” görüşlerini bildirmişti. Yapımcılar oyuncuların da fikrini alarak
serinin en güzelini yapmak için işe giriştiler. Ne kadar başarılı olduklarını da
E3’te yayınlana video ile görmüş olduk.
Adından da anlaşılacağı gibi 1701 senesi civarında geçen oyunda amacımız, yine
el değmemiş kıtaları bulup, buralarda uygarlık kurmak. Kurduktan sonra da bir
çok tehlikeye karşı göğüs gerip savaşmak. Kimi zaman kendinizi psikopat
korsanlarla boğuşurken ya da halkın ayaklanmalarını bastırırken
bulabileceksiniz. Zorluklar sadece insan kaynaklı da olmayabilir. Hortum,
yanardağı patlaması gibi afetler ile de uygarlığınız her an tehlike altında
olacak. Bunların olmadığı zamanlarda ise halkın içine inip oyun oynayan
çocukları, bando takımı gösterilerini ya da karnavalları görebileceksiniz.
Kültür
Her uygarlığın kendi kültürü olacak. Kültürlerine göre binaları, yaşayışları
değişecek; uygarlıkların diğer uygarlıklara karşı tutumu bambaşka olacak.
Yaptıkları eğlenceler, çocukların oyunları… Hepsini farklı modellemelerle
görmemiz mümkün olacak. Bunun yanında eşsiz güzellikteki yerleşim birimleri de
kültürü büyük ölçüde etkileyecek. Uygarlıkların yaptığı günümüze kadar gelmiş
bazı harikaları da oyunda görebileceğiz.
Serinin diğer oyunlarından farklı olarak eklenen bir özellik daha olacak. Kendi
kalelerimizi dizayn edebileceğiz. E3’teki video’da gösterilen kale tasarımları
adeta beni büyüledi. Bu yüzden tasarımlar için ayrıntılı bir sistem düşünülüyor
olsa gerek.
Uygarlığımızdaki her bir insan bizim için önem taşıyacak. Onların işte
çalışmalarını sağladıktan sonra ev de bulmak zorundayız. Diğer strateji
oyunlarındaki gibi iş yerinde uyuma(!) gibi bir seçenekleri olmayacak. Her
vatandaşa bir daire vereceğiz. İnsanlarımızın fikirleri de önemli bir konu
olacak. Onların düşüncelerini görüp buna göre karar verebileceğiz. Çoğunluğun
istedi şeyleri yaparak halkın güvenini kazanabileceğiz. Bazı insanlar ise cins
fikirli olabilecek. Kısacası uygarlık hakkında bir karar verirken her kesimi
dinlememiz gerekecek.
Grafikler
Teknik detaylara değinmek için erken aslında, ama yine de genel anlamda bir
izlenim yapalım. 2 boyutlu grafikten 3 boyutlu grafiklere geçildiği için
önceleri biraz kötü karşılanabilir. Ama genel olarak grafik kalitesi epey üstün
olacak. Denizin hareketi, ağaçların rüzgârla savrulması gibi detaylara oldukça
önem verilmiş. Sokaklarda benzer insanlar görmek tabiî ki mümkün. Ama sarhoş
insan modellemelerini sokakta yürürken görmek de epey eğlenceli olacak. Kısacası
serinin diğer oyunlarından çok daha renkli olacağı ortada. Seslere değinmek
gerekirse; hiç şüphem yok ki en az ilk iki oyun kadar kaliteli müzikler
olacaktır.
Yurt dışında Age of Empires’tan daha çok sevilen Anno, Ekim ayında strateji
severleri doyuracak gibi gözüküyor. O zaman kadar eskiler ile nostalji yapalım.