Sinema/TV - Kritik

Aquaman

Malum son yıllarda Holywood’u ayakta tutan yapımlar özellikle Marvel Sinematik Evreninin başı çektiği, çizgi romanlardan uyarlanan süper kahraman filmleri oluyor. Marvel kanadı bu konuda milyonların sevdiği yapımların altına imza atıyor. Ancak çizgi roman uyarlaması süper kahraman filmlerinin DC tarafında işler pek de yolunda gitmiyor.  Warner Bros bir türlü büyük kitlelerin sevdiği bir DC filmi yapabilmiş değil. Ancak Aquaman, eksik yanları çok olsa da en azından iyiye gidişin sinyallerini veren ilk DC süper kahraman filmi olarak dikkat çeken bir yapım.

Aquaman İnceleme

Korku Seansı serisi ve ilk Testere filminin başarılı yönetmeni James Wan‘ın yönetmen koltuğunda yer aldığı Aquaman’in baş rollerinde, Game of Thrones serisinde canlandırdığı Khal Drogo rolüyle gönüllere taht kuran Jason Momoa ve Mera rolünde Amber Heard yer alıyor. Aynı adlı çizgi romandan uyarlanan Aquaman, gerçekten büyük bir film. Açılış sahnesinden, final sahnesine kadar, filmin büyük bütçeli ve üzerinde uğraşılmış bir film olduğu izlenimini rahatça ediniyorsunuz. Her ne kadar filmin büyük bir kısmı bolca görsel efekt destekli denizler altındaki Atlantis şehrinde geçse de, kulanılan kamera açıları, görsel efekt kalitesi, dünya üzerinde çekilen sahnelerin mekan çeşitliliği gibi unsurlar bu filmde emek var dedirtiyor. Aquamn’in çocukluk döneminden, gelişimini tamamladığı, artık rüşdünü ispat ettiği döneme kadar olan hikaye sıralaması filmde oldukça iyi işlenmiş.

Jason Mamoa’nın iyi oyunculuğu ve Aquaman karakterinin sempatik tavırları, Amber Herad’ın canlandırdığı Mera karakteriyle arasındaki esprili diyalogları filmin akıcılığını arttıran başlıca unsurlardı. İşte tam da bu unsurlar aslında DC’nin yaptığı en iyi Marvel filmi yorumlarının yapılmasına neden oluyor. Aquaman’de önceki DC filmlerinde olmadığı kadar mizah kullanılmış. Karakterin ciddiyetten uzak, sempatik tavırları öne çıkarılmış. Kaldı ki Aquamn karakteri de gayet düz bir karakter, fazla insancıl, konuşmaya gerek yok hacı kavga edelim çözelim sorunlarımızı diyen düz mantık bir ağabeyimiz. Ancak filmden esprili sahneleri, eğlenceli bir kaç diyaloğu, Dünya üzerinde geçen sıcak mekanları çıkarttığınızda, elinizde yine sıradan, fazla ciddi  ve yer yer sıkıcı bir DC filmi kalıyor. Yönetmen, James Wan’ın hakkını teslim etmek lazım. Böyle büyük çaplı bir filmi gayet iyi kotarmış. Hatta yeni şeyler denemiş. Aksiyon sahnelerinde farklı kamera açıları kullanmış, görsel efekt fışkıran sahneleri inandırıcı vermeyi başarmış. Kalabalık savaş sahnelerinin altından kalkmayı bilmiş. Özellikle filmin giriş dakikalarında evin içinde geçen dövüş sahnesinde tepeden kullandığı kamera açısı aksiyona ayrı bir hava katmış. İzleyiciyi  sahnenin içine çekmeyi başarmış, ki böyle bir filmde bunu yapmak oldukça zordur.

Üzerimize umarsızca görsel efekt atılan bir filmde, her sahnnenin bize yapay gelmesi, DC filmlerinin en büyük sorunlarından. Ancak James Wan’ın, filmin genelinde iyi bir iş çıkarttığını söyleyebilirim. Peki Aquaman Marvel ile yarışabilecek film mi? Şİmdilik değil, ancak Warner Bros’un iyi bir ilk adım attığını söyleyebilirim bu konuda. Aquaman genel olarak fena olmayan bir film olsa da, filmin süresinin haddinden uzun olması, klasik DC dramasının dozunun yer yer fazla kullanılmış olması, temponun bazı anlarda yere çakılması gibi unsurlar, Aquaman’den çıktıktan sonra fena olmayan bir film izledim dedirtiyor.  Aquaman, “Tamam olmuş bu” hissini ne yazık ki yaşatmıyor size.

Burada bence en büyük sorun senaryoda, gereksiz duygusallık içeren sahneler daha az tutulsa, dünya üzerinde geçen sahneler biraz daha arttırılsa ve Aquaman’in karşısına adam gibi bir baş kötü çıkartılsa çok çok daha iyi bir film olabilirmiş. Zira Black Manta tasarımıyla, gücüyle etkileyici dursa da, karakterin motivasyonunun zayıf olması ve Yahya Abdul-Mateen II’nin kötü performansı “ee bu mu şimdi Aquaman’in baş kötüsü” dedirtiyor. Aquaman’in kardeşi King Orm’u baş kötü olarak düşünürsek -kaldı ki filmde bu karakter öne çıkartılıyor- yine de finalde kıran kırana bir mücadelenin sizi bekleyeceğini düşünmüyorsunuz. Her iki “kötü”  de Aman Aquman ikisini de şamarlar işte dedirtip, hikayeyi takip etme isteğinizi köreltiyor. 

Jason Mamoa, Aquaman rolü ile bire bir örtüşen bir oyuncu, hem fizik olarak hem de oyunculuk kabiliyeti açısından, Aquaman rolünün hakkından fazlasıyla geliyor. Filmi de performansı ile kurtaran isim diyebilirim. Amber Heard için ise, aynı şeyleri söylemek güç. Pek çok sahnede Amber Heard’ın kötü oyunculuğu göze çarpıyor. İkili arasındaki diyaloglar filmiş kurtaran başlıca unsurlardan.

Aquman, fena olmayan bir başlangıç filmi. Filmin süresi en az 45 dakika daha kısa olsa iyi bir film diyebileceğim bir film bile olabilirmiş. Ancak senaryonun akıcılığı baltalaması ve gereksiz duygusallık, ortaya eh işte dedirten bir film çıkartmış. Yine de pek çok DC filmine göre iyi bir film Aquaman. DC için umut vaat eden bir film. James Wan büyük sorumluluğun altından kalkmayı bilmiş. Jason Mamoa zor olan bir şeyi başarmış ve Aquaman’i “inandırıcı” bir karakter haline getirmeyi başarmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu