Nereden başlasak… Öncelikle yazımda herhangi bir spoiler olmadığını belirteyim arkadaşlar, yani bu inceleme spoiler içermemektedir.
Yıllar boyu ilk filmi çıktığından beri sansasyon oluşturan, kendine has ve özgün Arınma Gecesi serisinin son filmi The Forever Purge ( Arınma Gecesi: Sonsuza Dek ) İsveç’te 30 Haziran 2021, genel olarak ise 2 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla sinemalara giriş yaptı. Serinin 5. filmi olma niteliği taşıyan bu film, içerdiği birçok gerek ince gerek bariz mesajlarla aslında önemli bir anlam ortaya koyuyor. Film, pencerenin bir kısmına odaklanılmasını değil; bütün pencereye odaklanılmasını istiyor. Everardo Valeria Gout’un yaşamında yönetmenliğini yaptığı nadir filmlerden olan bu film, sizi gerçekten bir saniye bile sıkmayan, hatta dakika her geçtiğinde heyecanı daha da arttıran bir film.
Arınma Gecesi: Sonsuza Dek inceleme
Başrollerinde Josh Lucas, Ana de la Reguera, Tenoch Huerta, Leven Rambin, Cassidy Freeman, Will Patton ve Alejandro Edda’nın olduğu filmde, 12 saat boyunca işlenecek tüm suçların serbest olması ve Arınma Gecesi’nin yıl dönümü gelmeden önce Amerika’ya, Teksas’a yerleşen Adela ve eşi Juan’a odaklanıyoruz. Juan, ciddi anlamda varlıklı bir aile olan Tucker ailesinin çiftliğinde çalışmaktadır. Tucker ailesinin başı olan Caleb, Juan’dan gerçekten etkilenir lakin bu durum Caleb’in oğlu Dylan’ı rahatsız eder. Arınma Gecesi’ne 1 gün kalmıştır ve bu iki ailenin Arınma Gecesi’nde birbirlerine sımsıkı bağlı kalması gerektiğinden haberleri yoktur.
Filmde bol bol aksiyon, kan revan görüyorsunuz ve buna sahiden oldukça doyuyorsunuz, öte yandan aksiyondan çok farklı duyguları ve türleri bize sunuyor film, şunu da filmi ailesiyle izlemek isteyenlere gönül rahatlığıyla söyleyebilirim filmde cinsel içerikli sahneler neredeyse hiç yok. Bu Arınma Gecesi filmi, +18 aksiyon sahneleri çokça barındırmasına rağmen izleyiciye geçireceği türlü hissiyatlardan dolayı bunun artık önemi kalmıyor çünkü kendinizi çoktan filme kaptırmış oluyorsunuz.
Spoiler vermeden bahsedebileceğim şekliyle film açıkça Amerika’nın ne denli durumlara, kendi içinde ne hallere geldiğine dair herkesin bildiği lakin kimsenin konuşmadığı / konuşmak istemediği / konuşamadığı gerçekleri gözler önüne seren, ayrıca önemli olanın insan olmak olduğuna dair çok özel duygu durumları yaşatan bir film.
18 Milyon USD ile serinin diğer filmlerinden daha çok bütçe ayrılan bu filmde, görsel anlamda ve ses anlamında büyük iş başarmışlar diyebilirim. Adeta görsel şölen vardı, açıkçası Arınma Gecesi serisinin üstüne düşmeyen biri olmama ve filme dair bir beklentim olmadan gitmeme rağmen bu film beni çok tatmin etti ve filmin sonunda tek böyle düşünen de ben değildim. Sürükleyicilik açısından, insanları ekrana kilitleme açısından gayet güzel bir iş başardıklarını düşünüyorum.
Filmin ardından açıp IMDb puanlamasına baktıktan sonra büyük bir şoka uğradım. Hiç hak etmediği ve bu filme göre bayağı düşük sayılabilecek bir puan almış, yani bir kez daha anlamış olduk ki resmi puanlamalar her zaman gerçeği yansıtmıyor.
Film henüz vizyondaki ilk haftasında hızla salonlarda oynamaya devam ediyor, izleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler! Doğru tercih.